80 gündür açlık grevi eylemini sürdüren HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, tahliye edilmesiyle birlikte direnişi evinde sürdürüyor. Tahliye edilmesinin siyasi karar sonucu olduğu değerlendirmesinde bulunan Güven, “Bu eylem Sayın Öcalan üzerindeki bütün tecrit uygulamaları kalkmayana kadar asla sona ermeyecektir” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven, 80 gündür açlık grevi direnişini sürdürüyor.
Tutuklu yargılandığı davanın dünkü duruşmasında tahliye edilen Güven, talebi karşılanıncaya kadar direnişi sürdüreceğini açıkladı.
Güven’le beraber 250 civarındaki tutuklunun da açlık grevi direnişi devam ediyor.
Açlık grevini Diyarbakır’daki evinde sürdüren Güven, Mezopotamya Ajansı’ndan Özgür Paksoy ve Mehmet Şah Oruç’a açlık grevi direnişine ilişkin konuştu.
8 Kasım’da başladığı eylem kararının kişisel olduğunu dile getiren Güven, “Dolayısıyla tarih gelip çatmıştır. Kendi adıma, ne siyasal partime, ne eş başkanı olduğum DTK’ya, hiç kimseyle paylaşmadan, bireysel olarak, bir Kürt kadını olarak Sayın Öcalan’la kendisini tanımış, onun felsefesiyle kadın olma bilincini edinmiş bir Kürt kadını olarak, ben bu eylemi başlatmak istedim” dedi.
“Direniş devam ediyor”
Cezaevlerindeki tutukluların açlık grevi eylemlerini sürdürdüğünü hatırlatan Güven, “Şu anda dünyanın birçok yerinde ve zindanlarda devam eden açlık grevi, ateşten bir çember oluşturdu. Bu çemberle biz Sayın Öcalan’ın etrafında bir halka oluşturmaya çalıştık. Evet, bizim açımızdan onun tecrit edilmesi, bizim tecritimiz sayılır. Onun karşısında gelişen her türlü anti demokratik uygulamayı biz kendimize yapılmış sayarız. Dolayısıyla zindanlarda direniş devam ediyor” diye konuştu.
“Tecrit kalkana kadar direniş sona ermeyecek”
Tahliye edilmesinin siyasi karar sonucu olduğu değerlendirmesinde bulunan Güven, şöyle devam etti:
“Devlet adım atıp, İmralı’ya siyasi bir heyet ve avukatları göndermek yerine, daha önce tahliyemi engellediği gibi bu defa benim tahliye edilmem için resmen mahkeme heyetine talimat vermiştir. Onlar zannetmiştir ki; ben dışarı çıkınca bu eylem bitecek. Ben buradan açıkça söylüyorum; Kürt halkına, bütün dünya halklarına bu eylem Sayın Öcalan üzerindeki bütün tecrit uygulamaları kalkmayana kadar asla sona ermeyecektir.
“Ben dışarda arkadaşlarım içerde bu eylemi sürdüreceğiz. Biz kendi gücümüze inanıyoruz, hiçbir egemenin insafına muhtaç değiliz. Biz kendi irademizle, kendi özgür benliğimizle bunu başlattık ancak kendi irademizle sonlandırırız. Onların dayatmaları ile bu mümkün değil.”
Tutukluların talebi ne?
Güven ve cezaevlerindeki tutuklular, PKK lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecridin kaldırılmasını talep ediyor.
27 Temmuz 2011’den bu yana avukatları, 11 Eylül 2016’dan beri de ailesiyle ne yüz yüze ne de telefon yoluyla görüştürülen Öcalan’ı, geçtiğimiz günlerde kardeşi Mehmet Öcalan’ın ziyaret ettiği bildirilmişti.
Görüşme açlık grevleri sürerken gerçekleşmişti. Ancak Güven ve diğer tutuklular “tecrit kaldırılsın” talebi ile başlattıkları eylemi “tecrit durumunun sürdüğü” gerekçesiyle devam ettiriyor.
Tutuklular Öcalan’ın ailesi ve avukatları ile düzenli görüşmesini talep ediyor.
19 Ocak’ta Diyarbakır’da düzenlenen ve on binlerce kişinin katıldığı HDP mitingine gönderdiği mektupta Güven, “Uğruna ölecek bir yaşam gerçeğini soluduğumu ve bu uğurda seve seve ölümü kucaklayacak bir noktada olduğumu belirtiyorum” diyerek, talebi gerçekleşmeyene dek direnişin süreceği mesajını vermişti.