DBP, TTB yöneticilerinin gözaltına alınması, DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in tutuklanması ve sosyalistlerin gözaltına alınmalarına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı
Açıklamada, savaş karşıtı bütün kesimlerin büyük bir baskı altına alındığının altı çizilerek şu ifadelere yer verildi;
“Kürt, Arap, Türkmen, Ermeni ve Asurilerin meclis yönetimleri aracılığıyla temsil edildikleri, barışın hâkim olduğu ve savaşın hiç uğramadığı nadir yerlerden biri olan Efrîn’e yönelik kendi iktidarını korumak, demokrasi alanda kaybettiği zemini savaşla, ülke sınırlarının içerisinde olmayan bir yeri işgal ederek kazanma uğraşında olan AKP hükümeti, buna karşı en küçük bir sese bile tahammül göstermemektedir.”
“Yargı barışı savunanlara karşı sopa olarak kullanılıyor”
Açıklamada devamla şu ifadeler yer aldı; “AKP’nin, uluslararası hukuk ve yasaları çiğneyerek ÖSO çeteleriyle birlikte Efrîn’e yönelik başlattığı işgal operasyonlarına karşı, bu savaşın Türkiye halklarının bir savaşı olmadığını, AKP’nin iktidar savaşı olduğunu belirten ve buna karşı barışı savunan DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in tutuklanması ve ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur’ bildirisi yayımladıkları için Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey üyelerine yönelik gelişen faşizan saldırılar AKP iktidarının yargıyı, savaşa karşı barışı savunan bütün kesimlere karşı artık bir sopa olarak kullandığının kanıtıdır. Son olarak Türkiye halklarının ortak yaşama umudunu koruyan, insanlığa karşı sorumlu davranan ESP, Devrimci Parti, SYKP, KESK üyelerine ve aydınlara karşı siyasallaşmış yargı eliyle linç operasyonlarının başlatılması bu faşizmin tezahürüdür.”
Erdoğan’ın savaşına karşı sesimizi birleştirmeliyiz
AKP’nin Efrin işgaline karşı çıkan demokratik çevreleri etkisizleştirerek, toplumun savaşa destek veriyormuş görüntüsü oluşturmaya çalıştığı belirtilen açıklamada şunlar ifade edildi;
“Siyasi soykırım, baskı ve zulüm politikaları artık bir kez daha açığa çıkarmıştır ki AKP iktidarının, Erdoğan sultasının kendi iktidarını korumak için başlattığı savaşa karşı sesimizi birleştirmez, güçlü bir duruş sergilemezsek Türkiye bir karanlıklar ülkesi haline gelecektir.”
“Asla vazgeçmeyeceğiz”
Açıklamada son olarak şu ifadeler yer aldı;
“AKP belki devlet imkanlarını kullanarak, polis-asker ve yargı zoruyla savaş karşıtı çevreleri susturmak isteyebilir, İnsan yaşamının söz konusu olduğu AKP’nin savaş politikalarına her fırsatta karşı çıkacağımız bilinmelidir. Dostlarımıza, parti temsilcilerimize yönelik gelişen gözaltı ve tutuklamaları kınıyoruz ve bir kez daha ifade ediyoruz, koşullar ne olursa olsun barışın sesi olmaktan, özgürlük, eşitlik, demokrasi yürüyüşünden asla vazgeçmeyeceğiz.”