Gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları, 997’nci haftasında da bir araya geldi. Bu haftaki eylemde, 4 Mayıs 1992 tarihinde İstanbul Fındıkzade’de gözaltına alınıp kaybedilen İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu öğrencisi Hüsamettin Yaman ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencisi Soner Gül’ün akıbeti soruldu. Açıklamayı Maside Ocak okudu.
“Anayasa Mahkemesi kararları en üst düzeyde bağlayıcıdır. Temel hak ve özgürlükler hukuksal güvence altında değilse, orada keyfi yönetimler vardır” diyerek açıklamaya başlayan Ocak, “Hüsamettin Yaman 2 Mayıs 1992 Cumartesi günü evden çıktı. 4 Mayıs Pazartesi günü Ağabeyi Feyyaz Yaman’ı işyeri telefonundan arayan bir kişi ‘Hüsamettin, Soner Gül ile birlikte Fındıkzade’de gözaltına alındı. Hayatlarından endişe ediyoruz. Bir an önce emniyete başvurun’ dedi. Yaman ve Gül Aileleri, önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne ardından devletin ilgili tüm kurumlarına başvurdu. İnsan Hakları Derneği ve Af Örgütü girişimlerde bulundu. Ancak Hüsamettin ve Soner’in gözaltına alındığı kabul edilmedi. Girişimlerini sürdüren Yaman Ailesi 2 yıl boyunca polis takibinde tutuldu. 19 Aralık 2011 tarihinde özel harekât polisi Ayhan Çarkın’ın infazlar ve kayıplarla ilgili itirafları yayınlandı. Çarkın, itiraflarında Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ü gözaltına aldıktan sonra ormanlık bir alanda sorguladıklarını ve infaz ettiklerini açıkladı.”
Ayhan Çarkın’ın itirafında Hüsamettin ve Soner’in son sözlerinin “insanlık onuru işkenceyi yenecek!” olduğu bilgisini de verdiğini söyleyen Ocak, “Bu beyanların ardından Yaman Ailesi yeniden suç duyurusunda bulunarak, dosyanın tekrar açılmasını istedi. Ayhan Çarkın’ın ifadelerine rağmen dosyada ilerleme kaydedilmedi. Bu durum, yargının bağımsız ve tarafsız olmadığını ve siyasi etkilere açık olduğunu göstermektedir. 997. haftamızda yargı makamlarına sesleniyoruz: Her hafta Galatasaray’da yaptığımız açıklamalar suç duyurusu niteliğindedir. Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün gözaltında kaybedilmesi ile ilgili adil ve etkin bir soruşturma başlatılmasını talep ediyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin Hüsamettin Yaman, Soner Gül ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” diyerek mücadele etmeye devam edeceklerini dile getirdi.
Açıklama abluka altında tutulan Galatasaray Meydanı’na karanfillerin atılması ile son buldu.