Güney Amerika’dan Ortadoğu’ya, Asya’dan Avrupa’ya kadar dünyanın dört bir yanında yüz binlerce kişi sokağa çıktı. Yolsuzluk, gelir dağılımındaki adaletsizlik, zamlar, kötü yönetim ve özgürlük talepleriyle sokağa çıkan yüz binlerce kişi, neoliberal sistemin eşitsizlik ve adaletsizliğine karşı değişim talebinde bulundu. Yüz binlerin isyan dalgası 2019’a damga vurdu.
Öte yandan 2019’da birbirinden önemli gelişme yaşandı. Dünya’da birçok katliam gerçekleştiren IŞİD’in lideri Ebubekir el Bağdadi öldürüldü. Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales, ABD destekli darbe nedeniyle istifaya zorlandı, Venezuela’daki darbe girişimini halk püskürttü. ABD Başkanı Donald Trump hakkında azil soruşturması başlatıldı, Fransa’nın sembolü Notre Dame Katedrali’nde yangın çıktı, birçok ülkede seçimler düzenlendi.
Dünya’da 2019’da yaşanan protesto gösterileri ve siyasal olayalar..
ŞİLİ
Güney Amerika ülkesi Şili’de gösteriler, başkent Santiago’da günde üç milyondan fazla kişinin kullandığı metro ücretlerine 6 Ekim’de yapılan zamla başladı. 18 Ekim’de giderek büyüyen eylemler hükümet karşıtı gösterilere dönüştü. Devlet Başkanı Sebastian Pinera, halkın ekonomik sorunlarını anlayamadığı için özür dileyerek, ekonomik yardım paketini hayata geçirdi, kabinesinden sekiz bakanı değiştirdi ancak gösteriler devam etti. Hükümetin geri adımlarına rağmen durmayan gösteriler nedeniyle diktatör Pinochet’in 1990’da devrilmesinden sonra ilk kez, doğal afet söz konusu olmamasına rağmen “acil durum” ilan edildi ve güvenliği sağlama görevi orduya verdi. Kolluk kuvvetlerinin halka saldırılarına karşı eylemler büyüyerek devam etti. 25 Ekim’de başkent Santiago’daki hükümet karşıtı eylemlerde 1 milyon 200 bin kişi yürüdü. Eylemlere darbeciler tarafından katledilen Viktor Jara’nın dizeleri damga vurdu, Pinochet tarafından gerçekleştirilen kanlı darbeden aylarca önce yazılan “El pueblo unido, jamas será vencido!” (Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez) parçası direnişin sembolü oldu. Eylemlerde giydiği palyaço kıyafetiyle gösterilerin simgelerinden olan pandomim sanatçısı Daniela Carrasco gözaltına alındıktan sonra işkenceye ve cinsel saldırıya maruz bırakılıp öldürüldü. Carrasco’nun katledilmesi, erkek şiddetine ve cinsel saldırılara karşı protesto dalgasına dönüştü. Kadınların ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Bakanlığı’nın önündeki dans performansı ‘Las Tasis’, Şili sınırlarını aşarak Fransa’dan İspanya’ya Kolombiya’dan Türkiye’ye kadar yayıldı. Devlet Başkanı Sebastian Pinera, gösterilerde güvenlik güçlerinin orantısız güç kullandığını itiraf etti ve halka saldıran kolluk kuvvetlerine 2 bin 670 soruşturma açıldı. Amerikan Ülkeleri Organizasyonu’na göre gösterilere yönelik saldırılar nedeniyle 23 kişi hayatını kaybetti, 12 binden fazla kişi yaralandı, 230 eylemci görme yetisini kaybetti, 20 bin 600 kişi gözaltına alındı.
KOLOMBİYA
Kolombiya’da 21 Kasım’da başlayan gösteriler, 1977 yılındaki grevden bu yana en geniş çaplı eylemlere sahne oldu. Sağcı Devlet Başkanı Ivan Duque’nin yeni ‘ekonomik reform paketi’ne karşı başlatılan genel grevin ardından yüz binlerce kişi sokakları doldurarak protesto gösterisi düzenledi. Gösterilere sendikalar, öğrenciler, muhalefet partileri ve yerli örgütleri katıldı. Eylemciler, özelleştirmelerden vazgeçilmesi, son 2 yılda öğrenciler ve yerlilerle varılan mutabakatlara sadık kalınması, barış anlaşmasının uygulanması, toplum liderleri ve muhtarlara yönelik suikastler karşısında adım atılması, göstericilere yönelik şiddet uygulamakla suçlanan Kolombiya polisi toplumsal olaylara müdahale birimi ESMAD’ın lağvedilmesi, emeklilik ve ücretlerle ilgili yasa tasarısının geri çekilmesi ve vergilerin hafifletilmesi gibi taleplerde bulunuyor. Eylemler nedeniyle 5 kişi hayatını kaybetti, aralarında polislerin de bulunduğu 1000’e yakın kişi yaralandı.
