İhraç edilen akademisyen Candan Badem, “Bugün kayyum sadece HDP’ nin problemi değil, bütün sol sosyalistlerin problemidir” dedi.
Munzur Üniversitesi’nden ihraç edilen akademisyen Candan Badem, “Bugün kayyum sadece HDP’ nin problemi değil, bütün sol sosyalistlerin problemidir. Kayyumun yarattığı tahribatı biz gidereceğiz. Öncelikle halka kapıları açacağız” dedi.
Başbakanlık tarafından 2016 da resmi gazetede yayımlanan 692 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) Yüksek Öğretim Kurulu’ndan (YÖK) akademisyen ve akademik personel ihraç edilmişti. Munzur Üniversite’sinden ihraç edilen Tarih Bölümü Başkanıyken ihraç edilen akademisyen Candan Badem de gelinen süreçte yerel seçimlerde Dersim Demokratik Halk Dayanışması (DDHD) içerisinde belediye meclis üyesi olarak yer alıyor.
‘AKP’nin derdi üniversitelerdeki bütün muhalif kesimleri tasfiye etmek’
Candan Badem, “Eğitim sen üyesiyim. Eğitim sen dışında da kurumlardan ihraç edilenlerle birlikte Dersimde iki yüze yakın insan ihraç edilmişti. Bende barış bildirisini imzaladım. Aynı zamanda rektörün usulsüzlüklerini yargıya taşıdığım için rektörün husumetine uğradım. Bu yüzden rektör beni KHK listesine ekledi ve ihraç etti. Rektöre açmış olduğum iki davayı da kazandım. Usulsüz bir şekilde yaptıklarını kanıtlamış oldum fakat görevime iade edileceğimi düşünmüyorum. Çünkü AKP’nin derdi üniversitelerdeki bütün muhalif kesimleri, özgür düşünen insanları, biatçı, kapıkulu olmayan insanları tasfiye etmek. AKP Türkiye’de üniversiteleri medreseye çevirmek istiyor. Bunun için liyakat ve iyi niyeti bir kenara bırakarak her makama kendi yandaşlarını doldurmak istiyor. Nitekim bunda başarılı oldu da. Türkiye de bir iki üniversiteyi istisna tutarsak bütün üniversiteler medreseye dönmüş durumda. Buralarda bilim yapılmayacağı açıktır. Bu şekilde üniversiteler de de bilim gelişemez” diyerek sözlerine devam etti.
‘AKP rejimi ile emperyalist çevreler arasında karşılıklı birbirini idare etme durumu olduğunu düşünüyorum’
Türkiye’de şuan yaşanan durumu İslam faşizmi olarak değerlendiren Candan, “Neo liberal politikalar üzerine eklemlenmiş, İslamcı bir ideoloji ve siyasi baskı rejimi var. Türkiye’deki siyasi rejime belki de en yakın siyasi rejim Rusya’daki oligarşik kapitalist rejimdir. Bu rejim kurulurken Avrupa birliğindeki liberaller olsun; Amerikan emperyalizmi olsun bu rejime destek verdiler. Çünkü bu rejim ekonomide en hızlı liberalleşmeyi, en hızlı özelleştirmeyi hayata geçirdi. Dolayısıyla onlar Türkiye’den almak istediklerini aldılar. Hukuki konularda, ifade özgürlüğü gibi konularda AKP rejimiyle aralarında itilafların olması aslında ekonomide birleştikleri gerçeğini örtmemeli diye düşünüyorum. Bu yüzden de her şeye rağmen AKP rejimi ile bütün emperyalist çevreler arasında bir anlaşma karşılıklı birbirini idare etme durumu olduğunu düşünüyorum” dedi.
‘Solun kendi programı çerçevesinde Türkiye’ye sosyalist bir alternatif sunması gerekiyor’
Candan daha sonra sözlerine şöyle devam etti : “Türkiye deki sol sosyalistlerin AKP iktidarına karşı başarılı bir politika ürettiklerini düşünmüyorum. Başarılı olamadık bunda tabi ki ülkemizdeki büyük baskılar, dünya konektörünün sosyalizmin aleyhine olmasının da etkisi var ama kendi beceriksizliğimizi örtmememiz gerekiyor. Solun en büyük başarısızlığı bağımsız sosyalist bir odak inşa etmekte oldu. Solun bir kısmı birazda Kürt hareketinin etkisiyle liberalleşmenin etkisinde kaldı. AKP’yi doğru okuyamadılar, AKP’nin niyetlerini doğru okuyamadılar. AKP politikalarına karşı yeterli bir alternatif geliştiremediler. Gezi’deki haziran direnişi önemli bir halk hareketiydi. AKP rejiminin baskısına karşı bir tepkiydi. Bu sola nefes aldırmış olsa da bir odak yaratamadı. Solun kendi programı çerçevesinde Türkiye’ye sosyalist bir alternatif sunması gerekiyor”
‘Ovacık örneği, sosyalistlerin küçücük bir alanda bile bir fark yaratabileceğini kanıtladı’
Candan, “Ovacık örneği sosyalistlerin küçücük bir alanda bile bir fark yaratabileceğini kanıtlamış oldu. Bizim için güzel bir örnek oldu. Şimdi biz bunu daha büyük ölçekte Dersim’de hem de diğer ilçelerde genişletmek istiyoruz. Sosyalistler mevcut sermaye partilerinin hepsinden farklı bir şey söylüyorlar. Dolayısıyla sosyalistlere küçük bir alan, küçük bir fırsat verildiğinde bile bir fark yaratabiliyorlar. Nitekim Ovacık’ın bugün bütün Türkiye’de konuşulur hale gelmesi de bunun kanıtıdır. Biz bunu İl belediyesini alarak daha büyük bir örneğe dönüştürmek istiyoruz. Bunun bütün sosyalistlere ilham vereceği açıktır’ ifadelerine yer verdi.
‘Bugün kayyum sadece HDP’ nin problemi değil, bütün sol sosyalistlerin problemidir’
Candan, “Burada belediyeyi almamız kayyuma vereceğimiz en güzel sol cevap olacak. Bugün kayyum sadece HDP’ nin problemi değil, bütün sol sosyalistlerin problemidir. Kayyumun yarattığı tahribatı biz gidereceğiz. Öncelikle halka kapıları açacağız. Kayyum döneminde kim ne ihale almış bunları halka açıklayacağız. Kimlerin ne kazandığını halkımız görecek. Şeffaf olacağız. Ovacık modelinin burada da uygulanabileceğini göstereceğiz” sözlerine yer verdi.
‘Dersim’deki bu çalışmanın içerisinde olmayı büyük bir şans sayıyorum’
Candan son olarak, “Ben de sekiz yıldır bu şehirde yaşıyorum. Sorunlarını biliyorum. DDHD’ nin bileşenlerinin oluşturmuş olduğu programa mutabıkım. Sosyalistlerin bir araya gelip somut bir iş için çalışması bana heyecan veriyor. Türkiye’de denir ya, sosyalistler bir araya gelmezler, iş yapamazlar. Biz bu inancı burada kıracağız. Sosyalistlerin farklı geleneklerden geliyor olsa bile sosyalistlerin birlikte çalışabileceğini, halk için bir şeyler yapılabileceğini göstereceğiz. Bunu da kendi sosyalist kimliğimizle yapacağız. Tarihsel olarak AKP dönemine denk gelmiş olmak talihsizlik olsa da, Dersim’deki bu çalışmanın içerisinde olmayı büyük bir şans sayıyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.