Bizimle iletişime geçin

Editörün Seçtikleri

Avaşin Sterk Yazdı: Medya Savunma Alanlarını işgal ve HDP’nin kapatılması

Kobanê davasının amacı yalnızca HDP’yi kapatmaya giden yolu döşemek değil onu ehlileştirmek için kurulmuş kürsüdür aynı zamanda. Ama HDP varlığını kürsülerde kazanmadığı gibi kürsülerde de kaybetmez. HDP’yi kendisine bir dayanak haline getirmiş halk kitlelerinin Deniz Poyraz’ın katliamından sonra harekete geçişi ve annesinin “bir Deniz gitti ama binlerce Deniz var” sözüne eylemiyle karşılık veren gerçekliği bunu gösteriyor. İşçiler, emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, yoksul köylüler, toprağının, havasının ve suyunun gaspına karşı savunmaya geçenler… yani binlerce Deniz! Hemen her kesim hareket halinde ya da harekete geçmek için bir işaret fişeği beklemektedir.

HDP’nin kapatılması saldırısıyla, Metîna, Zap, Avaşîn, Garê işgal saldırısı aynı stratejik planın bir parçasıdır. Pekala İstanbul Sözleşmesi’nin gaspı, Boğaziçi direnişine saldırı, Deniz Poyraz’ın katledilmesi, kaçırma, tutuklama ve işkence saldırılarındaki nicelik artışı ve devamla Kobanê davasını bu iki temel olgunun bileşenleri olarak ele alabiliriz. Bu salt faşist iktidarın verili koşullarını sürdürmek için yürüttüğü bir saldırı değildir. Faşist AKP-MHP iktidarı kitlelerin biriken öfkesinin fakında. İleriye doğru her atılışın, kitlelerde bir karşılık ürettiğini görüyor. Saldırının asıl amacı gelişebilecek halk ayaklanmalarının öncü bilinci ve iradesini kırıma uğratmaktır. 

2010-11 Ortadoğu ve Kuzey Afrika halk ayaklanmaları ya da pandemi sürecinden önce onlarca ülkede başlamış olan ezilenlerin isyan hareketinin ya da yakın zamanda Kolombiya’da gerçekleşen ve günlerce süren ayaklanmalar neden iktidarı alacak bir hamle gerçekleştiremedi/gerçekleştiremiyorlar? Bilinir ki; kitlelerin kendiliğinden bilinci, politik hamle yapabilir, ama bilinçli, kasıtlı ve tasarlanmış bir biçimde stratejinin alanına giren bir iktidar hedefine yönelemez. Bunu gerçekleştirecek olan, bu bilincin somutlandığı, silahlı halk ayaklanması esaslarını eksen alan devrimci öncüdür. Onun, hazırlığı, kararlılığı ve cüretidir. Kent ve kır gerillası ve onunla birleşmiş milis gücü silahlı halk ayaklanmasının öncü kuvvetidir.

Silahlı öncüyle birleşmiş halk hareketinin ufku bellidir. Sömürgeci faşist devletin saldırısının merkezine oturttuğu bu gerçektir. Seçtiği hedeflerin amacı bu organik ilişkiyi dağıtmak, yok etmek, hedeften uzaklaştırmaktır. Ancak tüm saldırılara rağmen silahlı direniş hattı ne eylemde ne de akılda çözülemiyor. MSA alanlarına saldırı Güney Kürdistan’ın işgalini ve oradan Musul-Kerkük’e uzanma amacını kuvvetle içinde barındırıyor. Ama aynı zamanda ve belki de şu konjonktürde ondan daha önce olarak Türkiye ve Bakur Kürdistan’da gerçekleşecek devrimsel süreçlerde gerillanın oynayacağı rolü darbelemek amacındadır. Birleşik devrimin var olmasına karşı stratejik bir saldırıdır.

