Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nin her hafta gerçekleştirdiği “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eyleminin 613’üncüsü yayınlanan video ile gerçekleştirildi. Derneğin sosyal medya hesaplarında yayınlanan videoda, derneğin yöneticisi Gurbet Yavuz, 29 Kasım 1994 yılında Amed’te gözaltında kaybettirilen Ender Toğcu’nun akıbetini sordu.
‘Üç gün içinde ölüsünü teslim ederiz’
Evli ve bir çocuk babası olduğu belirtilen Toğcu’nun 29 Kasım 1994 tarihinde hastanede yatan eşini görmek için ağabeyi Ali Toğcu’nun yanından ayrıldıktan sonra bir daha kendisinden haber alınmadığını ifade eden Yavuz, Toğcu’nun kayıp hikayesini şöyle anlattı: “Hastanede o gün refakatçi olarak Ender Toğcu’nun annesi bulunmaktaydı. Annesinin beyanına göre oğlu Ender Toğcu, o gün hastaneye hiç uğramaz. Aynı gün gece saat 22.30 civarında Ender’in babasının ikametine 7-8 kişilik sivil polisler gelerek evde bulunan baba Hüseyin Toğcu ve küçük oğlunu dövmeye başlarlar. Babaya sürekli olarak oğlunun nerede olduğunu sorarak dövmeye devam ederler. Baba Hüseyin Toğcu, sivil polislere korktuğundan dolayı oğlu Ender Toğcu’nun üç gün önce Kayseri’ye dayısının yanına gittiğini söyler. Bunun üzerine polisler babaya ‘Oğlun bizim elimizde, üç gün içinde sana ölüsünü teslim ederiz’ diyerek ikametinden ayrılır.”
Sivil polislerin Toğcu’nun babasından sonra ağabeyi Ali Toğcu’yu da sıkıştırdığını dile getiren Yavuz, “Evden ayrılan sivil polisler daha sonrasında Ender’in ağabeyi olan Ali Toğcu’nun evine gider. Ali’ye de aynı şekilde Ender Toğcu’nun nerede olduğunu sorarlar. Ali Toğcu, sivil polislere Ender’in saat 15.00 civarında yanından ayrıldığını ve kendisini bir daha görmediğini ifade eder. Bunun üzerine polisler Ali Toğcu’yu da yanına alarak babasının evine tekrar gelirler ve babaya ‘Evinizde silah var, o silahı bize teslim edeceksiniz’ deyip odunluğa girip silahı çıkartırlar. Polisler babasına silahın yerini Ender Toğcu’nun söylediğini belirtip oradan ayrılır. Gece saat 24.00 gibi oradan ayrılan polisler bir süre sonra tekrar eve geri gelip babasına tutanak imzalattırırlar. Polisler oradan ayrılmadan önce karşı komşuya Ender’in nerede olduğunu da sorar. Komşuları ise Ender’i tanımadığını ve nerede olduğunu bilmediğini belirtince polisler askerliğini daha önce yapmış olan Ender hakkında ‘Ender Asker kaçağıdır ve onu arıyoruz’ deyip oradan ayrılır” dedi.
26 yıldır haber alınamıyor
Olayın ertesi günü Ender’in ağabeyi çarşıda kahvede oturduğu sırada Çarşı Karakolu polisleri tarafından kahveden alınıp üç gün boyunca gözaltında sorgudan geçirildiğini anımsatan Yavuz, “Ağabeyine de Ender’in nerede olduğu sorulur, Ağabeyi nerede olduğunu bilmediğini söyleyince polisler ağabeyine dönük olarak ‘yalan söyleme, biz onu yakaladık, üzerinde bir liste de çıktı. O listede telsiz ve pil gibi eşyaların fiyatı da yazılıyordu’ der. Ender Toğcu’nun babası Hüseyin Toğcu’nun beyanına göre, Ender’in ağabeyi gözaltında kaldığı sürede Ender’in çığlıklarını ve sesini duyar. Ağabeyi olan Ali Toğcu üçüncü gün Ergani yolu üzerinde serbest bırakılır. Baba Hüseyin Toğcu, oğlunun kaybedilmesinden sonra her ay Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulunur ama gözaltına alınmadığına ve gözaltı kaydının olmadığına ilişkin cevaplar verilir. Yine Ağabeyi sözlü olarak Çarşı Karakoluna başvuruda bulunur. Ancak yapılan tüm başvurulara rağmen herhangi bir sonuç alınmaz. Ender Toğcu’dan 26 yıldır haber alınmamaktadır ”diye belirtti.