Hapishanelerde işkence ve kötü muamele, tecrit, sağlık ve tedavi hakkı ihlalleri, infazda ayrımcı uygulamalar, yeterli ve kaliteli besin, temiz su, temizlik maddeleri, havalandırma gibi temel gereksinimlere erişimde yaşanan sorunlar, haksız disiplin cezaları, adalete erişimde yaşanan sorunlar, infaz yakma, şartlı tahliye hakkının gaspı tutsakların yaşamının her anını eziyete çeviren infaz uygulamaları devam ediyor.
Hapishanelerdeki tutsaklar baskı ve hak gaspına karşı mücadele verirken, hasta tutsaklar için yetkililerin ise herhangi bir çabası söz konusu değil. AKP iktidarının ağır sağlık sorunları yaşayan tutsakları koronavirüs salgınına rağmen hapishanede tutma politikası sonucu iki hasta tutsak yaşamını yitirdi. Akciğer kanseri ve astımı olduğu halde, AİHM’in ihlal kararına rağmen tahliye edilmeyen hasta tutsak Abdülrezzak Şuyur Aliağa Şakran T Tipi Hapishanesi’nde 14 Aralık’ta hayatını kaybetti. Hasta tutsak Halil Güneş ise Diyarbakır 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde 15 Aralık 2021 sabahı yaşamını yitirdi.
Bizde hapishanelerde ki hak gasplarını ve hasta tutsakların durumunu Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi’nden Elvan Özerli ile konuştuk.
Tutsakların maruz bırakıldığı hak gasplarına, infaz yakmalara ve TDİ’nin yapmış olduğu kampanyaya ilişkin sorularımıza yanıt veren Özerli, hapishanelerde süren hak ihlallerinin medyada yer aldığından daha fazla olduğuna dikkat çekerek, özellikle kadın tutsaklara yönelik taciz, cinsel saldırı ve çıplak aramanın sistemli bir hale getirildiğini söyledi.
Birçok hasta tutsağın durumu acil!
Hasta tutsakların birçoğunun durumunun ağır olduğunu ifade eden Özerli, pandemi sürecinin bahane edilerek tutsakların kazanılmış haklarının elinden alındığını ve baskıların katmerlendiğine dikkat çekti.
Birçok hasta tutsağın pandemi ile beraber tekli hücrelere atıldığını belirten Özerli, bu tutsakların kendi yaşamlarını idame ettiremez durumdayken tecrit ile ölümlerine davetiye çıkarıldığını ifade etti. Hasta tutsakların hapishaneye sevklerinin de engellendiğini, sağlıksız koşullarda ve tecritte maruz kaldığın belirten Özerli, hasta tutsaklar için mücadele etmenin bugün ötelenemez bir aciliyet olduğu çağrısında bulundu.
Kendi koydukları kuralları kendileri çiğniyorlar
Ailelerin yolladığı giysi, ilaç, para, kitap gibi en temel ihtiyaçların ise ya verilmediği ya da çok geç verildiğini ifade eden Özerli, pandemi sürecinde tutsakların “sağlığının korunması” için konulan kuralların yine bizzat hapishane yönetimi ve gardiyanlar tarafından çiğnendiğini belirtti. Özerli, “Bir hücreye 15-20 gardiyan aynı anda girip zorla sayım yapabiliyorken, temizlik malzemeleri verilmiyorken, tutsaklar kalabalık koğuşlara konularak fiziki mesafe yok sayılıyorken, ailelerin gönderdiği postalar ise pandemi gerekçesi ile verilmiyor.” dedi.
Devrimci tutsakların sorunu hepimizin sorunu
Devrimci tutsaklara yönelik saldırıların sadece bu iktidar döneminde yaşanmadığını kaydeden Özerli, devletin en sert yüzünü her zaman tutsaklara gösterdiğini, AKP/MHP iktidarının çözülmeye başladığı bu günlerde ise tutsaklara yönelik hak gasplarının arttığını vurguladı. Özerli, “İktidara ve sisteme muhalif olan herkesin bir gün tutsak düşeceği ihtimali var. Bu yüzden bütün işçilerin, emekçilerin, kadınların, öğrencilerin sisteme muhalif olan bütün kesimlerin hapishanede yaşanan hak ihlallerine karşı sesini yükseltmesi gerekiyor” çağrısında bulunarak devrimci tutsakların sorunu hepimizin sorunudur dedi.
Kadın tutsakların maruz bırakıldığı hak gasplarına karşı kadınlar ses çıkarmalı
Hapishanede ki hak gasplarının medyada görünenden daha fazla olduğunu söyleyen Özerli, Garibe Gezer ve kadın tutsakların şüpheli ölümlerini hatırlatarak, “kadın tutsakların hapishanelerde karşı karşıya kaldığı işkenceye, cinsel saldırıya ve çıplak aramaya karşı dışardaki biz kadınlar sesimizi daha gür çıkarmalıyız” dedi.
Tutsakların dışardaki sesi olmaya devam edeceğiz
Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi olarak 2 aylık bir kampanya ördüklerini belirten Özerli, bu süre zarfında sokakta tutsakların sesini duyurmaya çalıştıklarını, ATK ve hapishane önlerinde basın açıklamaları düzenlediklerini ve aile buluşmaları ile tutsak ailelerini kampanyaya dahil ettikleri bilgisini verdi.
Kampanyayı yarın Şişli Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek panel ile sonlandıracaklarını belirten Özerli, tutsakların dışardaki sesi olmaya devam edeceklerini ve mücadeleyi sürdüreceklerini ifade etti.