Cumartesi Anneleri 671’inci haftada da Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Bu haftaki eylemde konuşan Ayşenur’un kardeşi Ercan Şimşek, ablasının katledilmesinin nedeninin taşıdığı “Savaşa hayır” pankartı olduğunu belirterek, “Savaşın adeta bir ideoloji haline getirildiği, savaşın bir an önce durdurulması veya en son tercih edilmesi gerektiğini söylemenin bir terör suçu haline geldiği bu günlerde Ayşe’nin o gün yaptığı eylem daha anlamlı bir hale geliyor” diye konuştu.
Anne Şimşek: Umudumu kaybetmedim
Ayşenur Şimşek’in annesi Şerife Şimşek’in yolladığı mektup ablası Fatma Şimşek tarafından okundu.
Mektupta, Ayşenur’u katledenlerin bulunacağına dair umudunu yitirmediğini belirten Şerife, “Ülkemizde çok şey değişmedi. Karanlık biraz daha koyulaştı sadece. Yine senin gibi sadece insanların mutluluğu için yüreklerini kavgaya atanları öldürmekle kalmayıp, zulmün hükümdarlığına güvenerek herkesi öldürmek istiyorlar. Korku bir gölge gibi hep onları takip ediyor” ifadelerini kullandı.
Şerife mektubuna, o gün katleden zihniyetin bugün de bıkmadan usanmadan devam ettiğini, Ayşenur’un umudunu ve direncini taşıdığını vurgulayarak mektubunu sonlandırdı.
“Ayşegül gözaltına alındı, işkence gördü ve kaybedildi”
Bu haftaki basın açıklamasını Yeter İşler okudu. Açıklamada, Ayşenur’un 28 Ocak 1995 tarihinde katledildiğinin tespit edildiğini söylenerek, “Bedeninde işkence izleri vardı. Kafasından ve göğsünden ateşli silahla yakın mesafeden vurulan Ayşenur Şimşek 29 Ocak 1995 tarihinde Kırıkkale yolunda bulunmuştu. Ailesi devletin tüm kurumlarına başvurmasına rağmen, Ayşenur’un cansız bedeni üç hafta boyunca morgda bekletildikten sonra ‘kimliği meçhul kişi’ olarak Kırıkkale kimsesizler mezarlığına defnedilmişti” ifadelerine yer verildi.
“Ayşegül Şimşek Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ve Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar’ın emrindeki Terörle Mücadele Şubesi ekipleri tarafından gözaltına alındı, işkence gördü ve kaybedildi” diyen Yeter, dönemin başbakanı Tansu Çilleri’n, Nahit Menteşe’nin İçişleri Bakanı olduğu 50’inci hükümetin, ailenin başvurularına rağmen yükümlülüğünü yerine getirmediğini ifade etti.
Yeter, “Ayşenur Şimşek dosyasındaki 23 yıllık cezasızlık son bulmalıdır. Ayşenur Şimşek’in kaybedilmesinde sorumluluğu olan, kaybedilmesini engelleme yükümlülüğünü yerine getirmeyen herkes yargılanmalıdır” diyerek Ayşenur için adalet istemekten vazgeçmeyeceklerini kaydetti.