EKVADOR
Ekvador’da hükümet şubat ayında 4,2 milyar doları Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) olmak üzere 10 milyar dolarlık borç anlaşması yaptı ve IMF’nin kamu harcamalarının kısılması da dahil birçok şartını kabul etti. Devlet Başkanı Lenin Moreno anlaşma çerçevesinde yapılan düzenlemeleri 1 Ekim’de açıkladı ve hükümetin artık ulaştırmacılara sağlanan akaryakıt sübvansiyonunun kaldırıldığını duyurdu. Ülkedeki ulaştırma işçilerinin 3 Ekim’de gittiği genel grev, öğrenciler, işçi sendikaları ve birçok muhalif örgütün de katılmasıyla protestolara dönüştü. Moreno aynı günün akşamında olağanüstü hal ilan etti ve askeri sokaklara çıkardı. Yoğun güvenlik önlemlerine rağmen gösteriler devam etti. Hükümet devam eden protestolara karşı geri adım attı ve eylemcilerle anlaştı. Varılan anlaşmaya göre akaryakıt sübvansiyonlarını kaldıran kararname geri çekildi, tüm ülkedeki gösterilerin bitirilmesine karar verildi.
HAİTİ
Güney Amerika’nın yoksul ülkesi Haiti’de eylemciler, aralık ayında artan işsizlik, yolsuzluk ve kamu hizmetlerine erişimde aksamalar nedeniyle sokaklarda protesto gösterileri düzenledi.
FRANSA
Fransa’da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yönetiminin hazırladığı emeklilik reformu nedeniyle 5 Aralık’ta genel grev başladı. İlk gün 800 bin kişinin sokağa döküldüğü grev, kitlesel bir protestoya dönüştü. Greve gidenler arasında Paris ve çevresinde toplu taşımayı düzenleyen RATP, Fransız Ulusal Demir Yolları Şirketi (SNCF) ve Fransız hava yolu şirketi Air France çalışanları, polisler, doktorlar, hemşireler, acil servis görevlileri de dahil sağlık çalışanları, öğrenciler, öğretmenler, memurlar, avukatlar, tarım işçileri, postane çalışanları, taksi ve nakliye şoförleri, elektrik üretim ve dağıtım şirketi EDF, otomotiv üreticisi Renault ve rafineri çalışanları yer aldı. Grev nedeniyle başta başkent Paris olmak üzere kamu hizmetlerinde ciddi aksamalar yaşandı. Metro ve tren seferlerinin büyük kısmı yapılmadı, sefer yapılan istasyonlarda ciddi bir yoğunluk ve yollarda yüzlerce kilometrelik araç kuyruğu oluştu. Ülkedeki uçuşların bir bölümü iptal edildi, sağlık ve eğitim gibi kamu hizmetleri aksadı. Halkın grev ve protestoları Fransa’da hayatı durdurdu. Fransa Başbakanı Edouard Philippei 12 Aralık günü emeklilik sistemini açıkladı. Emekli maaşının en az 1000 avro olacağını dile getiren Philippe, “Emeklilik yaşı 62 olarak kalacak ancak işçiler tam maaş almak için 64 yaşına kadar çalışacak. 1975’ten önce doğanlar yeni sistemden etkilenmeyecek” dedi. Philippe’in açıklamaları Fransa halkını memnun etmedi, gösteriler büyüyerek devam ediyor.
İNGİLTERE
İngiltere’nin başkenti Londra’da, hükümetin iklim kriziyle mücadele yolunda daha fazla adım atması gerektiğini vurgulayan ‘Extinction Rebellion’ (Yok Oluş İsyanı) hareketi, 7 Ekim’de protesto düzenledi. Yaklaşık 30 bin kişinin katıldığı protesto gösterileri nedeniyle başkentte hayat durdu.
İSPANYA
İspanya’da Katalonya bölgesindeYüksek Mahkemenin, 1 Ekim 2017’deki bağımsızlık referandumuyla bağlantılı olarak tutuklu yargılanan 9 Katalan siyasetçi hakkında mahkumiyet kararı verdiği 14 Ekim’den bu yana Katalonya’da kitlesel eylemler yapılıyor.
ALMANYA
Almanya’da özellikle büyük şehirlerde artan konut kiraları yıl boyunca protesto edildi. Öte yandan çiftçiler, yeni tarım politikalarına karşı traktörleriyle eylem düzenledi.
Çiftçi örgütlenmelerinden oluşan “Sizi biz doyuruyoruz” (Wir machen Euch satt) inisiyatifinin çağrısıyla yapılan 26 Kasım’daki eyleme, 40 bin civarında çiftçi 8 bin 600 traktörle katıldı.
