HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında evlere kapanmanın kadınlar açısından olası sonuçlarının değerlendirilmesi ve ev içi şiddet riskine ilişkin gerekli önlemlerin alınması amacıyla araştırma önergesi verdi.
“Evler şiddetin en yoğun yerler”
Gülüm’ün Anayasa’nın 98. ve TBMM İç Tüzüğün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılması için verdiği önerge şöyle:
“Kovid-19 pandemiyle mücadele kapsamında evlerde kalmak hayati öneme sahip. Fakat ‘olağan’ koşullarda bile kadınlar için ev, erkek şiddeti nedeniyle dışarısı kadar tehlikeli olabilmektedir. Kadın cinayetlerinin büyük çoğunluğunun evde; koca, baba, abi ve sevgili gibi kadınların en yakınları tarafından işlendiği bilinmektedir. Evler aynı zamanda cinayetle sonuçlanmayan erkek şiddeti vakalarının en fazla yaşandığı yerler.
“Araştırmalar, pandemiyle birlikte dünyanın pek çok ülkesinde ev içi şiddetin arttığını göstermektedir. UK Aid Direct tarafından yayınlanan rapora göre, Çin’in Wuhan kentinde karantina süresince kadınların şiddete uğrama oranı üç kat, polise yardım talebi ile ulaşan kadınların sayısı iki kat, kadın kurumlarına yapılan başvurular da yüzde 90 artmıştır.
“Basına yansıyan bilgilere göre Türkiye’de de salgın tehdidi ve önlemlerin başladığı günden bu yana erkek şiddetinin bilançosu vahim boyuttadır. 11 Mart’ı izleyen ilk 20 gün içinde çoğunluğu evinde olmak üzere 21 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’na salgın süresince gelen ihbarlarda kadına yönelik fiziksel şiddet yüzde 80, psikolojik şiddet yüzde 93, sığınak talebi yüzde 78 arttı.
‘İnfaz yasası erkek şiddetini artıracak’
“Kadın örgütleri, salgın tehdidi ve önlemlerin başladığı günden bu yana kadınların adalete erişimde engellerle karşılaştığını, hukuki desteğe ulaşmadıklarını belirtmektedir. Buna rağmen 30 Mart 2020 tarihiyle Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu tarafından “6284 sayılı Kanun kapsamında verilen tedbir kararlarının yükümlülerin koronavirüs kapsamında sağlığını tehdit etmeyecek şekilde değerlendirilmesi gerektiğine” ilişkin tedbir endişeye neden olmaktadır.
“Alınan tedbir, erkek şiddetini teşvik edeceği gibi kadınların yasal mekanizmalara başvurma çabalarına karşı caydırıcı bir etki oluşturacaktır. CEDAW, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun gibi taraf olunan uluslararası sözleşmelerin ve yasaların etkin ve adil işletilmediği dikkate alındığında; koruma hükümlerini sınırlamak, kadın cinayetlerine davetiye çıkarmaktır.
‘Acil önlem alınsın’
“Öte yandan İnfaz Yasası’nda değişiklikler öngören kanun teklifi ile kadına yönelik şiddet uygulayan suç potansiyeli yüksek birçok erkeğin salıverilerek evlerine gönderilecek olması ve kanun teklifinin buna ilişkin ek bir tedbir öngörmemesi, erkek şiddetinin artmasına yol açacaktır.
“Kadınların yüksek can güvenliği riskine rağmen devlet tarafından gerekli tedbirler alınmamakta, tehlikenin ciddiyetinden kaçınılmaktadır. Evde kalmanın güvenli koşulları oluşturulmadan evde kalın söyleminin karşılığı, kadınların şiddet karşısında savunmasız bırakılmasıdır. Bu nedenle ev içi şiddet riskine ilişkin acil önlemler alınması amacıyla bir araştırma komisyonu kurulmasını arz ve talep ederim.”