İstanbul Yenibosna’da 10 Haziran’da AKP standındaki görevlileri tehdit ettikleri iddiasıyla gözaltına alınan ve tutuklanan Muratcan Gözmen, Burak Baran Katar ve Taylan Şimşek 73 gündür mahkemeye çıkarılmayı bekliyor. İddianame delil yetersizliğinden savcılığa iade edildi ancak gençlerin tahliye talebi kabul edilmedi.
Cumhuriyet’ten Ece Piroğlu’nun haberine göre; bayramı hapishanede karşılayan gençlerin aileleri tepkili. Aileler, “Çocuklarımızdan ayrı ikinci bayramımız. Çocuklarımız okullarından ve işlerinden oldular. Bu adaletsizliğin ve keyfi tutumun bir an önce son bulmasını ve çocuklarımızın tahliye edilmesini istiyoruz” diyor.
Gözmen, Katar ve Şimşek, AKP’lilere “Daha ne kadar buradasınız?” dedikleri gerekçesiyle gözaltına alınmış, “tehdit” ve “hakaret” iddiasıyla tutuklanarak Metris Hapishanesi’ne gönderilmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma sonunda, gençler hakkında, “tehdit”, “hakaret” ve “terör örgütü üyesi olmak” suçlarından iddianame düzenledi. İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi “dosyada örgüt suçlamasına dayanak oluşturacak delil olmadığını” belirterek iddianameyi iade etti. Savcılığın, iade kararına yaptığı itiraz da İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nce reddedildi. Ancak, gençlerin tahliye talepleri kabul edilmiyor.
‘Komplo kuruldu’
Avukat Mehmet Uysal, müvekkilleri hakkındaki dosyanın, AKP Bahçelievler İlçe Başkanı ve Bahçelievler İlçe Emniyet Müdürü’nün talebi üzerine örgütlü suçlar bürosuna gönderildiğini söyledi. Uysal, “Komplo kuruldu. Bu gençler zaten tehdit ve hakaretten tutuklandı. Örgüt üyeliğine dair somut olgu ve delil bulunamadığı için tutuklama gerekçesinde böyle suçlama yoktu. Tehdit ve hakaret suçundan bu kadar süre tutuklu kalmaları, mahkemeye çıkarılmamaları adil soruşturma yapılmadığını, arka planda başka şeyler döndüğünü gösteriyor. Dosya şu an savcıda. Yeni bir iddianame hazırlanmasını bekliyoruz” dedi.
OHAL kalktı ama…
Dosyada gizlilik kararı olduğunu, mahkemenin ret kararını dahi alamadıklarını belirten Uysal, şöyle devam etti:
“Savcıyla da görüşemiyoruz. OHAL kalktı ama yine adil bir soruşturma yapılmıyor. En son, 14 Ağustos salı günü akşam, tutukluluk incelemesi yapıldı. Gençlerin SEGBİS’le ifadeleri alındı ancak tutukluluğun devamına karar verildi. Biz pazartesi günü bu karara itiraz ettik, itirazımız da reddedildi. Üç genç yasal neden olmadığı halde özgürlüklerinden yoksunlar. Ne kadar sürecek o da belli değil.”
İlk kez dayı oldu
Burak Baran Katar’ın annesi Neşe Topçular, “Çok zor günler geçiriyoruz. Oğlum bu süreçte işinden oldu, ilk kez dayı oldu ama yeğenini göremedi. Bu mu adalet? Tek hücreli odalarda kalıyorlar, sağlığı ve psikolojisi çökmüş durumda” dedi.
Kızım babasına kavuşsun
Taylan Şimşek’in eşi Gülcan Şimşek ise tek başına çalıştığını, hem evi geçindirip hem de çocuğuyla ilgilendiğini kaydederek, “Eşimin tutukluluğu hem beni hem de 4 yaşındaki çocuğumuzu olumsuz etkiledi. Sağlık sorunlarım var, tek başıma her şeyin üstesinden gelmeye çalışıyorum. Yarın eşimin doğumgünü ve ailesinin yanında değil. Bu hukuksuzluk ve mağduriyet bir an önce giderilsin kızım babasına kavuşsun” diye konuştu.
‘Kriz geçirdim’
Muratcan Gözmen babası Ali Gürbüz Gözmen ise şunları anlattı:
“Ben bu süreçte kalp krizi geçirdim ölümün kıyısından döndüm. Artık biz kendi canımızdan da vazgeçtik, yeter ki çocuklarımız bir an önce özgürlüklerine kavuşsun, boşu boşuna yatıyorlar.”
‘AKP’liler karakola geldi tutuklandık’
Tutuklu gençler ise gazetemize yolladıkları mektupta, ağır tecrit altında tekli hücrelerde kaldıklarını yazdılar. Mahkemenin iade ettiği iddianamede asılsız suçlamaların olduğunu belirten gençler, “AKP seçim masasındakilerle yüksek müzik sesinden dolayı tartıştığımız için Yenibosna 75. Yıl Karakolu’na götürüldük. Bakırköy nöbetçi savcılığı tarafından saat 21.00’de serbest bırakılmamıza rağmen, AKP ilçe başkanı ve teşkilatının karakola gelip, karakol amiriyle görüşmesinden sonra bizi gözlem odasına aldılar. Üzerimizdeki her şeye el koydular. Ne avukatımıza ne de yakınlarımıza haber vermemize izin vermediler. Hakkımızda hazırlanan komploya biz de gözlem odasından tanık olduk. Dört kişi, karakol amirinin odasına gidip onay alana kadar defalarca yalan ifadelerini değiştirdiler. En sonunda bir komiser dört kişiyi toplayıp ifadelerin son şeklini verdi. Böylece hakkımızda gözaltı kararı çıkarıldı” dediler.