Buluşmada ilk olarak söz alan Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, İnsanları susturarak, hapislere atarak, katlederek çözüm aradıklarını belirterek, “Siz belki meydanlarda kendinizi aklıyor, etrafınızı kandırıyor olabilirsiniz, ama bizleri ne kandıramayacaksınız. Biz 22 yıldır buradan sesleniyoruz. Kayıplarımızın akıbetini açıklayın diyoruz” dedi.
Yıldız’ın ardından Maltu’nun ablası Perihan Maltu söz alarak konuşmasını Kürtçe yaptı. Perihan konuşmasında, “Kardeşim 17 yaşında evinden gözaltına alındı. Gözaltına alındığında biz evdeydik. Mezarı yok, kemikleri yok. Biz onun kemiklerini istiyoruz. Mezarını istiyoruz. Buradayız burada olmaya devam edeceğiz.” dedi.
“Savaş; zulüm demektir. Biz barış istiyoruz”
- buluşmanın açıklamasını gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kız kardeşi İkbal Eren okudu.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi; “670. haftamıza acı bir haberle başladık. 22 yıldır birlikte olduğumuz mücadele arkadaşımız Mehmet Demir’i bu sabah kaybettik. ‘Kardeşimi bulamadım, annemin yüzüne bakamıyorum’ diyen Mehmet abimizi, annesi Kesriye Demir’in ardından kaybetmenin derin acısı içindeyiz. Güle güle Mehmet ağabey. Kardeşinin akıbetinin arayış mücadelesi artık bize emanet.”
670 hafta boyunca hakikat, adalet ve barış talebinde ısrar ettiklerini söyleyen Eren, “Yaşadık, biliyoruz, savaş ölüm demektir. Savaş kayıp demektir. Savaş; zulüm demektir. Biz barış istiyoruz. Bütün sorunlarımızın ancak barış ortamında, konuşarak, dinleyerek, anlayarak çözülmesi mümkündür. İnsana yakışan budur. Yaşam adına, hakikat adına ve insanlık adına barış talebimizde ısrar ediyoruz” dedi.
Hepimiz çok üzgün ve öfkeliyiz
Eren’in ardından söz alan Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak ise, Mehmet Demir’in ağabeyi Hasan’ın gözaltında olduğuna tanıklık ettiğini belirterek “22 yıldır gözaltına alındık, dayak yedik, ama hep birlikte olmaya devam ettik. Mehmet ağabey bizi bir kez daha kardeşsiz bıraktı. Hepimiz çok üzgün ve öfkeliyiz. Biliyoruz ki Abdurrahim için onunla birlikte olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.