Urfa’nın Siverek ilçesine bağlı Çeltik Mahallesi’nde 15 Haziran 2019’da AKP eski Milletvekili Zülfükar İzol’un oğlu ve kardeşlerinin olduğu İzol aşiretine bağlı silahlı bir grup aynı aşirete bağlı bir ailenin evine baskın düzenleyerek Zozan İzol, eşi Hakkı İzol ve Meral İzol ile oğlu Musa Serhat İzol’u öldürdü. Hayatını kaybeden Meral İzol’un oğulları Yusuf Rojhat İzol (15) ile Mehmet Metin İzol ve saldıran grupta olduğu iddia edilen Cihan İzol da olayda yaralandı. Olayda yaralananları taşıyan aracın Çeltik Mahallesi yakınlarında Karakoyun mevkiinde geçirdikleri trafik kazasında Rıdvan Buluş ve Serdar Delen yaşamını yitirdi. Olayın “toprak kavgası” nedeniyle yaşandığı ileri sürüldü.
Adalet talebi
Silahlı baskında eşi Meral İzol, oğlu Musa Serhat İzol, ağabeyi Hakkı İzol ve ağabeyinin eşi Zozan İzol’u kaybeden Serdar İzol, 14 Eylül 2021 tarihinde Urfa Adliyesi önüne gelerek “Adalet Nöbeti” tuttu. Dün Adalet Nöbeti”nin ikincisini tutan İzol, aradan geçen 2 yılda yaşadıklarını ve dava dosyasını Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı.
Saldırının 2003 yılında yaşanan bir cinayete dayandığını belirten İzol, “Benim eczacı olan üvey kardeşim Mehmet Ali İzol, düğününe bir gün kala gece vakti öldürüldü. Zülfükar İzol ailesi katliamı bize yıkarak bizi cezaevine koymak istedi. Bizim öldürdüğümüzü söyleyip, gazetelere haber yaptırdı. Bu olaydan sonra ben ve iki kardeşim yargılandık. Ceza almamız için ellerinden geleni yaptılar. Yargılandık, kardeşim delil olmamasına rağmen ceza adlı. Bir yıl içerde kaldı, sonra bırakıldı. Bende sonra tutuklandım ve bir yıl cezaevinde kaldım. Davamız hala devam ediyor” diye konuştu.
Köyden çıkarmak istediler
Saldırı öncesinde yaşananları anlatan İzol, “Zülfükar İzol ve ailesi ‘köyün hepsi bizim olsun’ diyorlar. Babalarımız kardeş. Onların babası bizim babamızın okuma yazması olmadığı için toprakların yüzde 75’ini kendi adına yapmış. Geri kalan yüzde 25’e de göz diktiler ve kardeşimizi öldürdüler. Ardından babamı kandırdılar ve okuma yazması olmadığı için kağıtlara parmak bastırarak yüzde 25’i de kendi adlarına geçirdiler. Toprakların hepsi resmiyette onların adınaydı. Babamın 5 bin 200 dönüm arsası vardı. Biz onun bin 600 dönümünü işlemeye devam ettik. Yine olmadı bu sefer bizi köyden komple çıkarmak istediler ve katliam yaptılar” şeklinde konuştu.
Keşif yaptılar
Olayın yaşandığı gün Diyarbakır’a hastaneye gittiğini belirten İzol, “Telefonla arandım katliam yapıldığını öğrendim. Siverek Devlet Hastanesi’ne gittim ve eşim, oğlum, ağabeyim ve ağabeyimin eşinin katledildiğini öğrendim. Katliamın failleri belliydi, telefon kamerası ile her şey kayıt altına alınmıştı. Katliamın talimatını Zülfükar İzol verdi. Katliamdan bir hafta önce Zülfükar İzol’un kardeşi Cihan İzol, katledilen abim Hakkı İzol’a ‘Bu tarlaları biçmeden bu köyden çıkacaksınız. Çıkmazsanız abim (Zülfükar İzol) talimat vermiş gelip sizi öldüreceğiz’ demiş. Bir hafta sonra da gelip bizi öldürdüler. Katliamdan birkaç saat önce gelip bizim evin çevresinde keşif yaptılar. Oğlum onlara tepki gösteriyor. Oğluma ‘sen bekle gelip hepinizi öldüreceğiz’ diyorlar ve katliam oluyor” şeklinde konuştu.
‘Can güvenliğimiz yok’
Cenazelerin gece saatlerinde defin edildiğini belirten İzol, “Bizim için bunlar ‘terörist’ dediler ve cenazelerimizi defin etmemize dahi izin vermediler. Çok az kişiyle cenazelerimizi abluka içinde gömdük. Onların korkularından kimse taziyeye dahi gelmedi” dedi. Hala aynı köyde yaşadığını dile getiren İzol, sözlerini şöyle sürdürdü: “Toprakları artık işleyemiyoruz, bizim sadece iki tane ineğimiz var. Kendi tarlalarımızı sürmemize izin vermiyorlar. Hala taciz ediliyoruz. Katiler ile aynı mahalledeyiz. Her gün evimizin önünden geçiyorlar. Yine saldırıya uğrayabiliriz, can güvenliğimiz yok.”
Sanıklar serbest
Dava duruşmalarının “güvenlik” gerekçesiyle Aksaray Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldüğünü belirten İzol, “Aradan geçen 6 duruşmada bir bir gerçek failleri bıraktılar. Bir ve ikinci duruşmada bizi pandemi nedeniyle içeri almadılar. Ben 2’nci duruşmadan sonra duruşmalara katıldım. Dört duruşmada mahkemede adaleti göremedim. Adaletli bir kararın çıkacağına inancım da yok. Taleplerimiz hep ret edildi. Oğlum kendini savunduğu için 2 yıldan fazladır içerde. Katliamı yapanlar ise elini kolunu sallayarak geziyorlar. 5 Ekim’de 7’inci duruşma görülecek ve belki tutuklu kalan tek sanık da bırakılır” sözleriyle kaygısını dile getirdi.
‘Adil yargılama olsun’
Aksaray Ağır Ceza Mahkemesi’nde 5 Ekim’de görülecek 7’nci duruşma için duyarlılık çağrısı yapan İzol, devamında şunları söyledi: “Vicdan sahibi herkes bu davaya sahip çıkmalı. Gerçek bir adalet sağlanmalı. Kimseden korkuları olmadığını söylüyorlar. Ben haftada bir gün Urfa Adliyesi önünde olacağım. İlk geldiğim gün emniyet amiri bana ‘izin vermeyeceğiz’ dedi. Ancak beni engelleseler bu sefer Ankara’ya gider Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde otururum. Benim Urfa’da evim yok, yoksa her gün adliye binası önünde beklerdim. Biz sadece adalet istiyoruz. Yetkililer bu işin takipçisi olsun. Bunların bize yaptığını İsrail Filistin’e yapmadı. Hem malımızı aldılar bizi katlettiler, hem de her gün bizi taciz ediyorlar. Adil bir yargılama olsun.” (MA)