HDP neden hedeftedir? Türk ve Kürt işçi ve emekçilerinin birleşik gücü olması ama herhangi bir birleşik güç değil, silahlı halk ayaklanması yoluyla iktidarın alaşağı edilmesi amacında saflaşma yeteneği gösterebilme kapasitesi nedeniyle hedeftedir. Özyönetim direnişlerinde –tüm eksiklerine rağmen ki bunun altını kalınca çizmek gerek- bir rol oynama kapasitesi onu hedef haline getirmektedir. 6-8 Ekim serhildanının anlamı nedir? Daha birçok şey söylenebilir elbet, ama HDP’nin 6-8 Ekim serhildanına öncülük edebilme gücüne dün sahip olduğu bugün de bunun potansiyelini taşıdığı için hedef olduğu ortadadır. Kobanê davasının amacı yalnızca HDP’yi kapatmaya giden yolu döşemek değil onu ehlileştirmek için kurulmuş kürsüdür aynı zamanda. Ama HDP varlığını kürsülerde kazanmadığı gibi kürsülerde de kaybetmez. HDP’yi kendisine bir dayanak haline getirmiş halk kitlelerinin Deniz Poyraz’ın katliamından sonra harekete geçişi ve annesinin “bir Deniz gitti ama binlerce Deniz var” sözüne eylemiyle karşılık veren gerçekliği bunu gösteriyor. İşçiler, emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, yoksul köylüler, toprağının, havasının ve suyunun gaspına karşı savunmaya geçenler… yani binlerce Deniz! Hemen her kesim hareket halinde ya da harekete geçmek için bir işaret fişeği beklemektedir.

Kapitalizmin varoluşsal krizinin iktisadi ve toplumsal olarak en derin yaşandığı Türkiye/Kürdistan’da tüm ara biçimler tükenmektedir. Tek yol devrimdir. Bu ufku göremeyenler, merceğine “güçlendirilmiş parlamenter sistem”i oturtanlar, bu anda tarih dışıdır. Filikalarını bu gemiye bağlayanların, limanda salınmaktan başka bir hareket gerçekleştirme imkanları yoktur. Uzun tarih, yakın tarih bunun dersleriyle doludur. Gerçekler devrimcidir. Olgunun kendisine yabancılaşmayan her göz bunu görebilir. Sömürgeci faşist diktatörlüğün bir iğne ucu kadar bile olsa halklara nefes aldırabilecek mecali yoktur. Durum budur. Verili her statü aşılmalı ve hatta gerekiyorsa yıkılmalı ve dönemin ihtiyacı olan mücadele hattına girişte hız kazanılmalıdır.

Şimdi anti faşist mücadeleyi büyütme ve onu devrim amacına sımsıkı bağlama zamanıdır.

Tozkoparan’daki direnişle HDP’nin kapatılması, Metîna, Avaşîn, Zap, Garê direnişi aynı eksende sıralandığında ve her biri birbirini tamamlayacak bir hatta geçildiğinde devrimci irade geçilmez olacaktır. 

İstanbul Sözleşmesi’nin gaspına karşı mücadeleyle, Amed’de ölümsüzleşen Nujîn Amed, Berfîn Nûcan, Ronahî Tamara, Avent Feda başta olmak üzere gerillanın eylemi salt nesnel olarak değil organik olarak da birleştiğinde devrimci irade iktidarlaşma yoluna girmiş olacaktır. 

Kimi süreçler vardır bütün mücadele biçimleri sahada aktif olmaksızın hareket ileri taşınamaz. İçinden geçtiğimiz dönem tam böyle bir dönemdir. Faşizme karşı tüm mücadele konuları anti faşist mücadele düzleminde birleşmelidir. Tüm mücadele biçimleri faşizme karşı yıkıcı bir kuvvet olarak birbirini tamamlamalıdır.

HDP’nin kapatılmasına karşı mücadele tüm bu kesişimin güncel odağıdır. HDP’nin kapatılmasına karşı mücadele bu içerikleriyle birlikte ele alındığında HDP kapatılamaz. Her sokak, her meydan HDP olursa bunu kapatmaya kimsenin gücü yetmez. 

HDP eski eşbaşkanlarından Figen Yüksekdağ’ın da ifade ettiği gibi HDP sırtını devrime dayamış bir partidir. Onun mayasında faşizme ve sömürgeciliğe, cinsiyetçiliğe karşı direniş vardır. HDP’yi bu varoluş tarzıyla birlikte kavrayanlar Denizler olup sokaklara çıkarak tavrını bir kez daha ortaya koymuştur. Elbet yetmez. Eylemin hedefi büyütülmeli. HDP’ye emek verenler, HDP’yi devrimci bir mevzi olarak savunanlar HDP’nin kapatılmasına izin vermeyecektir.

Bu makale ilk olarak Yeni Özgür Politika’da yayınlanmıştır.



Kasım 2024
PSÇPCCP
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930 

Daha Fazla Editörün Seçtikleri Haberler