Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İsveç’in NATO üyeliğini onaylamak için iadelerini şart koştuğu Türkiyeli siyasi sürgünler bir anda İsveç siyasal gündeminin merkezine yerleşti. İsveç gazetesi Expressen, aralarında yazar Ragıp Zarakolu’nun da olduğu sürgünlerle, bir anda bir pazarlık nesnesine dönüşmüş olmayı nasıl karşıladıkları, kaygıları ve beklentileri üzerine konuştu. Ragıp Zarakolu, “İsveç’in ilkelere bağlı bir ülke olduğuna ve Erdoğan’ın iç siyasette puan kazanma girişimine katkıda bulunmayacağına eminim” dedi.
Bianet’in aktardığı söyleşi şöyle;
İsveç, demokrasimizi savunmak için NATO’nun yardımından yararlanmak üzere temel demokratik ilkelerin arkasından dolaşabilir mi? Bu soru şimdi, bir anda Türkiye’nin savunma ittifakının kapısını aralamak için giriş ücreti olarak talep ettiği para birimi haline gelen birçok kişi tarafından soruluyor.
– 2012’de İsveç’e iltica eden ve Erdoğan’ın yargılayıp uzun hapis cezasına çarptırmak istediği yazar Ragıp Zarakolu bunun Türkiye’de git gide gözden düşmekte olan Erdoğan için bir müzakere kapısı açmak ve içerideki konumunu güçlendirmek için bir fırsat olduğunu söylüyor.
– Zarakolu, “Türkiye’ye adım attığım an derhal hapse girer ve çok uzun süre yatarım” diyor.
Terörle suçlanıyor
Ragıp Zarakolu, Türkiye’de, hayatı boyunca adalet uğruna mücadele verdiğini söyleyen ve bu nedenle hapis yatmış tanınmış bir yayıncı ve yazardı. 2008’de kapatılan Demokratik Toplum Partisi (DTP) tarafından düzenlenen bir toplantıya katılarak “terör örgütünü meşrulaştırmak ve ayrıca PKK ile doğrudan bağlantılı olmakla” suçlanmıştı.
– Zarakolu İsveç’in ilkelere bağlı bir ülke olduğuna ve Erdoğan’ın iç siyasette puan kazanma girişimine katkıda bulunmayacağına eminim, diyor.
Türkiye daha önce de Ragıp Zarakolu’yu iade etmesi için İsveç’i iknaya çabalamıştı. 2018’de İstanbul’da bir mahkeme Interpol’e tutuklama emri verdi. Başka şeylerin yanı sıra, parti militanlarının eğitim kurumu olarak hizmet veren bir siyaset akademisi açarak PKK’ye yardım etmekle suçlandı.
– Zarakolu: Suçlandığım eylemleri asla yapmadım. Ama insan haklarını ve azınlık haklarını savundum.
Türkiye, Zarakolu’ya 45’ten fazla dava açtı. İsveç’e gelmeden önce beş ay boyunca yüksek riskli bir hapishanede alıkonuldu. O dava hala yargı önünde.
İşkence kaygısı
Ragıp Zarakolu Türkiye’de hapiste kaldığı dönemlerde, kendisine hiçbir zaman işkence yapılmadığını, ancak memleketine dönmek zorunda bırakıldığında bunun başına geleceğinden kaygı duyduğunu söylüyor.
Bu dosya İsveç’te, Zarakolu’nun ülkesine iadesi için bir yasal dayanak olmadığına karar veren Yüksek Mahkeme’ye ulaştı.
Yüksek Mahkeme üyeleri, “Bir kişinin ülkesine iade edilmesi için, iadeye konu olan eylem veya eylemlerin İsveç yasalarına (İade Yasası’nın 4. Maddesi) göre suç oluşturan bir eyleme denk düşmesi” gerektiğine karar verdiler ve iadeyi reddettiler.
Expressen’in temas kurduğu, Türkiye’nin talep listesinde yer aldığı söylenen birçok kişi, istisnasız, Türkiye’ye dönerlerse hayatlarının tehlikede olacağından kaygı duyuyor.
– Adının açıklanmasını istemeyen tanınmış bir TV tartışmacısı ve yazar, “Adım, Erdoğan için büyük bir sembolik değere sahip ve şu anda Türkiye’ye iade edilecek olursam, işkence göreceğime yüzde 100 eminim” diyor.
– Türkiye’de üç ayrı müebbet hapis cezası almış olan bir başkası, “Ne yazık ki, bir metaya dönüşmemin pekala mümkün olduğunu düşünüyorum ve bu hassas dönemde kimliğimi açıklamamamın daha doğru olacağına ilişkin tavsiyelere uyacağım” diyor.
Erdoğan’ın U dönüşü
Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine karşı koyma kararı apansız ortaya atıldı. Dışişleri Bakanı Ann Linde’ye göre, Türkiye daha önceki görüşmelerde herhangi bir talepte bulunmamıştı. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pazar günü İsveç ve Finlandiya’nın ittifaka girmesine Türkiye için olumlu bakmadığını açıkladı.
Erdoğan, “İsveç ve Finlandiya’daki gelişmeleri takip ediyoruz ama olumlu bakmıyoruz” dedi.
– Erdoğan, “İskandinav ülkeleri terör örgütlerinin misafirhanesidir” dedi.
Türkiye’nin sonunda İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılmasını engelleyebileceğine çok az ihtimal verilse de, çoğu kişi bunun başvuru sürecini uzatabileceğinden korkuyor.
– Mücadelesini İsveç’te sürdüren, adı saklı TV tartışmacısı ve yazar, “Ben her zaman İsveç’in NATO üyeliğinden yana oldum ve sürecin bir nesnesi olacağım aklıma bile gelmezdi” diyor ve İsveç’in bu konuda Türkiye ile masaya oturmaması, işi ABD, İngiltere ve Fransa gibi güçlü ülkelere bırakması gerektiğini söylüyor.
– İsveç’in demokratik bir süper güç olması gerektiğini görmek istiyorum ve sadece Yüksek Mahkeme’nin beni sınır dışı etmemeye karar vermesini umabilirim.