Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Birleşik Metal İşçileri Sendikası (Birleşik Metal-İş), çocuk işçiliğine yasal kılıf sağlayan ve son aylarda peş peşe çocuk ölümleriyle gündeme gelen Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) uygulamasına ilişkin basın toplantısı düzenledi. TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde gerçekleşen toplantıya, Birleşik Metal-İş’in üyeleri ve yöneticileri, DİSK’e bağlı Limter-İş, Dev Yapı-İş, Emekli-Sen, Enerji-Sen, KESK’e bağlı Eğitim Sen ile EMEP, SOL Parti, TİP ve Gençlik Komiteleri’nden temsilciler katıldı.
Toplantıda konuşan Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Özkan Atar, MESEM uygulaması nedeniyle son 8 ay içerisinde yaşları 14 ile 17 arasında değişen 8 çocuğun yaşamını yitirdiğini hatırlattı.
MESEM: Çocuk işçiliğine yasal kılıf
“Mesleki eğitim” adı altında öğrencilerin ucuz işgücü olarak kullanılmasının, 2016 ve 2021 yıllarında yapılan iki yasa değişikliğiyle ciddi biçimde arttığını belirten Atar, bu yasal düzenlemelerle meslek liselerindeki öğrencilerin fiilen okuldan ayrılmasının ve çocuk işçi olarak çalışmasının önünün açıldığını ifade etti. Özellikle 2021 yılında yapılan yasa değişikliğiyle MESEM’lere yönelik talebin arttığını söyleyen Atar, “Bu düzenleme doğrultusunda tüm meslek liseleri bünyesinde MESEM açıldı. MESEM kapsamında staj yapacak 9, 10 ve 11’inci sınıf öğrencilerine asgari ücretin en az yüzde 30’u, 12’nci sınıftaki kalfalara ise asgari ücretin en az yarısı kadar ödeme yapılması kararlaştırıldı. Bu ücretler İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanıyor. Böylece işverenler, hiçbir maddi külfeti olmadan, kamu kaynaklarını kullanarak stajyer öğrencileri çalıştırıyor” diye konuştu.
MESEM öğrencilerinin 300 bini çocuk
Gelinen aşamada 81 kentin sanayi bölgelerinin tamamında MESEM açıldığını ve MESEM programına kayıtlı yaklaşık 1,5 milyon öğrencinin bulunduğunu bilgisini paylaşan Atar, “Bu öğrenciler, denetim ve takipten yoksun şekilde, çocuklar için uygun olmayan koşullarda çalıştırılıyor. İş Kanunu’nun 71’inci maddesine göre 15 yaşından küçük çocukların ağır işlerde çalışması yasak. Ancak yaşı 14’e kadar inen bu çocuklar, çırak ya da stajyer adı verilerek, metal fabrikaları gibi tehlikeli ve çok tehlikeli işyerlerinde bile bedensel, zihinsel ve psikolojik gelişimleri tamamlanmadan çalışmak zorunda bırakılıyor” dedi.
MESEM uygulamasının hem mevzuata hem de Türkiye’nin onayladığı BM Çocuk Hakları Evrensel Bildirgesi ile 138 sayılı ILO Asgari Yaş Sözleşmesi’ne aykırı olduğuna dikkati çeken Atar, MESEM projesinden derhal vazgeçilmesi çağrısında bulunarak, projenin iptaline ilişkin taleplerini açıkladı.
‘Başka Arda’lar ölmesin’
MESEM uygulaması kapsamında çalıştırılırken yaşamını yitiren Arda Tonbul’un babası Raşit Tonbul ise, “Acımız çok büyük, hâlâ acımızı dindiremedik. Ailece yıkıldık; annesi, kardeşleri, hepsi üzüntü içerisinde. 14 yaşında bir çocuğun normal şartlarda ağır işlerde çalıştırılmaması gerekiyor. Maalesef tedbirler yok, donanım yok, denetim yok ve ihmaller çok fazla. Zaten benim çocuğum da ihmal sonucu yaşamını yitirdi. Belki orada bir yetkili olsa çocuğum ölmeyecekti, 16 dakika çok uzun bir süre. Başka Ardalar ölmesin, bu işyerlerinde gerekli önlemler alınsın. Devlet yetkililerinden tek isteğim bu. Çocukların bu işyerlerinde olgunluk yaşlarına gelmeden çalıştırılmamasını talep ediyorum” diye konuştu.
Açıklamanın ardından sendikalardan ve siyasi partilerden temsilciler ile işçiler de söz alarak deneyimlerini ve görüşlerini paylaştı.