Stockholm Çevre Enstitüsü ve Avrupa Çevre Politikası Enstitüsü yaptığı araştırmaya göre, dünyanın en yoksul yüzde 50’sinin karbon ayak izi yine küçük kalması beklenirken gezegenin en zengin yüzde 1’lik nüfusunun toplam karbon salımının artacağı belirtildi.
COP26 İklim Zirvesi sırasında açıklananan araştırmanın sonuçları, İskoçya’nın Glasgow kentinde dünya liderlerinin iklim krizini konuşmak üzere toplandı
Dünyanın en zenginlerinin karbon salımlarının bu gidişle, gezegenin ısı artışını 1,5 santigrat derecede tutabilmek için her bir kişiye düşen ortalama salım miktarının 30 katına ulaşması bekleniyor.
Buna karşılık iklim değişikliğinden en büyük zararı kişi başına en az karbon salımı yapan, dünya nüfusunun daha yoksul yarısı, yani yoksul yüzde 50’si görecek.
‘Elitlerin Sanki Atmosferi Kirletme Hakkı Varmış Gibi’
Araştırmayı yaptıran İngiltere merkezli uluslararası yardım kuruluşu Oxfam’dan Naftoke Dabi sonuçları, “Küçük bir elitin sanki atmosferi kirletmek için özel izni varmış gibi” diye yorumladı.
Dabi, “Dev boyutlardaki karbon salımları, dünyanın dört bir yanında aşırı iklim olaylarını körüklüyor ve küresel ısınmayı sınırlamak için konulan uluslararası hedefleri tehlikeye atıyorlar.”
İklim bilimciler gezegenin ısısının, sanayi öncesi düzeyinden en fazla 1,5 derece daha sıcak olması şeklindeki hedefin üzerine çıkmamak için karbon salımlarını çok ciddi şekilde sınırlamak gerektiği uyarısında bulunuyor ve 2030 yılına gelindiğinde artık insanlığın sadece emilebilecek kadar karbon salması gerektiğini söylüyorlar.
Bu salım miktarı gezegenin yetişkin nüfusuna eşit olarak dağıtılabilseydi, 2030 yılı itibarıyla her birimizin yılda 2,3 ton karbon salım kotası olacaktı.
Fakat karbon ayak izi herkese eşit bölünmüyor. Bir çoğu özel uçaklar, lüks yatlar ve çok sayıda konuta sahip olan süper zenginler atmosfere herkesten daha fazla karbon salıyor.
Yakınlarda, sosyal medya hesapları üzerinden ünlülerin seyahatlerinin incelendiği bir araştırma, kimi zenginlerin yılda bin tonu aşkın sera gazı saldığını ortaya koydu.
Fakat gezegenin en zengin yüzde 1’lik nüfusu sadece milyarderlerden hatta milyonerlerden oluşmuyor. Yılda 172 bin doların üzerinde geliri olan herkes bu grupta.
Araştırma daha geniş bir kategori olarak en zengin yüzde 10’luk nüfusa da baktı. Yıllık geliri 55 bin doların üzerindeki yetişkinler bu gruptalar. Bu grubun da kişi başına düşen ortalama karbon salım kotasının dokuz mislini kullandığı ortaya çıktı.
Dünyanın en zengin yüzde 10’u grubuna bir örnek ABD’nin Ohio eyaletinde Toledo’nın dış mahallelerinden birinde yaşayan 5 kişilik Curth ailesi. Traci Curth, eşi ve en büyük kızlarının ayrı ayrı arabaları var.
Traci Curth, “Yaşadığım banliyöde hemen herkes bizim gibi” diyor.
Toledo yazları sıcak kışları soğuk bir bölge. Dolayısıyla kalorifer yanmadığı zaman klima çalışıyor. Ailenin kıyma ve tavuk etiyle tıka basa dolu bir derin dondurucusu var. Haftada dört veya beş defa et yiyorlar.
Traci Curth, “Çoğu Amerikan ailesi için bu normal” diye konuşuyor.
Mali’nin Kati bölgesinde yaşayan İngilizce öğretmeni Togonin Severin Togo’nun hayatı ise çok farklı.
Dünya nüfusunun yüzde 80’i gibi Togonin Severin Togo’nun da arabası yok. Mobiletiyle işe gidiyor. “Arabası olanlara zengin gözüyle bakılıyor” diyor.
Togonin Severin Togo’nun, yakınlarda et yemeyi bırakmış. Daha önce haftada iki ya da üç kez et yediğini anlatıyor. Ve dünya nüfusunun yüzde 90’ı gibi o da hayatında hiç uçağa binmemiş.
Fakat yaşadığı kentte çöplerin yakılmasıyla havaya salınan karbondan kaygı duyuyor. Burada etkin bir çöp yönetimi ve geri dönüşümü yok. Yemek pişirilen ocaklarda ise odun veya gaz kullanılıyor.
Oxfam’ın hazırlattığı rapora göre, karbon salımlarını en çok kısanlar dünya nüfusunun ortasında yer alan yüzde 40’lık kesim.
1990 ile 2015 arasında karbon ayak izleri kayda değer şekilde artmış olsa da, ulaştırma ve enerji gibi sektörlerde Paris İklim Anlaşması’ndan bu yana hükümetler tarafından yapılan değişiklikler sayesinde bu tarihten itibaren düşüş başlamış bulunuyor.
Fakat hükümetlerin daha çok şey yapması gerekiyor. Oxfam’dan Naftoke Dabi hükümetlere karbon yoğun lüks tüketim diye nitelediği dev malikaneler ve büyük motorlu araçlar ya da uzay turizmi gibi alanlara sınırlamalar, yasaklar ve vergi artışları getirme çağrısında bulunuyor.
Dabi, “Hükümetlerin en zenginlerin karbon salımlarına dur demesi gerekiyor çünkü bunlar iklim krizinde çok büyük sorumluluğa sahip ve en yüksek bedeli de dünyanın en fakirleri ödüyor” diyor. (BBC Türkçe’den derlenmiştir)