Ekoloji Birliği açıklamasında “Kanal İstanbul’un ekolojik, ekonomik ve politik olarak yanlışlığına yönelik değerlendirmemizi kamuoyuna açıklamıştık. Bir kez daha vurguluyoruz ki, Kanal İstanbul Projesi’nden bir an önce vazgeçilmelidir. Bu projenin yapılmaması için hukuksal ve meşru mücadelemizin devam edeceğini tekrardan deklare ediyoruz” denildi.
Açıklamada Hasankeyf ile ilgili olarak da şu ifadeler kullanıldı:
“Bir tarihi kültürel varlığımızın daha yok oluş süreci devam ediyor. Batman’ın Hasankeyf ilçesi 12 bin yıllık tarihi; orada yaşayanların evleri, anıları ve gelecekle ilgili hayalleri; Dicle Vadisi’ndeki bitki ve hayvan türleri ile birlikte Ilısu Barajı’nın suları altında kalacak.
Hasankeyf ilçesindeki bazı tarihi varlıkların taşınmış olsa da Hasankeyf’in taşınan varlıklardan çok daha fazla olduğu ve taşınamayacağı bilim insanları tarafından açıklanmıştır. Tarihi ve kültürel varlıkların kendi doğal ortamlarında korunması ve yaşatılması gerekirken, taşıma işlemi ile Hasankeyf’in taşındığını iddia eden ve bu taşıma işlemi ile övünenler tarihe ihanet etmektedir. Buna neden olanları tarih yargılayacak. Köyler taşındı, insanlar ata topraklarını terk etti. Anıları sular altında kaldı. Temmuz ayında su tutma işlemi başlamış ve su yükselmesi hızla devam etmektedir. Baraj suyu Hasankeyf ilçesine ulaşmıştır. Yıllardır devam eden yıkım ve tahribatla Hasankeyf ve Dicle Vadisi kıyamet günlerini yaşamıştır. Suların yükselmesiyle bu yıkım ve tahribat geri dönülmez bir evreye geçmiştir. Ekoloji Birliği olarak tarihi ve kültürel varlıklarımızın su altında bırakılmasını kabul etmiyoruz. İktidarın tarih ve kültürel varlıklarımızı yok etmesine tepkimizi bir kez daha dile getiriyoruz. Tüm kamuoyunu, Hasankeyf ve Kanal İstanbul özelinde iktidarın yaşam alanlarımıza, tarihi ve kültürel varlıklarımıza saldırısına karşı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.”(Evrensel)