Ekoloji mücadelesine hem akademik anlamda hem de aktivist olarak büyük emekler vermiş olan Prof. Dr. Beyza Üstün’e yapılan uygulamanın kabul edilemez olduğu belirtilen açıklamada;
“Ülkemizde adaletin kalmadığını zaten biliyorduk ancak bu denli haksız gözaltı ve tutuklamalara artık sabrımız kalmamıştır. Mücadelemiz tüm baskılara karşın devam edecektir. Yapılan bu uygulama, ekoloji mücadelesini kriminalize etmeye yöneliktir. Ekoloji mücadelesi terörize edilerek yaşam savunucularına göz dağı verilmeye çalışılmaktadır” denildi.
“Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu” kurucularından olan Beyza Hocanın özellikle HES’lere karşı verilen mücadelede herkese önder olduğu ifade edilen açıklamada şöyle denildi:
“Kendisine ülkenin neresinde ihtiyaç duyulduysa oraya gitti. Kazdağları Köylerinde kadınlarla suyu konuştu, altın madenciliğinin sularımıza vereceği zararları anlattı. Munzur’da, Fatsa’da, Artvin’de, İstanbul’a, her yerde mücadele eden halk ve yaşam savunucuları ile birlikte idi. Ekolojik krizin kapitalist sistem ile bağını kurarak bizlere içinde bulunduğumuz kriz koşulların nedenlerini yalın ve bilimsel dili ile anlattı ve ışık tuttu. Ekolojik krizle baş etmenin tek yolunun da dayanışma ve örgütlenme olduğunu her zaman, bıkmadan, usanmadan anlattı. Öğrencilerine ve yaşam savunucularına sermayenin kendi krizinden çıkmak için enerji politikaları üzerinden doğayı kendi sermaye birikim içine çekmeye çalıştığını anlattı. ‘Kadının kendi bedeni ile olan ilişkisi aslında doğa ile olan ilişkisidir. Ekoloji, tüm canlıların yaşam ağıdır. Kadın bu ekolojik ağın süreçlerini bütünüyle yaşıyor.’ diyerek ekoloji mücadelesinde her zaman en önde olan kadınlara omuz ve güç verdi.”
Açıklama şu çağrıyla son buldu;
“Biz onu hep Beyza Hocamız olarak bildik. Çoğumuzun hocası, yol göstericisi, omuzdaşı, yoldaşı olan Beyza Hocamız acilen serbest bırakılmalıdır”