Gülden Coşkun
Cumartesi Anneleri 729. haftada da polis ablukası altında İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. 1993 senesinde gözaltında kaybedilen Ali Kırlangıçlı’nın akıbetini soran Cumartesi Anneleri 729. haftada da devleti yönetenlere ve kamuoyuna seslenerek taleplerini ve kayıplarını yetkili makamlara ve kamuoyuna iletme hakkına sahip olduklarını ifade etti.
Yapılan basın açıklamasında Cumartesi Anneleri’nin ve kayıp yakınlarının sesini kamuoyuna iletme hakkının 30 haftadır engellendiği belirtildi. “Bizim adalet talebimize kulaklarını tıkayan savcılar, kayıp yakınlarının acılarını paylaşan, hakikat ve adalet taleplerine kayıtsız kalmayan kişilere de suç yaratma çabasındalar. Meşru adalet arayışımızı kriminalize etmeye çalışanlara sesleniyoruz: Uluslararası hukuka göre gözaltında kaybetme insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve hiçbir koşulda hoş görülemez. Her devlet bu suçu önleme ve gerçeklemesi halinde suçu ciddiyetine uygun bir biçimde cezalandırmakla yükümlüdür” denilen açıklamada 26. yılında Ali Kırlangıçlı’nın akıbeti soruldu.
“Fatih’te karakol kurulan eve giden Ali Kırlangıçlı mıydı?”
Kırlangıçlı’nın 1980 darbesinde tutuklanarak idam kararı verildiği ve 1990 tarihinde Bayrampaşa Hapishanesi’nden yurtdışına firar ettiği belirtilerek, 1993 yılında Türkiye’ye geri döndüğü ifade edildi. 6 Mart 1993 tarihinde 6 kişinin sağ yakalanabilecekken taranarak katledildiği ve aynı operasyon dahilinde 5 kişinin de gözaltına alındığı vurgulanarak Ali Kırlangıçlı’nın da 7 Mart tarihinde evdeki kurulu polis karakolundan bir haber bu eve gittiği belirtildi.
Açıklama şöyle devam etti: “Olaydan 17 yıl sonra dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Hanefi Avcı’nın Haliç’te Yaşayan Simonlar adlı kitabı yayınlandı. Kitapta anlattıklarından 6 Mart 1993 tarihinde İstanbul’un değişik semtlerinde gerçekleşen operasyonları planlayan kişinin kendisi olduğu anlaşıldı. Avcı kitabından Kartal/Esentepe’deki ev baskınında altı kişinin öldürüldüğünü yazdı. Oysa tüm resmi belgelerde bu evde öldürülenlerin 5 kişi olduğu yazılıydı. Kitapta öldürülen kişinin aynı operasyon kapsamında ‘Fatih’te karakol kurulan eve giden Ali Kırlangıçlı mıydı?’ sorumuz cevapsız kaldı.”
Açıklama Ali Kırlangıçlı’nın akıbetinin açığa çıkarılması ve sorumluların belirlenerek gereken cezayı alması talebiyle sonlandırıldı.
“Kardeşim Ali devrim mücadelesinin isimsiz kahramanlarından biridir”
Açıklamadan sonra Ali Kırgançlı’nın abisi İbrahim Kırlangıçlı’nın mektubu okundu. Abi İbrahim Kırlangıçlı’nın rahatsızlanması sonucu mektubu okuyan Mehmet Kılıç, Cumartesi Anneleri’nin direnişini selamladı. Mektupta Ali Kırlangıçlı’nın Bursa Emniyeti’nde 45 gün işkenceli sorgudan geçirildikten sonra tutuklandığı, tutuklu kaldığı dönemde hapishaneden firar ettiği ve ülkeye döndükten sonra 7 Mart tarihinde Fatih’te gözaltına alındığını ifade edildi.
Abi İbrahim Kırlangıçlı’nın mektubu şöyle devam etti: “Kardeşim Ali Kırlangıçlı’nın gözaltına alınması ile ilgili tüm girişimlerimiz boşa çıkarıldı. Tam 26 yıldan bu yana kardeşimin durumu ile ilgili olarak içimiz kaygılarla doludur. Ali Kırlangıçlı’nın gözaltına alınmasından sonra ne yapıldığı bizlere açıklanmak zorundadır. O günden bu yana kendisinin ölü mü, canlı mı olduğu konusunda hiçbir haber alamadık. Tam 26 yıl oldu. Peki, kardeşime ne oldu? Kimi kimden sorayım? Çalmadık kapı kalmadı ama cevap yok! Aradan 26 yıl geçmiş olsa da hala içimizde bir yerlerde “Ali sağ olabilir” umudumuz yaşamaktadır.
Kardeşim Ali devrim mücadelesinin isimsiz kahramanlarından biri olarak tarihteki yerini almıştır. Bir mezar taşı bile olmayan kardeşim Ali’nin ismini ve siyasi kimliğini hiç kimse yok edemeyecektir.”
Mektubun okunmasının ardından Cumartesi Anneleri, kayıplarını aramaktan vazgeçmeyeceklerini belirterek basın açıklamasını sonlandırdı.