İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek isteyen AKP-MHP ittifakına tepki göstermek üzere Kadıköy rıhtımda yüzlerce kadın “Haklarımızdan vazgeçmiyoruz. İstanbul Sözleşmesini uygula” sloganıyla “büyük buluşma” gerçekleştirdi. “6284’ü-İstanbul Sözleşmesini uygula. Kadın cinayetlerini acil önle” pankartının açıldığı, katledilen kadınların fotoğraflarının ve İstanbul Sözleşmesinin önemine dikkat çeken dövizlerinin taşındığı eyleme çok sayıda kadın katıldı.
“mücadele etmeye devam edeceğiz”
İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasının amacının erkek-devlet iktidarının tarihsel işbirliğinin devamı olduğuna dikkat çekilen eylemde, bu işbirliğinin sonunu kadınların birlikte mücadelesinin getireceği vurgulandı. Mahkemelerin, kolluk kuvvetlerinin cezasızlık kararlarının kadınları öldürdüğüne dikkat çekilen açıklamada, katledilen Sertap Şahin ve binlerce kadının asıl katledenin devlet olduğunu kaydedildi. Eylemde “Erkek vuruyor devlet koruyor. Erkek vuruyor mahkeme alıyor. Her yer katliam katiller hanemizde. İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açanların kim olduğunu ve amaçlarının ne olduğunu biliyoruz. Ensar Vakfı ve tarikatlarla karşımıza çıkıyorlar. Şiddetsiz ve özgür bir yaşam için mücadele etmeye devam edeceğiz. Sözleşme uygulanacak, uygulanacak, uygulanacak” diye konuştu.
Eylemde kadınlar kurdukları açık kürsüde konuşmalar yaptı.
Burada konuşan kadınlar düzenlenen aynı eylem için bir araya gelen kadınlara dönük polis şiddetini ve gözaltıları kınadı. Kadınlar, tarlada, atölyelerde, fabrikalarda, kampüslerde, evlerde mücadele edeceklerini belirtirken, İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırmak isteyenlerin kadın mücadelesine takılacağını vurguladı.
Kadınlar konuşmaları boyunca katledilen kadınların hikâyelerini anlatarak, neden olarak İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmayışını işaret etti.
“ Bugün buradayız”
Eylemde açıklamayı okuyan Sezen Yılmaz, kadına yönelik şiddet her gün arttığı halde İstanbul Sözleşmesinin etkin şekilde uygulanmasını değil, kaldırılmasını gündeme getirenlerin katliamların suç ortağı olduğunu vurgulayarak, “Bize, yarın bir gün bu dövizlerde bizim de ismimizin olabileceğini hissettirenler cinayetlerin sorumlularıdır. Sözleşme imzalandığı gün hükümette olup imza attığı halde, bugün şiddeti önleme, şiddete maruz kalanları koruma, failleri gerektiği şekilde cezalandırma sözünü yerine getirmekten vazgeçeceğini ilan edenler, bu cinayetlerin suç ortağıdır, her gün uğradığımız şiddetin failidir. İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin karalama kampanyalarına göz yumanlar, bizzat bu kampanyalara sözcülük yapar hale gelenler, kadınların, LGBTİ’lerin, göçmenlerin, mültecilerin, engellilerin, yaşlıların, çocukların haklarını tarikat ve cemaat çevreleriyle pazarlık konusu haline getirenler kadın cinayetlerinin, nefret cinayetlerinin, çocuk istismarlarının, göçmen, mülteci kadınlara dönük saldırıların suç ortağıdır…” diye konuştu.
“Bugün buradayız… Sadece burada değil; Ankara, İzmir, Samsun, Hatay, Didim, Antalya, Adana, Kocaeli, Mersin, Bursa, Ayvalık, Altınoluk, Tuzluçayır, Batıkent, Bodrum, Datça, Bartın, Çanakkale, Balıkesir, Aydın, Manisa, Muğla, Eskişehir’de sokaktayız!” diyen Sezen, şu istekleri sıraladı:
*İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tartışmalara derhal son verilsin, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Şiddetin Önlenmesi Yasası’nın uygulanmasındaki eksiklikler giderilsin, kadına yönelik şiddete karşı acil önlem planı yapılsın.
*Kadınların 7/24 ulaşabileceği, farklı dillerde hizmet, ücretsiz, sadece kadın yönelik şiddet alanında çalışan ayrı bir Alo Şiddet Hattı kurulsun.
*Kadına ve çocuğa yönelik şiddetle ilgili bağımsız bir veri toplama yöntemi geliştirilsin ve kamuoyuna düzenli olarak bu veriler açıklansın.
* Devletin tüm kademelerinde eşitliği sağlayacak, ayrımcılığa son verecek düzenlemeler yapılsın. Eşit yurttaşlığın tüm gereklerini sağlamak için acilen somut adımlar atılsın.
*Cinsel şiddetle mücadele koordinasyon ve kriz merkezleri kurulsun.
*Dijital şiddet ve ısrarlı takip yasalarda tanımlansın ve cezası belirlensin.
* Toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitimin her kademesinde zorunlu ders olarak müfredata eklensin.
* İstanbul Sözleşmesi’nin de hükme bağladığı üzere, ülkemizde mülteci ve sığınmacı olarak yaşayan bütün kadın ve çocukların şiddete karşı korunmasında eşit haklara sahip olması için açık ve net düzenlemeler yapılsın.
*Her mahallede kolay ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli ve 24 saat hizmet verebilecek kreşler açılsın.
*Kadınların rahatça 7/24 ulaşabileceği kadın danışma merkezleri ve yeterli sayıda sığınak açılsın.
*Nafaka tartışmalarına, boşanma süreçlerinde arabuluculuk vs uygulamalarına, boşanma süreçlerinin zorlaştırılmasına kısacası kadınların kazanılmış haklarına yönelik tüm tartışmalara bir son verilsin. Boşanma süreçlerinde kadınlara istihdam, barınma, sağlık ve eğitim olanakları sağlansın. Kadınları şiddete karşı güçlendirecek politikalar hayata geçirilsin.
*Kadın / Toplumsal Cinsiyet Bakanlığı kurulsun.”
Açıklama sloganlar eşliğinde son buldu.