Erzincan İliç’te gerçekleşen maden katliamını, KESK Şubeler Platformu, DİSK, TBB ve TMMOB, “Erzincan İliç’te Göz göre göre gelen felakettin sorumluları hesap verilmeli” şiarı ile Kadıköy Rıhtım’ da protesto etti. “Bilimsel uyarılara kulak tıkadılar, işçileri yok saydılar, ekolojik yıkıma sebep oldular. Önceki felaketlerden ders çıkarmadılar. Erzincan İliç’te göz göre göre gelen felaketin sorumluları hesap verecek” pankartının açıldığı eylemde sık sık, “Katil devlet hesap verecek”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek” sloganları atıldı. Basın açıklamasını TMMOB İKK Sekreteri Seyfettin Atar okudu.
Sömürge madenciliği her şeyi katlediyor
Atar, Erzurum İliç’te madenin faaliyete girdiği 2008 yılından itibaren birbiri ardına ortaya çıkan çevresel felaketlerle sıklıkla gündeme geldiğini söyledi. Atar, “Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş tarafından işletilen Çöpler Kompleks Maden İşletmesinde gerçekleştirilen sömürge madenciliği ile yalnızca doğamız ve kaynaklarımız değil, yaşamlarımızı da katlediliyor. Erzincan’da yaşananlar ülkemiz için bir ilk değildir. 2011 yılında Kütahya’da; geçtiğimiz yıl Giresun Şebinkarahisar’da, Gördes’te yaşanan, birkaç gün önce Manisa’nın Yunusemre ilçesinde meydana gelen ve ‘kaza’ diye nitelenen felaketler de unutulmamıştır” dedi.
‘Önlem alınmadı’
Tüm tehlikelere karşı uyarıların yapıldığı halde önlem alınmadığını belirten Atar, “Faaliyete girdiği yıldan bugüne, mevzuat dolanılarak parça parça hazırlanan projelerle devasa nitelik kazanan Çöpler Kompleks Maden İşletmesinin yarattığı tahribat ve oluşturduğu tehlikeye karşı tüm uyarılar göz ardı edilmiş, bugün yaşanan felakete yol açılmıştır. 2021 yılında Çöpler Kompleks Madeni’nde kapasite artışı ve ek tesisler yapılmasına yönelik projeye verilen “ÇED Olumlu” kararının iptali istemiyle açtığımız davalarda; projenin çevre üzerinde yarattığı ve yaratacağı tahribat ifade edilmiş; siyanürlü altın madenciliği yönteminin barındırdığı riskler itibariyle vazgeçilmesi gereken bir yöntem olduğu, bölgenin depremsellik ve heyelan açısından tehlikeleri de ayrıntıları ile vurgulanmıştır” diye konuştu.
‘11 büyük çevre felaketi yaşandı’
Atar, Dünyada 1971-2015 yılları arasında siyanür yöntemi ile çalışan altın madenlerinin neden olduğu 11 büyük çevre felaketi yaşandığını söyledi. Atar, “Bu felaketler sonucu siyanürlü atıkların karıştığı göl ve nehirlerde yaygın balık ölümleri gerçekleşmiş, tarım alanları ise siyanür bileşikleri ve ağır metallerle kirlenmişti. Atık havuzlarından sızıntı, başlangıçta yüksek siyanür derişimleri bozuluncaya kadar, akarsu ve göllerde balıkların, kuşların ve diğer canlıların ölümlerine neden olurken; yayılan ve yeraltı, yerüstü su kaynaklarını kirleten ağır metal bileşikleri de tarım ve hayvancılık yolu ile besin zincirine girerek insanlara ulaşmakta ve zaman içinde ortaya çıkan sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Ağır metaller; düşük derişimlerde bile toksik etki gösterebilen elementlerdir” dedi.
‘İnsan sağlığına zararlı’
Ağır metallerin insan sağlığına zarar verdiğine dikkati çeken Atar, “Ağır metaller insanlar tarafından ağız, solunum ve deri yolu ile alınır ve çoğu boşaltım yolları ile (böbrek, karaciğer, barsak, akciğer, deri) atılamazlar. Bu nedenle ağır metallerin büyük bir bölümü, organizmada birikirler. Birikim sonucu, yoğunlaşan bu metaller, etkili dozlara ulaştıklarında; endokrin hastalıklar, nörolojik hastalıklar, kanserler, otizm gibi ciddi hastalıklara neden olabilirler” diye konuştu.
‘Sorumlu siyasal iktidardır’
Atar, yaşanan maden katliamının ve iş cinayetinde yaşamını yitiren işçilerin sorumluların ın siyasal iktidar olduğunu vurguladı. Atar, “Tüm bilimsel gerçeklere ve uyarılara rağmen bu yaşananların sorumlusu, faaliyeti yürütenler kadar yürümesine olanak sağlayan, izin verenler, ülkemiz kaynaklarının, doğamızın bir grup yabancı sermayenin çıkarları uğruna yağmalanmasına göz yuman siyasal iktidardadır. İvedilikle sonuçlandırılması yasa ile zorunlu tutulan davaları sürüncemede bırakan, uzamasına neden olan, üzerinden yıllar geçmesine karşın halen yürütmenin durdurulması talebini dahi karara bağlayamayanlardır” dedi.
‘İşletme derhal kapatılmadır’
Bir an önce sorumluların yargılanması gerektiğinin altını çizen Atar, “Madenlerimiz ulusal ve uluslararası sermaye gruplarının yağma alanı olmaktan çıkarılmalı, İliç’te yaşanan felaketin tüm sorumluları yargı karşısında hesap vermeli, tüm ÇED kararları kararı iptal edilmeli ve işletme derhal kapatılmadır” diye belirtti.
