Diyarbakır Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şubesi ve Rosa Kadın Derneği 31 Mayıs tarihinde Diyarbakır Kadın Kapalı Hapishanesi’nde yangın çıktığı ve tutuklulara işkence uygulanması üzerine rapor hazırlandı. Raporda hapishanede olan Şükriye Gezgin isimli tutukluya uygulanan işkence, kötü muamele, hakaret ve tehdit suçlarına ilişkin, kendisiyle yapılan görüşmeler yer aldı.
Raporda hapishanede Şükriye ile görüştüklerinde ilk aşamada üzerinde Hapishane İdaresi tarafından kendisine verilen uzun kollu, dize kadar uzanan, düğmesiz ve önü tek bağcıkla kapanan bir önlük olduğu, önlüğün içinde sadece sütyen ve pantolon olduğu gözlemlendiği belirtildi. Ayrıca Şükriye’nin yüz ve vücut kısmında gözle görülen yaralar olduğu kaydedildi.
Raporda şu tespitlere yer verildi:
“* Yüzde alın bölgesinin sol tarafında darp izleri, çizgisel halde yaralanmalar,
* Yüzde alın bölgesinin sağ tarafında henüz çok yeni olduğunu düşündüğümüz şişlik,
* Sırtının üst sağ kısmında ortalama 4 parmak uzunluğunda kırmızı leke, (Cop izi olduğunu belirtti)
* Her iki elin çeşitli bölgelerinde morluklar,
* Her iki elin parmakları üzerinde morluklar,
*Sol kolda el bileğinden dirseğe kadar olan bölgede henüz yeni olduğunu gözlemlediğimiz çizgisel halde yara kesikleri, (Cam kesikleri)
* Sağ kolda el bileğinden dirseğe kadar olan bölgede çok eski olduğunu gözlemlediğimiz çizgisel halde yara kesikleri,
* Her iki ayak bileğinde kırmızı renkli lekeler tespit edilmiştir.
* Kafasına aldığı darbeler sebebiyle arka kısımda şişlik olduğunu söyledi, fakat tarafımızca gözlemlenemedi.
* 1 Haziran’da saat 14.00 civarında hapishane memurları tarafından tekrar darp edildiğini ve yukarıda belirttiğimiz ve henüz çok yeni olduğunu düşündüğümüz alın bölgesinin sağ tarafındaki şişliğin, söz konusu darp sebebiyle oluştuğunu beyan etmiştir.
* Tutuklu ayrıca 31 Mayıs’ta kendisine akşam yemek verilmediğini, diğer gün verilen yemekleri reddettiğini beyan etmiştir.”
Raporda, Şükriye’nin beyanlarına ise şu şekilde yer verildi:
“* Mağdur; 22 yaşında olduğunu, 15 yaşından beri hapishanede olduğunu, anne ve babasının da hapishanede olduğunu, iki haftadır telefon hakkının kullandırılmadığını beyan etmiştir. Mağdur; 31 Mayıs günü saat 20.00 civarında, hapishane memurlarından bir sigara istediğini, memurların kendisine sigara vermemesi üzerine battaniyesini yaktığını bunun üzerine kısa saçlı bir memurun, tek olarak kaldığı odaya gelip yangına müdahale ederek kendisini avluya çıkardığını, ters kelepçelediğini ve kafasını beton zemine vurup darp ettiğini, daha sonra 3 memurun daha avluya gelerek yine kendisini dövdüklerini ve sürekli çok ağır hakaret ettiklerini ifade etmiştir.
* Mağdur, dumandan etkilenmesi sebebiyle Hapishane İdaresi tarafından ismini bilmediği bir hastaneye elleri kelepçeli bir halde götürüldüğünü, hastane koridorunda beklerken birden bağırdığını, ‘Mahkûma işkence ediyorlar’ diyerek bağırdığını ve kendisini hastaneye götüren memurlardan birine saldırdığını, bunun üzerine muayene olmadan apar topar tekrar hapishaneye getirildiğini, ortalama 15 dakika hapishanede kaldıktan sonra tekrar hastaneye götürüldüğünü, muayene olduğunu ve tekrar saat 24.00 civarında hapishaneye getirildiğini belirtmiştir.
* Mağdur, hastane dönüşü tek kişilik hücreye konulduğunu ve bütün ısrarlarına rağmen kendisine kıyafetlerinin, kişisel hiçbir eşyasının (havlu, tarak, diş fırçası vb.) verilmediğini; temizlik malzemesi, battaniye, nevresim, yastık verilmediğini beyan etmiştir. Mağdur, ayrıca memurlar tarafından kendisine yangın sırasında kıyafetlerinin ve tüm eşyalarının yandığı bilgisinin verildiğini beyan etmiştir.
* Mağdur, yangın ve hastane sonrası konulduğu tek kişilik hücrenin camlarının kırık olduğunu; kıyafetlerine, kişisel eşyalarına, ihtiyaçlarına dönük ısrarlı taleplerinin hiçbir şekilde yerine getirilmemesi sebebiyle ve uğradığı işkence sebebiyle çok etkilendiğini bu sebeple de kırık olan cam parçası ile sol kolunu birçok yerinden kendisini yaraladığını ifade etmiştir. Yukarıda belirttiğimiz, sol kolda el bileğinden dirseğe kadar olan bölgede henüz yeni olduğunu gözlemlediğimiz çizgisel halde yara kesiklerinin bu sebeple oluştuğunu ifade etmiştir.
* Mağdur, hapishane memurları tarafından bütün bu süreç boyunca, ‘Sen hiçbir şeye layık değilsin’ diyerek ağır hakaretlerde bulunduğunu belirtti. Yine aynı şekilde mağdur; hapishane memurları tarafından bütün bu süreç boyunca, ‘İki günde bir işkence göreceksin’ demek suretiyle kendisinin tehdit edildiğini beyan etmiştir.
* Mağdur; farklı odalarda kalan diğer mahpuslarından edindiği bilgiye göre, bir kısım mahpusun işkence seslerine tanık olduğunu belirtmiştir. Mağdur; ağzında platin olduğunu bu sebeple de temiz kalması gerektiğini ve buna rağmen diş macunu ve diş fırçasının verilmemesi sonucunda ağrı çektiğini beyan etmiştir.”
Heyet yaptığı incelemeler sonucunda Şükriye’nin hapishane memurları ve personelleri tarafından işkence, kötü muamele, hakaret ve tehdit suçlarına maruz kaldığına yönelik yoğun, ciddi bir kanaat oluşturduğu ve keyfi işkencenin yapıldığı belirtildi. Heyet tespitler gözetildiğinde, ilgili hapishane memurları ve personelleri hakkında derhal soruşturma başlatılması, uluslararası standartlara uygun yürütülecek tahkikat neticesinde, eylemleri ile uyumlu bir şekilde şüphelilerin cezalandırılması gerektiğine vurgu yaptı.