İTALYA
İtalya’da yüz binlerce kişi aşırı sağcı lider Matteo Salvini’ye karşı ‘sardaryalar’ hareketini başlattı. Gösteriler Salvini’yi hedef alsa da sardaryalar protestolarında aşırı sağa, popülizme ve siyasette nefret söylemine karşı dikkati çekti. Sardaryalar ilk gösterilerini 14 Kasım’da Bologna’da gerçekleştirdi. Bir ay içinde tüm ülkeye yayılan ‘sardalyalar’, 14 Aralık’ta Roma’daki San Giovanni Meydanı’nda 100 bin kişinin katıldığı eylem düzenledi. Eylemlerde sardalya figürleri taşındı, direniş hareketiyle özdeşleşen “Bella Ciao” şarkısı ve İtalya milli marşı söylendi; faşizmle, ırkçılıkla mücadele mesajları verildi. Salvini’nin iktidardayken yürürlüğe soktuğu göçmen karşıtı yasaların iptal edilmesi çağrısı yapıldı.
HONG KONG
Hong Kong’da protestolar, şüphelilerin Çin ana karası, Çin’in Makao Özel İdari Bölgesi ve Tayvan’a iadesini kolaylaştıran yasa tasarısını 3 Nisan’da parlamentoya sunmasıyla tetiklendi. Tasarının yasalaşması halinde kişisel özgürlüklerinin tehlikeye gireceğinden endişelenen milyonlarca kişi, protesto gösterileri düzenlemeye başladı. Yönetim, protestolar sonunda tasarıyı geri çekti. En az 5 kişinin öldüğü, 5 binden fazla kişinin gözaltına alındığı eylemler reform talebiyle devam ediyor.
ENDONEZYA
Endonezya’da başkent Cakarta başta olmak üzere büyük şehirlerdeki öğrenciler, yolsuzlukla mücadele ve ceza kanunundaki yeni düzenlemeleri protesto amacıyla sokak gösterileri düzenledi. Yasa tasarısı gereği şeriat kurallarını uygulamaya sokan, evlilik dışı birliktelik, eşcinsel ilişki, doktor kararı olmadan kürtaj yapılmasının suç sayılmasını öngören tasarıya yönelik gösterilerde 5 kişi yaşamını yitirdi.
RUSYA
Rusya’da yaz aylarında Moskova Şehir Meclisi seçimlerine katılmak isteyen bağımsız adayların kaydının iptal edilmesi nedeniyle protesto gösterileri düzenlendi. Bazıları uzun hapis cezasına çarptırılan bin 500’den fazla protestocunun tutuklandığı olaylarda göstericiler, söz konusu tutukluların serbest bırakılması talebiyle sokak eylemlerini sürdürdü.
LÜBNAN
Lübnan’da protestolar, yolsuzluğa batmış hükümetin iletişime ve özellikle sosyal iletişim ağı WhatsApp uygulamasına vergi getirme girişimine tepki olarak 17 Ekim’de başladı. Protestolar kısa sürede ülkenin dört bir yanına yayıldı. Gösterilere 13 gün direnen Başbakan Saad el-Hariri, 29 Ekim’de istifasını sunmak zorunda kaldı. Lübnanlılar, yolsuzluğa bulaşan yöneticilerin yargılanmasını, mezheplere dayalı siyasi düzenin değişmesini istiyor.
IRAK
Irak’ta binlerce kişi 1 Ekim’de yolsuzluk, işsizlik ve kamu hizmetlerindeki aksamalar nedeniyle sokağa çıktı. Bağdat ve güneydeki Basra, Nasıriye, Amara, Samava ve Hille kentlerinde başlayan gösteriler birçok bölgeye yöneldi. Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi, 30 Kasım’da devam eden krize çözüm bulunması amacıyla istifasını Meclis’e sundu, Irak Parlamentosu 1 Aralık’ta Abdulmehdi’nin istifasını kabul etti.
İRAN
İran’da eylemler 15 Kasım’da hükümetin benzin fiyatlarına yaptığı yüzde 300 zammın ardından patlak verdi. Benzinin litre fiyatı, devlet tarafından bir ay içinde sübvanse edilen 60 litreden fazla alınması halinde 1000 tümenden (50 kuruş) 3000 tümene (1,5 lira) yükseltildi. Eylemlerin başlamasının ardından Tahran Büyük Çarşı esnafı kepenk kapattı. Üniversite öğrencileri de hükümeti protesto etti. Eylemlerin yayılmasının ve kitleselleşmesinin ardından hükümet çareyi internet erişimini kesmekte buldu. Uluslararası Af Örgütü, benzin zammı protestolarında 304 kişinin hayatını kaybettiği açıkladı. Ülke genelindeki protestolarda 1000’den fazla kişi gözaltına alındı.
CEZAYİR
Cezayir’de Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın şubat ayında 5’inci dönem için tekrar aday olacağını açıklamasının ardından ülke genelinde yaklaşık 3 milyon kişi, Buteflika rejiminin yönetimden tamamen çekilmesi talebiyle sokağa çıktı. Kitlesel gösteriler sonucu 20 yıldır yönetimde bulunan Buteflika’nın 2 Nisan’da istifasını açıkladı. 12 Aralık’ta yapılan seçimle Cezayir’in yeni Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun oldu.
