Cumartesi Anneleri/İnsanları, adalet arayışlarının 865. haftasında 19 Ekim 1995’te gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un akıbetini sordu.
Haftanın açıklamasını yapan Aylin Tekiner, Tosun’un nasıl kaybedildiğini ve ardından verilen hukuk mücadelesini şu sözlerle anlattı:
“35 yaşındaki 5 çocuk babası Fehmi Tosun Lice’nin Licok köyünde yaşıyordu. Siyasal şiddetin bin bir halinin mekanı olan Lice ve köylerinde ağır bir baskı ortamı vardı.
Tosun Ailesi bu baskı ortamında ağır bedeller ödedi. Köylerinde yaşama olanakları yok edilen Tosun ailesi İstanbul’a göç etmek zorunda kaldı.
Fehmi Tosun, 19 Ekim 1995 sabahı yakın arkadaşı Hüseyin Aydemir ile birlikte Avcılar’daki evinde kahvaltı etti. Kahvaltı sonrası birlikte evden ayrılan iki arkadaş bir daha geri dönemedi.
Fehmi Tosun akşam saatlerinde silahlı, telsizli, sivil giysili üç kişi tarafından 34 UD 597 plakalı beyaz Renault araçla evinin önüne getirildi.
Bu kişilerle evin bahçesine doğru ilerlerken kendisini gören eşi ve çocuklarına ‘Beni öldürecekler!’ diye bağırdı. Onlar Fehmi’nin yanına koşunca zorla araca bindirilerek götürüldü. Olaya mahalleliler de tanık oldu.
“Yapacağımız bir şey yok”
Hemen Avcılar Karakolu’na giden Hanım Tosun olanları anlattı, eşini kaçıran aracın plakasını verdi ve duruma müdahale edilmesini istedi. Plakayı kontrol eden ve telefonla görüşmeler yapan polisler ‘Bizim yapacağımız bir şey yok’ dedi.
Hanım Tosun ve İnsan Hakları Derneği tüm yasal yollara başvurdu, olayı hükümetin ilgili birimlerine ve kamuoyunun gündemine taşıdı. Ancak Fehmi Tosun’un gözaltına alındığı kabul edilmedi ve kendisinden bir daha haber alınamadı.
“Devlet ‘üzgünüz’ dedi”
İç hukuktan sonuç alınamayınca dava AİHM’e taşındı. 2003 yılında sonuçlanan davada hükümet AİHM’e verdiği savunmada ‘Hükümetimiz Fehmi Tosun’un kaybolması olayının meydana gelmesinden dolayı üzgündür.
Bir kimsenin kaybolması olayı hakkındaki soruşturmanın eksik yapılmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesinin ihlalini oluşturduğu kabul edilmektedir’ dedi.
“Dosya kapatıldı”
Ancak AİHM’de Fehmi Tosun’un yaşam hakkı ihlali ile ilgili devletin sorumluluğunu kabul eden AKP iktidarı Fehmi Tosun dosyasında etkin bir soruşturma yapılmasını sağlama yükümlülüğünü yerine getirmedi.
Zamanaşımından takipsizlik kararı verilen dosya kapatıldı. Takipsizlik kararlarına yapılan itirazlar reddedildi. İdari ve yargısal yollarının tamamını tüketen aile, Anayasa Mahkemesine yaptığı bireysel başvurudan da sonuç alamadı.
“Sorumlular cezalandırılsın”
Fehmi Tosun’un gözaltında kaybedilişinin 26. yılında talep ediyoruz: Devlet, Fehmi Tosun’un akıbetine dair derhal etkili soruşturma yapma yükümlülüğünü yerine getirsin, suçtan sorumlu olanları tespit edip cezalandırılmalarını sağlasın.
Kaç yıl geçerse geçsin; Fehmi Tosun için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 166 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.”