Cumartesi Anneleri, her hafta gerçekleştirdikleri eylemlerinin 844’üncüsünü pandemi nedeniyle online gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde 20 Mayıs 1995’te Lice’de gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Ömer Söğüt’ün akıbetine dikkat çekildi.
Eylemde söz alan Meyase Söğüt, eşi Ömer’in 26 yıl önce köylerine yönelik operasyonda gözaltına alındıktan sonra üç gün geçmesine rağmen gelmediğini aktardı. Sonrasında Ömer’i aramaya başladıklarını dile getiren Meyase, “Operasyonda birçok kişiyi almışlardı, operasyon Ömer’in tarlasına kadar yetişmişti tüm eşyaları oradaydı o yoktu. 6-7 asker panzer, helikopterle operasyon yapmışlar. Aramadığımız, sormadığımız yer kalmadı. Sonunda 3 defa Lice savcılığına dilekçe verdik, bir gelişme olmadı. Askerler onu almışlar ‘ne yapmışlar bir şey söyleyin’ dedim. Ben de davamdan vazgeçmeyeceğim dedim. 6 ay boyunca aradım, parçalanmış cenazeler gördüm tanıyamadım. Memleketimiz kıyamet yeri gibi olmuştu” dedi.
Devletin kaybetmeleri her zaman inkar ettiğini vurgulayan Meyase, inkara rağmen adalet mücadelesini sürdüreceklerini kaydetti.
Ömer’in kızı Ayşegül Söğüt ise, 26 senedir hak ve hukuk mücadelesi verdiklerini ifade ederek, babasının kaybedilmesinden sonra baskıların devam ettiğini söyledi. “Bu olaydan önce köylerimiz yakıldı, boşaltıldı. İlçeye geldik burada da baskılar devam ettirildi” diyen Ayşegül, “ Sonrasında sürekli her gün evimize baskınlar yapılıyordu. Göç ettirildik. Burada hem yaşam mücadelesi hem hak ve hukuk mücadelemiz devam etti. Geciken adaletin yerine getirilmesini istiyoruz” diye konuştu.
Devletin baskıları ve saldırıları altında 26 yıldır devam eden adalet arayışlarının failler yargılanana kadar devam ettireceklerini vurgulayan Ayşegül, “Devlet aklı bize meydanları kapatsa da bulunduğumuz her yerde birbirimizin sesi olmaya devam edelim” diye seslendi.
Ardından haftanın açıklamasını Cumartesi İnsanları’ndan Özgen Sadet yaptı. Devleti yönetenler ve iktidarın başını kuma gömdüğünü belirterek açıklamaya başlayan Özgen, “İktidar güçleri suçluları koruyacaklarını gösterir açıklamalar yapıyor. Cumartesi Anneleri ve insan hakları savunucuları olarak, devleti suç örgütü olarak gösteren bu duruma son verilmesini istiyoruz. Çete lideri denilen Peker’in açıklamalarının ihbar kabul edilerek, sözünü ettiği cinayetlere ilişkin soruşturmaların açılması, etkin soruşturmalar yoluyla hakikatin ortaya çıkartılması ve faillerin cezalandırılmasını bekliyor, tüm savcıları göreve çağırıyoruz” diye kaydetti.
“Bize bir mezarı bile çok gördüler” diyen ailenin hakikat ve adalet talebine eşlik ettiklerini ifade eden Özgen, şöyle devam etti: “47 yaşındaki 8 çocuk babası Ömer Söğüt ve ailesi Lice’nin Dibek (Derxust) köyünde yaşıyordu. Güvenlik güçleri tarafından köylerinin yakılması nedeniyle göç etmek zorunda kalmışlardı. Ancak Ömer Söğüt, tek geçim kaynakları olan köy civarındaki bağlarına çalışmak üzere gidiyordu. Bu gidiş gelişlerde askerlere rastlarsa darp edilmiş halde eve dönüyordu. 20 Mayıs 1995 sabahı asmaları budamak için eşeği ile birlikte bağa gitti ancak akşam eve dönmedi. Sabah eşine bakmak için bağa giden Meyase Söğüt, onun eşyalarını gördü. Eşek ağaca bağlı haldeydi. Toprakta da bir noktaya kadar devam eden ayak izleri ve o noktadan sonra sürüp giden araç izleri vardı. Etrafa eşini sordu. Civarda binlerce askerin katıldığı askeri bir operasyon yapıldığını, bu askerlerin eşini bahçeden alıp götürdüklerini öğrendi.”
‘26 yıldır Ömer Söğüt’ün akıbeti karanlıkta bırakıldı’
Ailenin yıllar sonra başvurduğu İnsan Hakları Derneği aracılığıyla tekrar suç duyurusunda bulunduğunu aktaran Özgen, “Ancak bu başvurudan da bir sonuç alınamadı. 26 yıldır Ömer Söğüt’ün akıbeti karanlıkta bırakıldı, suçun fail ve sorumluları tespit edilerek yargı önüne çıkartılmadı.844. haftamızda Ömer Söğüt’ün akıbetinin açığa çıkartılması ve işlenen bu insanlığa karşı suçun şüphelilerinin tespit edilerek haklarında etkin soruşturma yürütülmesi talebimizi yineliyoruz” sözlerini kullandı.
Özgen, kaç yıl geçerse geçsin Ömer ve diğer tüm kayıplar için adalet istemeye devam edeceklerini vurguladı.