MISIR
Mısırlılar, eylül ayında hükümet karşıtı protestolar için sokağa döküldü. Tahrir dahil Kahire, İskenderiye, Dumyat ve Suveyş gibi kentlerin farklı meydanlarında bir araya gelen Mısırlılar, Cumhurbaşkanı Sisi karşıtı sloganlar attı. Yönetimle uzun süre çalıştığını ve ülkede son yıllarda yapılan yolsuzlukları bildiğini anlatan Mısırlı müteahhit Muhammed Ali’nin sosyal medya üzerinden yayınlamaya başladığı videolar kısa sürede yayıldı ve söyledikleri Mısır sokaklarında karşılık buldu. Takipçi sayısı kısa sürede hızla artan Ali, sosyal medya üzerinden “Sisi bu kadar yeter” adında bir hashtag açtı. Kısa sürede 1 milyona ulaşan hashtagın kapatılmasının ardından Ali, Mısır’ın Ehli ve Zemalik futbol takımları arasında oynanacak olan süper kupa maçının ardından eylem yapma çağrısında bulundu. Ehli ve Zemalik futbol takımları arasında oynanan süper kupa maçının ardından eylemler başladı. Eylemciler, başkent Kahire’deki Tahrir Meydanı’na kısa bir süreliğine girerek yönetim aleyhinde slogan attı.
SUDAN
Sudan’da ekmek zammı ve kötü yönetim nedeniyle başlayan gösteriler, ülke genelinde rejim karşıtlığına dönüştü. Protestolar, 30 yıldır iktidarda olan ‘Daftur Kasabı’ olarak tanınan Ömer El Beşir iktidarını devirdi. Ordunun 11 Nisan’daki müdahalesiyle süreç askeri darbe ile sonuçlandı. Ömer el Beşir’in görevden alındığını ve tutuklandığı açıklandı. Eylemler darbecilere karşı da devam etti. Eylemlerde ülke yönetiminin sivillere devredilmesi ve Beşir döneminde görev alanların istifası istendi.
ABD GÜDÜMLÜ DARBE GİRİŞİMİ
Venezuela’da ABD yanlısı Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaido, 23 Ocak’ta kendisini ‘geçici devlet başkanı’ ilan etti. ABD dahil 50’den fazla ülke Guaido’yu tanıdı. Nicolas Maduro ise Guaido’yu ‘ABD destekli kukla’ olarak tanımladı. Guaido 30 Nisan’da darbe çağrısında bulundu. Başkent Caracas’taki La Carlota hava kuvvetleri üssünün yakınlarında Twitter üzerinden yayımladığı video ile açıklama yapan Guaido’nun çevresinde 70 kadar askerin ve 2014 yılında ev hapsine çarptırılıp siyasetten yasaklanan Leopoldo Lopez de bulundu. Venezuela Savunma Bakanı Vladimir Padrino Lopez ise silahlı kuvvetlerin Devlet Başkanı Maduro’nun yanında olduğunu söyledi. Halk, darbe girişimini protesto etmek için devlet başkanlığı sarayının bulunduğu Miraflores’e doğru harekete geçti. ABD güdümlü darbe girişimi püskürtüldü.
YENİ ZELANDA’DA AŞIRI SAĞ KATLİAMI
Yeni Zelanda’nın Christchurch kasabasında 15 Mart günü iki camiye silahlı saldırı düzenlendi. Aşırı sağcı Brenton Tarrant tarafından düzenlenen silahlı saldırıda 51 kişi hayatını kaybetti, 49 kişi yaralandı. Saldırılar sonrasında kent halkı üzüntülerin dile getirmek için olay yeri yakınına çiçekler ve mesajlar bıraktı. Kâğıtlara ve yerlere bırakılan mesajlarda, ‘Çok üzgünüz, gerçek Yeni Zelanda bu değil, biz bu değiliz’ yazıldı. Katliama karşı dünyanın dört bir yanından yapılan açıklamalarla; toplumları din, dil ve etnisite üzerinden ayrıştıran ırkçılık ve gericilik lanetlendi. Saldırgan Brenton Tarrant yayımladığı manifestosunda 2011 yılında Norveç’te 77 kişiyi öldüren Anders Behring Breivik’ten ilham aldığını yazdı. Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, Yeni Zelanda’daki saldırıyı düzenleyen Avusturya asıllı saldırgan Tarrant ile Avusturya’daki ‘Kimlikçiler Hareketi’ arasında finansal destek ve bağlantı olduğunun tespit edildiğini açıkladı. Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, saldırının ardından yarı otomatik askeri tarz ve saldırı silahlarının yasaklandığını ve yeni silah yasası yürürlüğe girdiğini açıkladı.
