Yeşil Doğa Mühendislik ve Danışma Şirketi, Ağrı’nın Diyadin ilçesine bağlı Dibekli köyünde mermer ocağı açılması için 17 Haziran 2019 tarihinde Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvuru yaptı. Proje sahibi Yurdanur Işık olan başvuru sonrası Bakanlık bölgede araştırılma yapılmasını istedi. Araştırmaların tamamlanması üzerine 8 Ekim 2019 tarihinde “ÇED gerekli değildir” kararı verildi. Kararın üzerinden 2 yılı aşkın bir sürenin geçmesi üzerine şirket tarafından köyde maden ocağı için çalışmaların startını verildi.
Mezopotamya Ajansı’ndan Dindar Karataş’ın haberine göre; bir süre önce köye gelen şirket yetkilileri, ocağın kurulacağı alanda yaşayan köylülerden “tapunuz yok” gerekçesiyle evlerini terk etmelerini istedi. Köylülerin karşı çıkması üzerine aynı zamanda Diyadin Belediyesi kayyımı olan İlçe Kaymakamı Alper Balcı ile çok sayıda asker 17 Haziran’da köye geldi. Kayyım Balcı’nın, çalışmaların yapılacağı alanın mera olması ve evlerin tapularının bulunmaması nedeniyle yurttaşların herhangi bir hak talebinde bulunamayacaklarını söylediği öğrenildi. Kayyım Balcı’nın, ayrıca şirket yetkililerine karşı çıkmamaları yönünde köylüleri uyardığı belirtti.
Kaymakamın tehdidi
Evi yıkılmak istenen köylülerden Muazzez Yıldız, mermer ocağına karşı olduklarını belirtti. 7 çocuğunun olduğunu aktaran Yıldız, evinin yıkılması halinde dışarıda kalacağını ifade etti. Yıkılmak istenen evleri için herhangi bir ödeme de yapılmayacağını ifade eden Yıldız, “Şirket bize hakaret ediyor. Yetmiyor, kaymakam da yüzlerce askerle birlikte gelip köyde evleri kuşatıyor. Kaymakam, ‘Eğer siz çıkmazsanız sizinle başka bir dille konuşurum. Bu devletin merası’ diyor. Kaymakam bizi ve çocuklarımızı tehdit ediyor Benim arsam burada, köyüm burada. Ellerini yakamızdan çeksinler, yuvamızı yıkmasınlar” diye konuştu.
‘İş başka türlü olacak’
Mermer ocağının yapılacağı alanda 22 evin bulunduğunu aktaran Yusuf Yıldız (50), evlerini yaptıkları yerlerin tapularının bulunmadığını kaydetti. Bölgeye tapu kadastronun geldiğini ve kimi kişilerin beyanları üzerine evlerin bulunduğu alanın mera olarak gösterildiğini söyleyen Yıldız, bu durumun şirkete verilen ruhsatla ilgili olduğunu dile getirdi. Evlerinin yıkılmasına karşı çıktıkları için kaymakamın köye geldiğini belirten Yıldız, “Bize valinin selamını getirdiğini söyledi. Kaymakam, ‘Burası hazine malıdır’ dedi. ‘Çoluk çocuğumuzun rızkı ne olacak?’ diye sorduk. O da ‘müteahhitle anlaşın’ dedi. Müteahhit de bizle anlaşmadan ve konuşmadan yakın zamanda çalışmaya başlayacak. Kaymakam, ‘Bu adam burada çalışmaya başladığında siz baskı uygularsanız iş başka türlü olacak. Başsavcı gözlerinizi kapatır, sizi içeriye atar’ dedi. Perişan durumdayız” dedi.
‘Sokakta kalırız’
Evlerinin yıkılmak istenmesine tepki gösteren Hatice Yıldız, yıllardır köyde yaşam sürdüklerine işaret ederek, “Nereye gideceğiz” diye sordu. Yıldız, evlerini terk etmeyeceklerini vurguladı.
Köy sakinlerinden Seyran Yıldız, eşinin inşaatlarda çalışmak üzere İzmir’e gittiğini ve herhangi bir gelirlerinin olmadığına dikkati çekti. Yıldız, evlerinin yıkılması halinde sokakta kalacaklarını belirterek, “Çocuklarımız daha küçük. Burada yaşayan herkes aynı durumda. Ekonomik olarak zor durumdalar. 5 çocuğum var, ne olacak halimiz?” diye sordu.
‘Hepinizi dışarı atarım’
Murat Yıldız ise, kaymakamın köy ziyaretinde kendilerine, “Burası benim yerim ve yurdum. Ben istediğim gibi bozarım. İstediğim gibi hepinizi dışarı atarım. Şirket gelip çalışacak kimse bir şey demeyecek. Gerekirse evleri yıkarlar. Burada oturma gibi bir hakkınız yok” dediğini paylaştı. Yıldız, “Ne yapacağımız konusunda şaşkınız. Ocak çevreye zarar veriyor. Hayvancılığa zararı var. Köyden kamyonlar ve kepçeler geçecek. Küçük çocuklar var. Birine bir şey olursa ne yapacağız. Mermer ocağı istemiyoruz” şeklinde konuştu.