Dersim katliamının son tanıklarından biri olan ve Silo Qiz olarak tanınan Süleyman Doğan, dün yaşamını yitirmesinin ardından bugün sonsuzluğa uğurlandı. Doğan için öncesinde Hacı Bektaş-ı Veli Kültürünü Yayma ve Yardımlaşma Cemevi’nde tören düzenlendi. Törene Qiz’in çocukları, torunlarını, Dersim Belediye Başkanı Mehmet Fatih Maçoğlu, ilçe belediye başkanları, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile yüzlerce kişi katıldı.
Cemevinde düzenlenen tören öncesi ozan Süleyman Doğan’ın eserleri dinletildi. Araştırmacı Yazar Cemal Taş ile Dersim Sanatçıları adına Mazlum Büyüktaş da, Doğan’ın hayatından kesitler anlattı.
Yazar Cemal Taş, yaptığı konuşmada Silo Qız’ın hayatına ilişkin şunları anlattı: “Kutsal ziyaretlerin, yerin göğün, çağlayan suların, dağların, tepelerin kutsal sayıldığı topraklarda barışın, özgürlüğün, eşitliğin topraklarında… O toprak ki, börtü-böceğin, binbir çiçeğin, ağaçların, kuşların, evcil ve yabanıl hayvanların, halkların birbirine dost bilindiği topraklarda doğdu Silo Qiz, Kirmanciye Toprağında.
Silo Qiz’ın büyük annesi; çok meraklanır, ister ki çocukları Sair olsun. Senenin birinde 21 Martı bekler; Bekler çünkü yerel halk o gün bütün ağaçların, dallarını yere eğip kutsal toprağa secdeye duracağını, yazmasını o daracık zamanda ağacın üzerine atıp dilek dileyenin dileğinin gerçekleşeceğine inanır. İşte o gün büyükannesi gidip poşusunu eğilen ağacın tepesine atar, ondan dilek diler, der ki: ‘Dileğim odur ki, benim evlatlarım ve torunlarım Sair olsun’
‘Dileği kabul olur, torunları şair olur’
Dileği kabul olur, oğulları, torunları hep şair olur. Kemane ustası olurlar, öyle ağıtlar yakarlar ki insanların yüreklerini dağlarlar. Büyükannenin Milu köyünde ki oğlu Suleyman’ın da, bir oğlu dünyaya gelir. Doğan çocuğa babasının adını verirler, O da; ‘Silemano Qiz” yani küçük Süleyman olarak anılır. Annesi Saxanime de Usenê İbrahimê’nin kızıdır. İbrahim de Usenê Ana İsmê’nin oğludur. Baba Süleyman; oğul Süleyman’ın elini çocuk yaşta tutar, beraber düğünlere götürür ki, o da kemane öğrensin. Silo Qiz/Oğul Süleyman’ın eli beşinci yaşında kemane tutmaya başlar. On yaşına ayak bastığında babasını kaybeder. Babasının izini takip eder, Sair olur. Hem de öyle bir sair olur ki yeteneğiyle insanları şaşkına çevirir. Çocuk yaşıyla tek başına düğünleri şenlendirir. Yıllar geçtikçe, Silo Qiz’ın şöhreti Dêsim’in dört bir yanında yayılır, tanınır. Artık Dersim’de bir şair vardır, lakabı küçük manasına gelse de, namı-şanıyla büyük bir ozandır.
‘Zalim bir el Dersim’de taş üstüne taş bırakmaz’
38 Tertelesi kapıya dayandığında gençlik yıllarıdır onun.. Zalim bir el Dersim’de taş üstünde taş bırakmaz. Silo Qiz keman çaldığından hayatta kalır. Onun deyimiyle Kirmanciye devri bitmiştir. Artık Tertele ağıtlarını yakıp söylemek payına düşmüştür, düğünün de, aşk ile sevdanın da, dünyanın da tadı tuzu kaçmıştır.
Kirmanciye Tarihi, dili, kültürü, inancı ile ilgili günümüze kalan ne varsa bu ozanların dili ile bugünlere ulaşmıştır. Günümüz ozanları içinde hem yaş hem birikim bakımından en büyük ozan Silo Qiz’dır. Apê Silemana sormuştum, Kirmanciye gençliğine öğütün-nasihatin nedir diye: ‘Kimin ile kardeşlik yaparsanız, kimin ile yoldaşlık ederseniz arkadaşınızı iyi tanıyın! Ekmeği ikiye bölüp, büyük dilim kendine, küçüğü size veren ile kardeşlik yapmayın! Kardeşlik eşitliktir! Şu dört günlük dünyada da asla kötülük düşünmeyin!
Apê Sileman; Hak’ka yürüdün. Katarımızdan koptun ama sesin-sözün, nasihatin, mirasın, seni asla kutsal toprakların katarından koparmayacaktır. Geride dünyalara bedel bir hazineyi miras bıraktın bizlere. Halkımızın başı sağ olsun.
İzini kaybetmeyeceğimizi bilesin. Anın önünde saygıyla eğiliyorum Apê Sileman.”
Cemevindeki törenin ardından Doğan’ın naaşı sevenleri tarafından Dersim merkeze bağlı Milli (Milu) Köyü’nde toprağa verildi.