Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne ilişkin yazılı açıklama yapan Demokratik Kadın Hareketi (DKH), “Dünün diktatörlerini deviren Kelebekler’den bugünün Molla rejimlerini sarsan Mahsa Amini’lere bu tarih bizlerindir” diyerek, tüm kadınları 25 Kasım’da mücadeleyi büyütmeye, meydanları sokakları doldurmaya çağırdı.
Kadın hapsedilmek isteniyor
Bir 25 Kasım’ı daha savaşın, krizin, yoksulluğun, sömürünün gölgesinde; erkek devlet şiddetinin her türlü biçimini yaşamımız, emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz üzerinde görerek karşılıyoruz denilen açıklamada, “Ekonomik krizin giderek derinleştiği bu günlerde; kadınlar ve LGBTİ+’lar olarak krizin en ağır etkilerini yaşıyoruz. Emeğimiz sömürülüyor, eşit işe eşit ücret alamıyor, kriz anlarında ilk işten çıkarılan oluyor, iş yerlerinde şiddetin her türlüsüne maruz bırakılıyoruz. Artan yoksulluğun yükünü, ev içerisinde üstlenmesi beklenen kadın, bu şiddet sarmalı içerisine hapsedilmek isteniyor” diye kaydedildi.
“Katiller ödüllendiriliyor”
Barınma, beslenme gibi temel haklarımız bizlere yaşatılan kriz ile elimizden alınırken yine aynı şekilde cezasızlık politikaları ve nefret söylemleri ile erkek devlet şiddeti, kadınların yaşam haklarını elinden almaya devam ettiğine dikkat çekilen açıklamada, “2022 yılı henüz bitmemesine rağmen verilere göre; şu ana kadar 339 kadın katledilmiş, 202 şüpheli kadın ölümü gerçekleşmiştir. Kadınlar, şiddet karşısında korunmuyor, katiller iyi hal indirimleri ile ödüllendiriliyor” ifadelerine yer verildi.
“Kazanılmış haklarımız saldırı altında”
Katledilen kadınların katilleri, çoğunlukla en yakınındaki erkek olduğunu, öldürüldükleri yerlerin ise en güvenilir denilen ‘ev içi’ alan olduğunu belirtilen açıklamada, “Bunlara rağmen; önümüze ‘güçlendirilmiş aile projeleri’ sürülerek bizleri o evlere mahkûm etmek istiyorlar. Şiddetin karşısında kadınları korumayan devlet, kadınların kazanımlarına saldırarak bunu derinleştirmek istiyor. İstanbul Sözleşmesi’nin iptalinin ardından anayasada yapılmak istenen başörtüsü ve aile düzenlemesiyle hayatlarımız ve kazanılmış haklarımız bir kez daha saldırı altında” denildi.
Gerici grupların çağrısı ile devlet destekli nefret yürüyüşleri gerçekleştirilerek ‘güçlendirilmiş aile’ kavramı üzerinden LGBTİ+ düşmanlığı arttırılarak nefret suçlarının cesaretlendirildiğini kaydedilen açıklamanın devamı şöyle:
“Kazanılmış haklarımızı gasp eden, şiddete maruz bırakılan kadını koruyamayan, katillerin etkili ceza almasının önüne geçen devlet, bunlar karşısında susmayan ve mücadele yürüten kadınlara yönelik saldırılarını artırarak sindirmeye çalışıyor. Aynı durum, hapishanede bulunan kadınlara yönelik de devam ediyor; hak gaspları, iletişim (mektup, telefon) ve görüş yasakları, koğuş baskınları, çıplak aramalar, tecrit ve sürgün işkencesine maruz bırakılıyorlar.
Kadın mücadelesi yürütenleri tutuklayarak, her karakolu işkence merkezine çevirerek, kadınların örgütlü gücünü durduracağını zannedenlere en güzel cevabımız; mücadele direncimiz ve mücadele tarihimizdir. 25 Kasım Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlüğe karşı direnen Mirabel Kardeşler’in bizlere miras bıraktığı bir mücadele tarihidir. Bugün okyanusta kanat çırpan kelebeklerin Ortadoğu’da yarattığı kasırgayı gördüğümüz günlerdeyiz. Dünün diktatörlerini deviren Kelebekler’den bugünün Molla rejimlerini sarsan Mahsa Amini’lere bu tarih bizlerindir.
Dünyanın her yerinde kadın mücadelesinin yükseldiği her evin, her sokağın, direniş merkezi olduğunu görüyoruz. Bizler, kapitalizme ve patriyarkaya karşı; tüm kadınları direnişi örgütleyip mücadeleyi büyütmeye, meydanları sokakları doldurmaya çağırıyoruz!”