ABD, GOLAN TEPELERİ İŞGALİNİ TANIDI
ABD Başkanı Donald Trump, 25 Mart’ta Beyaz Saray’da İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile görüşmesinin ardından ‘Golan Tepeleri üzerinde İsrail’in egemenliğini ABD’nin resmen tanıdığını’ ilan eden başkanlık kararını önceki gün imzaladı. Netanyahu, Trump’a birçok kez teşekkür ettiği konuşmasında, “İsrail sizden daha iyi bir dost görmemiştir” yorumunu yaptı. Trump’ın İsrail’in Golan Tepeleri’ndeki egemenliğini resmen tanımasına tüm dünya karşı çıktı. Pek çok Avrupa ülkesi, Körfez ülkeleri ve Birleşmiş Milletler söz konusu kararı tanımadı. İsrail, ilhak ettiği Golan Tepeleri’ndeki bir yerleşkenin adını “Trump Tepeleri” (Ramat Trump) koydu.
850 YILLIK TARİH YANDI
Vıctor Hugo’nun Notre Dame’ın Kamburu eseriyle ünü ölümsüzleşen, 850 yıldan fazladır Fransa’nın sembolü başkent Paris’teki Notre Dame Katedrali’nde 15 Nisan’da yangın çıktı. 93 metre yüksekliğindeki kulelerden biri ve çatısı tamamen çöken yapı büyük zarar gördü. Birçok Parisli katedralin bulunduğu bölgeye çıkan köprüde toplandı. Dünyanın pek çok yerinden insan da Parislilerle dayanışma mesajları gönderdi. Büyük zarar gören tarihi Notre Dame Katedrali’nin restorasyon çalışmalara yönelik yasa tasarısı hazırlandı, yeniden inşa için uluslarası mimari yarışma düzenleneceği açıklandı. Katedralin yenilenmesi için 1 milyar dolara yakın bağış yapıldı. Paris Savcılığı yangının nedenine ilişkin net bir kanıta ulaşamadıklarını, elektrik sistemindeki bir arızadan veya iyi söndürülmemiş bir sigaradan kaynaklanabileceği ifade etti. 8,5 saat sonra söndürülen yangında büyük bir kısmı küle dönüşen Notre-Dame Katedrali; heykel, resim, vitray, oyma, kabartma ve el yazmaları dahil pek çok sanat eseri ve müzik enstrümanının yanı sıra, Dikenli Taç ve İsa Peygamber’in gerildiği çarmıhtan bir parçanın da bulunduğu birçok dini sembolü barındırıyordu.
BREXİT KRİZİ: THERESA MAY İSTİFA ETTİ
İngiltere Başbakanı Theresa May, 24 Mayıs’ta Muhafazakâr Parti’nin liderliğinden istifa edeceğini ilan etti. “Brexit’i hayata geçirememiş olmak benim için derin bir pişmanlıktır ve öyle kalacaktır” diyen May, istifasını duyurduğu konuşmasının sonunda gözyaşlarına hâkim olamadı. May, Avrupa Birliği ile yaptığı Brexit anlaşmasını üç kez parlamentoda oylamaya sundu, ancak destek alamadı. Ana muhalefetteki İşçi Partisi ile bu konuda yapılan görüşmeler de sonuç vermedi. May, 7 Haziran’da görevi resmen bıraktı.
3 BİN 123 GÖÇMEN UMUDA YOLCULUKLARINDA CAN VERDİ
Savaşlardan, çatışmalardan, açlık ve yoksulluktan kaçan göçmenler, 2019’da da umuda yolculuklarında hayatını kaybetti.
Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) son rakamlarına göre bu yıl, Avrupa’dan Kuzey Afrika’ya, Orta Amerika’dan Ortadoğu’ya kadar dünya genelinde 3 bin 123 göçmen yaşamını yitirdi. Bu ölümlerin 1246’sı Akdeniz’de meydana geldi.
Uluslararası Göç Örgütü, 2019’da 104 bin 644 göçmenin Akdeniz’e ulaştığını açıkladı.
HAYAT KURTARDIĞI İÇİN SUÇLU OLDU!
Akdeniz’de kurtardığı göçmenleri karaya çıkarabilmek için izinsiz olarak İtalya’nın Lampedusa Limanı’na yanaşan Sea-Watch 3 gemisinin kaptanı Carola Rackete, gözaltına alınarak ev hapsine konuldu. Dünyanın dört bin yanından yüz binlerce sosyal medya kullanıcısı #freeCarolaRackete, #freeCarola hashtag’i ile “Hayat kurtarmak suç değil” dedi. Kaptanın serbest bırakılması için açılan platformda bir anda 283 bin imza toplandı. Mahkeme masrafları için toplanan bağışlar ise 1.3 milyonu avroyu aştı. Kaptan Rackete 2 Temmuz gecesi serbest bırakıldı. SEA-Watch 3 gemisinin 12 Haziran’da yaptığı kurtarma operasyonunda, Libya’dan denize açılan 53 göçmen kurtarılmıştı. 2 hafta kadar İtalya açıklarında uluslararası sularda bekleyen gemi, liman açılması taleplerinin karşılık bulmaması üzerine geçen izinsiz olarak İtalyan kara sularına girmişti. 16 günlük bekleyişin sonunda Kaptan Rackete, gemideki durumun gittikçe ağırlaştığı ve intihar vakaları yaşanması riski bulunduğu gerekçesiyle izni olmasa da Lampedusa limanına yanaşmıştı.
