Aralarında DBP Eş Genel Başkanları Saliha Aydeniz ve Keskin Bayındır, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanları Leyla Güven ve Berdan Öztürk, Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivistleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve milletvekillerinin de bulunduğu yüzlerce kişi, polis ablukasındaki Sanat Sokağı’na geldi.
Burada polis tarafından engellenen kitle, sloganlarla Ofis Parkı’na kadar yürüyüş düzenledi. Polisin müdahale anonslarına rağmen yürüyüşü sürdüren kitle, Ofis Parkı’nda açıklama yaptı.
Açıklamanın Türkçesi DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Kürtçesi ise HDP Şırnak Milletvekili Hasan Özgüneş tarafından okundu.
“İşgale karşı ortak tutum almak temel görevimizdir” başlıklı açıklamayı okuyan Aydeniz, son dönemlerde Irak Kürdistan Bölgesi’nde Kürt güçleri arasında yaşanan gerginlik ve bu gerginliği derinleştiren açıklama ve tutumların, Kürt halkının endişe ve kaygılarını derinleştirdiğini söyledi.
Aydeniz, konuşmasının devamında özetle şunları dile getirdi:
”Uluslararası siyasi güç dengelerinin yeniden şekillendiği böylesi bir dönemde, Kürt halkının özgürlük-eşitlik taleplerini hayata geçirmenin koşulları her zamankinden fazladır. Bu koşullar ve Kürt halkının on yıllarca ortaya çıkardığı mücadele deneyimi de gösteriyor ki Kürtler özgürlüğün son raddesine ulaşmıştır. Böylesi tarihi bir dönemde, işgalci bölgesel güçlerin; Kürtleri karşı karşıya getirme, kuşatma politikaları derinleşmiştir.
Geçmiş tarih boyunca Kürtler arası çatışmanın kazananı işgalciler; kaybedeni ise bütün Kürt halkı olmuştur. Tarihsel arka planın güncelliğini koruduğu bu dönemde halkımız bir kez daha bu utancı kader gibi kabullenmeyecek ve buna karşı mücadele edecektir.
Ağır koşullar altında direnen halkımız; tüm güçlerin siyaseten nasıl hareket etmesi gerektiğinin ölçüsünü oluşturmuştur. Tüm güçlerden beklentimiz; Kürt halkının çizdiği bu ölçüde hareket etmek olmalıdır.
Kürt halkının özgürlüğü, geleceği, haklı davası için mücadele eden her güç, tüm Kürdistan’da haklı mücadelenin meşru öncü güçleridir. Bu nedenle Kürdistan’da mücadele eden hiçbir güç işgalci olarak tanımlanmamalıdır.
Kürtler iç sorunlarını da bölgesel meseleleri de konuşarak çözebilecek olgunluğa, deneyime kavuşmuştur. Sorunları çözmenin yolu ortak zeminleri yaratmak, ulusal birliği oluşturmak ve bu temelde halkımızın çıkarlarını öncelemektir. Kürt halkı adına hareket eden, hiçbir güç halkımızın geleceğini, özgürlük hayallerini ve bin bir bedel ile yarattığı kazanımlarını, tehlikeye atma hakkına sahip değildir.
Bütün Kürt örgütlerini, şahsiyetlerini, aydınlarını, demokratik kitle örgütlerini, yüreğinde halkının özgürlük talebini taşıyan her bir bireyi bu hassasiyetin ağırlığı ve bilinciyle hareket etmeye çağırıyoruz.”