Boğaziçi Üniversitesi’nde 2 Ocak 2021’de Prof. Dr. Melih Bulu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından rektör olarak atanmasıyla başlayan protestolar, Bulu’nun görevden alınmasının ardından da devam ediyor. Direnişin 425’inci gününde Boğaziçili akademisyenler bir araya gelerek rektörlük binasına sırtlarını döndüler ve Bulu’nun ardından rektörlüğe atanan Naci İnci’yi protesto ettiler.
Direnişin 61’inci haftasında yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bugün 4 Mart Cuma. Nöbetimizin 290., direnişimizin 425. günündeyiz. Sizlere basının hâlen alınmadığı, çevresinde polisin ağır silahlarla devriye gezdiği, her köşesinin kameralarla, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce denetlenmeye çalışıldığı, girişlerine yüksek demir parmaklıkların yerleştirildiği kampüsümüzden sesleniyoruz.
Bu haftayı, hepimizi mutlu eden ve mücadele azmimize güç katan çok önemli bir haberle bitiriyoruz. Bilindiği gibi sevgili arkadaşımız ve değerli hocamız, Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü Film Çalışmaları Programı öğretim görevlisi ve belgesel sinemacı Can Candan, 16 Temmuz 2021’de Naci İnci tarafından mesnetsiz iddialarla, haksız ve hukuksuz bir şekilde görevinden alınmıştı. Hocamız Can Candan’ın Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne karşı yürütmenin durdurulması ve iptali için açtığı dava 2. İdare Mahkemesi tarafından 20 Ocak 2022’de reddedilmişti. Dün ise hocamızın yaptığı itirazı değerlendiren bir üst mahkeme olan 7. İdare Dava Mahkemesi’nin 16 Şubat günü nihai olarak yürütmeyi durdurma kararı verdiğini öğrendik. Kararın gereğinin derhal yerine getirilmesini talep ediyor; kampüse girişi yine yazılı olmayan hukuksuz bir kararla engellenen hocamız Can Candan’ın bir an evvel ofisine ve aramıza dönmesini arzu ediyoruz. Bu süreçte mücadelemize özveriyle destek veren hukuk ekibimize ve sendikamız EğitimSen’e teşekkür ederiz.
Bugün bir yılı aşkın bir süredir kararlılıkla sürdürdüğümüz dayanışmanın gücüne ve coşkusuna şahitlik ediyoruz. Bu karar, gayrimeşru yönetime karşı verdiğimiz hukuki mücadelemiz için anlamlı ve umut verici bir kazanım. Biliyoruz ki Duvarlar’ın olmadığı özgür ve özerk bir üniversite mümkün; her kazanımımızla bu ideale bir adım daha yaklaşıyoruz.
Her hafta olduğu gibi süregiden hukuksuzluklara dair yaptığımız çağrımızı yineliyoruz:
Üniversitedeki gayrimeşru uygulamalar bir an önce sona ermelidir. Üniversitemizdeki tüm fakülte dekanları ve enstitü müdürleri seçimle göreve gelmeli ve seçilmiş kurullarla denetlenebilmelidir. Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz Mühendislik, Eğitim, Fen Edebiyat ve İdari ve İktisadi Bilimler Fakülteleri Dekanları, Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürleri bir an önce görevlerine iade edilmelidir. İşlevsizleştirilen Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi ve Cinsel Tacizi Önleme Koordinatörlüğü işinin ehli çalışanlarıyla birlikte bir an önce tekrar faal hâle getirilmelidir. Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz. Fakülte ve bölüm kararları yok sayılarak işine son verilen meslektaşlarımız Can Candan ve Mohan Ravichandran ile dersleri iptal edilen Feyzi Erçin, Seda Binbaşgil, Özcan Vardar ve Kaan Öztürk’ün haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini, ayrıca öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz hakkında mesnetsiz gerekçelerle açılmış tüm disiplin soruşturmalarının geri alınmasını bir kez daha talep ediyoruz. Üniversitemizi yılmadan ve kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz.
Türkiye’de özgür, özerk ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar,
Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz!”(Duvar)