IŞİD LİDERİ BAĞDADİ ÖLDÜRÜLDÜ
Dünya’da birçok katliam gerçekleştiren IŞİD’in lideri Ebubekir el Bağdadi, Suriye-Türkiye sınırında öldürüldü. Emperyalist devletlerce büyütülen kanlı örgütün lideri Bağdadi’nin öldürülmesine ilişkin ABD Başkanı Donald Trump 27 Ekim’de yaptığı açıklamada, Bağdadi’nin Suriye’nin İdlib vilayetinde, Amerika’nın düzenlediği operasyon sonucu bombalı yelekle kendini ve üç çocuğunu patlattığını belirtti. Operasyon sırasında Bağdadi’nin çıkmaz bir tünele girdiğini söyleyen Trump, “Tünelin sonuna vardığında, kendisi üzerindeki bombalı yeleği ve üç çocuğu patlatarak intihar etti. Tünel daha sonra yok edildi ve daha sonra yapılan tetkikler sonucunda ölen kişinin Bağdadi olduğunu anladık” ifadelerini kullandı.
BOLİVYA’DA ABD DESTEKLİ DARBE
Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales, ABD destekli darbe nedeniyle istifa zorlandı. Morales yaptığı açıklamada, “Kız ve erkek kardeşlerimizin, devlet görevlilerinin saldırı ve tehditlere maruz kalmamaları için istifa ediyoruz” dedi. İstifaya zorlanan Morales’in evi basıldı, hakkında tutuklama kararı çıkarıldı. Morales 12 Kasım’da kendisine iltica hakkı tanıyan Meksika’ya indi. Morales’in istifaya zorlanmasının ardından sağcı muhalefetin senatörlerinden Jeanine Anez, Senato’da yapılan ve tartışmalı oturum ardından kendini ‘geçici devlet başkanı’ ilan etti. Ordunun da tanıdığı Anez, başkanlık sarayına elinde İncil’le girdi. Söz konusu gelişmeye ilişkin Morales, “Tarihin en sinsi ve kötü darbesi yapıldı. Sağcı darbeci bir senatör, önce kendini Senato Başkanı, ardından da yasama çoğunluğu olmadan etrafında bir grup suç ortağı ve halka baskı yapan güvenlik güçlerinin eşliğinde Bolivya’nın Geçici Devlet Başkanı ilan ediyor. Bu darbe, polis ve darbe için kullanılan askerlerin öldürdüğü kardeşlerimizin üzerine yapılmıştır” diyerek tepki gösterdi. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, sağcı senatör Anez’in kendisini geçici devlet başkanı ilan etmesinden memnuniyet duyduklarını açıklayarak darbeye destek verdi. Morales destekçilerinin sokak eylemleri ise devam etti. Başkent La Paz’da toplanan, Morales’in partisi Sosyalizm Hareketine (MAS) mensup Bolivyalılar, muhaliflerin bazı gösterilerinde hedef alınan Kızılderili bayrağı Whiphala’ya saygı gösterilmesini talep etti. Morales’e destek gün geçtikçe büyüdü. Kolombiya’nın başkenti Bogota ve Venezuela’nın başkenti Caracas’ta darbeyi kınamak üzere on binlerce kişinin katıldığı eylemler düzenlendi ve darbe kınandı. Pink Floyd’un solisti Roger Waters ve efsane futbolcu Diego Maradona faşist darbeyi kınadı ve Morales’e destek verdi. Morales, seçimlerde aday olmayacağını açıkladı, “Ama siyaset yapmaya da hakkım var. Yaşadığım müddetçe bu alanda hizmet edeceğim” dedi.
TRUMP’A AZİL SORUŞTURMASI
ABD Başkanı Donald Trump, 2020’de gerçekleştirilecek başkanlık seçimlerindeki rakibi Joe Biden’ın oğlunun Ukrayna’daki ticari faaliyetlerini soruşturması için Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’yi zorlamakla suçlandı. Demokrat Partililer tarafından, Trump’ın 400 milyon dolar değerindeki askeri yardımı Ukrayna liderine baskı aracı olarak kullandığı öne sürüldü. Trump’ın Zelenskiy’ye baskı yaptığı iddiası üzerine başlatılan azil sürecinin çıkış noktası, bir muhbirin 12 Ağustos 2019’da yaptığı ihbar oldu. Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, 24 Eylül’de “ABD’nin ulusal güvenliğine zarar verdiği” ve “Başkanlık yeminine ihanet ettiği” gerekçesiyle Trump’a yönelik azil soruşturması sürecini başlattıklarını açıkladı. 13-21 Kasım tarihleri arasında Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi’nde kamuya açık oturumlar yapıldı, Komite daha sonra 300 sayfalık rapor hazırlayarak Adalet Komitesi’ne gönderdi. Adalet Komitesi, “Görevini kötüye kullanmak” ve “Kongrenin işleyişini engellemek” başlığından oluşan azil maddelerini onayladı. Temsilciler Meclisi Genel Kurulunun da azil maddelerini onaylamasının ardından, dava dosyası yargılamanın yapılacağı Senato’ya gönderilmedi.
