Bizimle iletişime geçin

Güncel

Kadın avukatlar Aysel Tuğluk için Kandıra Hapishanesi önünden seslendi: Bu hukuksuzluk son bulmalı

Kadın avukatlar Aysel Tuğluk’un durumuna dikkat çekmek ve bir an önce serbest bırakılması için sorumlu kurumları harekete geçmeye çağırmak için dün Kandıra Hapishanesi önündeydi.

Aysel Tuğluk’a Özgürlük için Bin Kadın Kampanyası’ndan kadın avukatlar, 5 Nisan Avukatlar Gününün hemen ertesinde Aysel Tuğluk’un sağlık durumuna dikkat çekmek ve yaşanan hukuksuzluğun giderilmesi için başta Adalet Bakanlığı olmak üzere adli ve idari makamlara sorumluluklarını hatırlatmak üzere Aysel Tuğluk’un bulunduğu Kandıra Cezaevine gittiler, Tuğluk’u ziyaret ettiler ve açıklama yaptılar.

382 önce demans teşhisi konulmuş olmasına ve “hapishanede kalmasının hastalığı için hayati risk yaratacağı” tespitine rağmen halen Kandıra Hapishanesinde tutulan Aysel Tuğluk için 54 ülkeden 6 bini aşkın kadın “Aysel Tuğluk İçin Özgürlük” kampanyası başlatmışlardı.  

Kadın avukatlar, Kandıra Hapishanesi’nde tutulan ve demans teşhisi konulan hasta tutuklu Aysel Tuğluk’u ziyaret etti. Avukatlar ziyaret sonrası hapishane önünde açıklama yaptı. “Aysel Tuğluk serbest bırakılsın” pankartının açıldığı açıklamada Aysel Tuğluk’un hastalığının ilerlediğine dikkat çeken avukatlar, Tuğluk’un bir an önce serbest bırakılması çağrısı yaptı. 

Tuğluk’u ziyaret eden avukatlardan Leyla Han Tüzel, hastalığının eskiye göre daha çok ilerlediğini ancak kadınların kendisi için verdikleri mücadeleden dolayı moralinin yüksek olduğunu söyledi.

 ‘Raporlar görmezden geliniyor’

Açıklama metnini Eylem Arzu Kayaoğlu okudu. Tuğluk’un Aralık 2016’dan bu yana tutuklu bulunduğunu ve Tuğluk’un demans hastalığı nedeniyle gözetim altında tutulduğu Kocaeli Seka Devlet Hastanesi ve Kocaeli Üniv. Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’nın hazırladığı “hastalığının yaşamını tek başına sürdürmesini engellediğini ve infazının ertelenmesi gerektiğine” dair raporları hatırlatan Kayaoğlu daha sonra Adli Tıp Kurumu’nun verdiği rapora dikkat çekerek şunları söyledi:  

“Sağlık sorunları nedeniyle bugüne kadar mahkemede beyanda bulunmaması ve mahkemenin ısrarla sorgu yapmak istemesi üzerine, avukatlarının da talebi ile mahkeme tarafından ‘savunma yapıp yapamayacağının tespiti’ için ATK’ya sevk edilmiştir. Bu karar doğrultusunda Tuğluk, 1- 4 Şubat 2022 tarihleri arasında ATK Gözlem İhtisas Kurulu’nda tutulmuş, gözlem sonucunda hazırlanan rapor, 15 Şubat 2022 tarihinde mahkemeye gönderilmiş ve kamuoyu ile paylaşılmıştır. Mahkemenin ATK’ye sevk kararında, Aysel Tuğluk’un savunma yapıp yapamayacağının tespiti istenmesine rağmen; ATK kendisinden talep edilen hususta değerlendirme yapmak yerine, Tuğluk’a suç atfı yapılan 2014 yılında ‘cezai sorumluluğunun tam olduğu’ şeklinde rapor düzenlemiştir.”

 ‘Adli Tıp Kurumu taraflı bir siyasi tutum sergiliyor’

25 sayfalık raporun 16 sayfasının Aysel Tuğluk hakkında bugüne kadar yürütülen soruşturma ve yargılamaların özetini içerdiğini kaydeden Kayaoğlu, “Sadece 2 sayfasında ATK’nin tıbbi tespitlerine yer verilmiş, ancak hastalığın seyri, geldiği aşamanın tespiti için en önemli hekim olan nörolog görüşü de alınmamıştır. ATK raporunda, Cumhuriyet Savcıları gibi suçlamalara genişçe yer vermesinin tek amacının kamuoyunun dikkatini suç iddialarıyla meşgul ederek Aysel Tuğluk’un gerçek sağlık durumunun gizlenmesi olduğunun farkındayız. Söz konusu rapor, ATK’nin mevcut taraflı siyasi yapısını göstermesi açısından da çarpıcıdır” ifadelerini kullandı.

 ‘Adalet bakanlığı sorumlu, baroların sessizliği kabul edilemez’

Tuğluk’un sağlık durumunun geldiği aşamanın, insan onuruna uygun koşullarda tedavisinin yapılabilmesinden uzak olduğunu vurgulayan Kayaoğlu, “Tuğluk’un sağlık durumu ortadayken ısrarla gereğini yerine getirmeyen, başta Adalet Bakanlığı olmak üzere bu durumu görmezden gelen tüm idari ve adli makamlar sorumludur. Aysel Tuğluk’un hastalığı karşısında bağlı olduğu İstanbul Barosu ve Türkiye Barolar Birliği büyük bir sessizlik içinde. Temel görevlerinden biri insan haklarının korunmasını sağlamak ve denetlemek olan Baroların, son dönemde sıkça gündeme gelen hasta mahpuslar ve hapishanelerdeki ölümler konusunda sessiz kalmalarını kabul etmiyoruz” şeklinde konuştu.

 Türkiye Barolar Birliği’ne çağrı

5 Nisan Avukatlar Günü vesilesiyle, Türkiye Barolar Birliği ve İstanbul Barosu’nun süslü kelimelerle avukatlar gününü kutlama mesajlarıyla yetinmesini kabul etmediklerinin altını çizen Kayaoğlu, dünyanın en büyük barosu olarak övünen İstanbul Barosu’nun, kendi üyelerinden biri olan Aysel Tuğluk için bugüne kadar sessiz kalmasını, Tuğluk’u görmezden gelmesini kabul etmediklerini dile getirdi. Kayaoğlu, “İstanbul Barosu başta olmak üzere 82 il barosunu ve Türkiye Barolar Birliği’ni, Aysel Tuğluk ve onun nezdinde tüm hasta mahpusların yaşam hakkını savunmaya davet ediyoruz” şeklinde konuştu.

‘Hukuka uygun davranmaya çağırıyoruz’

Kayaoğlu, Tuğluk’a yaşatılanların kabul edilemez olduğunu sözlerine ekleyerek şunları söyledi: “Aysel Tuğluk’a yaşatılan bu hukuksuz süreçte imzası olan tüm yetkilileri bir kez daha hukuka, bilime ve vicdana uygun davranmaya çağırıyoruz. Tuğluk’un tedavisinin insanlık onuruna yaraşır bir şekilde sürdürülebilmesi için bir an önce özgürlüğüne kavuşması gerekiyor. Bu anlamda tüm kesimlerden dayanışma bekliyoruz.”



Ekim 2024
PSÇPCCP
 123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
28293031 

Daha Fazla Güncel Haberler