SEÇİM MANZARALARI
İNGİLTERE: SEÇİMİ SAĞ, GELECEĞİ SOL KAZANDI
İngiltere, 13 Aralık’ta sandık başına gitti. 46 milyon kayıtlı seçmenin olduğu ülkede katılım oranı yüzde 80’e çıktı. Erken genel seçimde Başbakan Boris Johnson liderliğindeki Muhafazakâr Parti tek başına iktidara gelecek çoğunluğa ulaştı. Brexit, göç, ulusal sağlık sistemi ve yüksek vergi gibi tartışma başlıklarındaki çıkışlarıyla dikkat çeken Johnson’ın Brexit’i hayata geçirmeyi vaat etmesinin seçimi kazanmasında etkili oldu. Muhafazakâr Parti yüzde 43.6 oy oranıyla sandalye sayısını 51 artırarak 368 milletvekili kazandı. İşçi Partisi ise yüzde 32.2’lik oy oranıyla 59 sandalye kaybederek 203 vekile düştü. Corbyn, seçim sonuçlarının ardından istifa edeceğini açıkladı. Seçimlerde ayrıca İskoç Ulusal Partisi (SNP) 49, Liberal Demokrat Parti 11, Plaid Cymru 4, Yeşil Parti 1, diğer bölgesel partiler de 18 sandalye elde etti. Seçimi Corbyn’e karşı birleşen aşırı sağcılar kazansa da ‘umudun manifestosu’ adını verdiği seçim bildirgesinde; “özelleştirilmiş demiryolları ağı, posta hizmetleri, su ve enerji firmalarının tekrar kamu mülkiyetine geçirilmesi, bedava internet, zenginlerden daha fazla vergi, yılda 100 bin evlik kamusal konut projesi ve iklim kriziyle mücadele, üniversite harçlarının kaldırılması” gibi başlıkların yer aldığı ‘umudun manifestosu’ neoliberalizmin beşiği İngiltere’de heyecan yarattı. Gençlerin büyük kesiminin seçimlerde İşçi Partisi’ne oy vermesi, geleceğin solun olacağını gözler önüne serdi.
ARJANTİN: NEOLİBERAL MACRİ GİTTİ, HALKÇI FERNANDEZ KAZANDI
Yaklaşık 34 milyon seçmenin bulunduğu Arjantin’de halk, yüzde 81 oranında katılımın olduğu devlet başkanlığı seçimlerinde ülkeyi 2019-2023 yılları arasında yönetecek devlet başkanını ilk turda belirledi. Alberto Fernandez’in devlet başkanlığı, Cristina Kirchner’ın da devlet başkanı yardımcısı adayı olduğu Herkesin Cephesi Koalisyonu geçerli oyların yüzde 47,86’sını, Devlet Başkanı ve Değişim İçin Bir Arada Koalisyonu’nun sağcı lideri Mauricio Macri ise yüzde 40,64’ünü aldı. Halkçı lider Alberto Fernandez, “Birlikte çalışıp, toplum olarak elimizden gelen en büyük destanı yazacak ve Arjantinlilerin evinde hiçbir zaman bir tabak yemek eksik olmasın diye birlikte çaba göstereceğiz. Açlığı bitireceğiz” diyerek 11 Aralık’ta yemin ederek görevine başladı. Destekçilerine seslenen Fernandez, eski sağcı hükümete işaret ederek, “Bu, bir kısmın faydasına, çoğunluğun ise zararına olan, fakirleştiren, sefillik getiren, bizi borçlandıran ve bizi uluslararası finansal sistemin tuzağına düşüren bir sistem” dedi.
İSPANYA: SOL KOALİSYON İÇİN ANLAŞMA SAĞLANDI
İspanya’da 10 Kasım’da düzenlenen erken genel seçimleri sosyal demokrat PSOE (Sosyalist İşçi Partisi) kazandı. Ancak parti, tek başına hükümeti kurabilecek çoğunluğu sağlayamadı. Hükümet kurabilmek için 176 sandalye gerekirken, PSOE 121 vekil çıkardı. 350 sandalyeli mecliste, sol blok toplamda 158, sağ blok 152 sandalyede kaldı. Faşist diktatör Francisco Franco’nun mirasçısı olarak görülen Vox Partisi, sandalye sayısını iki katından fazla artırarak 53 vekil çıkardı. Nisan seçimlerinde 42 vekil çıkaran solcu Podemos, 35 vekil elde ederek kan kaybetti. lkedeki en büyük sağ görüşlü parti olan PP (Halk Partis)i 66 olan milletvekili sayısını 86’ya kadar yükseltti. Katolanlar, İspanyol meclisine 3 siyasi partiyle toplamda 23 milletvekili göndermeyi başardı. Seçimlerin kaybedeni liberal sağcı Vatandaşlar Partisi oldu. Liberal sağcıların vekil sayısı 57’den 10’a geriledi. Seçimlerin ardından ülke tarihinde ilk olacak bir koalisyon hükümeti kurulması için Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) ve Unidas Podemos arasında ön anlaşma sağlandı. Unidas Podemos lideri Iglesias, sol koalisyon için, “Aşırı sağa karşı en iyi aşı bu” dedi.
İSRAİL: KOALİSYON KRİZİ
İsrail’de 9 Nisan’daki erken genel seçimlerde Başbakan Binyamin Netanyahu’nun Likud Partisi parlamentoda 36 sandalye kazanarak birinci oldu ancak Netanyahu’nun yeni koalisyon hükümetini kuramaması üzerine 17 Eylül’de yeniden erken seçime gidilmesi kararı alındı.
Ülkede 17 Eylül’de yapılan ikinci erken seçime rağmen koalisyon hükümeti oluşturulamadı ve İsrail Meclisi bir kez daha erken seçime gitmek zorunda kaldı. Meclis’te yapılan oylamanın ardından erken seçimin 2 Mart 2020’de düzenlenmesi kararlaştırıldı.
PORTEKİZ: SOSYALİST PARTİ KAZANDI
Portekiz’de 6 Ekim’de yapılan genel seçimleri, son 4 yıldır azınlık hükümetiyle iktidarda olan Sosyalist Parti (PS) kazandı. PS, 230 sandalyeli mecliste 106 milletvekili çıkarırken tek başına iktidar olmak için gerekli 116 sandalyeyi elde edemedi.
YUNANİSTAN: SYRIZA İKTİDARI KAYBETTİ
Yunanistan’da 7 Temmuz’da yapılan erken genel seçimde ana muhalefetteki merkez sağ Yeni Demokrasi (ND) partisi seçimi kazandı. Liderliğini Kiryakos Miçotakis’in yaptığı ND, oyların yüzde 39,8’ini alarak 158 milletvekili çıkardı ve tek başına hükümet kurdu.
Yunanistan Başbakanı ve Radikal Sol Koalisyon (SYRIZA) lideri Aleksis Çipras ise yüzde 31.6’da kaldı.
AŞIRI SAĞ TEHDİDİ BÜYÜYOR
Yabancı düşmanlığının tırmandığı 2019’da, birçok ülkede aşırı sağ sandıktan güçlenerek çıktı.
23-26 Mayıs’ta gerçekleştirilen Avrupa Parlamentosu seçimlerinde en büyük oy artışını Yeşiller kaydetse de aşırı sağın oylarındaki artış dikkati çekti. Aşırı sağcılar Brexit Partisi ile İngiltere’de, Lig Partisi ile İtalya’da, Ulusal Birlik Partisi ile Fransa’da en büyük partiler oldu.
Uruguay’da yapılan devlet başkanlığı seçimini Ulusal Partinin sağcı adayı Luis Lacalle Pou kazandı. Pou, seçimin ikinci turunda oyların yüzde 48,73’ünü aldı.
Filipinler’de devlet başkanı ile yerel yöneticilerini belirlemek üzere sandık başına gitti. Başkanlık yarışını kazanan, ayrımcı ve nefret söylemleriyle bilinen mevcut devlet başkanı Rodrigo Duterte oldu.
Ukrayna’da Vladimir Zelenskiy devlet başkanlığı seçimlerinde en çok oyu alarak seçimin galibi oldu. Zelenskiy yüzde 73,2 oy alarak devlet başkanlığı yarışını kazanırken Petro Poroşenko ise aldığı yüzde 25,3 oy oranı ile seçimi kaybetti.
Avusturya’daki genel seçimlerde eski Başbakan Sebastian Kurz’un liderliğindeki muhafazakar sağ Halk Partisi, oyların yüzde 38’ini alarak kazandı.
Hindistan’da Başbakan Narendra Modi’nin Hindistan Halk Partisi (BJP), parlamento seçimlerinin galibi oldu. Tek başına yüzde 31,34 oyla 243 sandalye elde eden BJP’nin meclis kapasitesi, liderliğini yaptığı Ulusal Demokratik İttifak bünyesindeki diğer müttefiklerinin de kazanmış olduğu 60 sandalyeyle birlikte 303 sayısına ulaştı. (Birgün)