OHAL sürecinde günlerce gözaltında tutulan ve bir kısmı tutuklanan mağdurlar, Filistin Aksısı, vücutta sigara söndürme, nefessiz bırakma, falaka, elektrik verme ve psikolojik baskı yöntemlerine maruz kaldıklarını anlattı.
Mezopotamya Ajansında yer alan habere göre, Olağanüstü Hal (OHAL) sürecinde yalnızca Urfa’da yüzlerce kişi gözaltına alındı. Bu süre zarfında gözaltına alınan ve bir kısmı tutuklanan mağdurlar, kendilerine uygulanan işkenceyi anlattı. Sabiha Özlek Kapalı Spor Salonu’nda ve TEM şube binasının bodrum katında yaşadıklarını anlatan yurttaşlar, Filistin Askısı, testislerini sıkma, vücutta sigara söndürme, nefessiz bırakma, falaka, elektrik verme, tecavüz ve psikolojik işkence yöntemleriyle ağır işkencelerden geçirildiklerini kaydetti.
İşkence görenler, üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen travmayı atlatamadıklarını ve anlatamayacaklarını dile getirdi.
‘İki kez bayıldım’
2016 yılının ortalarında Urfa-Mardin yolu üzerinde aracı durdurularak gözaltına alınıp 30 gün gözaltında kaldıktan sonra “Örgüt üyesi olmak ve örgüt propagandası” yapmak suçlamaları ile tutuklanan M.S., yaşadıklarını gönderdiği mektupta anlattı. Filistin Askısı’ndan, elektrik vermeye kadar birçok işkenceye maruz kaldığını aktaran M.S., şunları yazdı: “2016 yılının ortalarında Urfa-Mardin yolunda Özel Harekatçı Polisler tarafından aracım durdurularak gözaltına alındım. Olay yerinde polisler tarafından bayıltılıncaya kadar darp edildim. Kendime geldiğimde bir hücredeydim birkaç saat sonra hücreden çıkarılıp gözlerim bağlanarak bir yere indirildim. Gözlerim kapalı olduğu için nerde olduğumu bilmiyordum. Bir süre sonra elbiselerimi çıkardılar ve çırılçıplak kaldım. Önce üzerime tazyikli su tuttular, sonra darp edildim. Bu şekilde 15 dakika boyunca işkence gördüm. Bu esnada 2 kere bayıldım. Polisler tarafından ayıltılıp ayaklarımın altı patlayıncaya kadar falaka yapıldı.
İşkence sesleri sürekli dinletiyorlardı
Yaklaşık 20 gün boyunca bu şekilde işkence devam etti. Son gün daha ağır işkenceden geçirildim. İlk önce Filistin askısına astılar ardından elektrik verdiler, üzerimde sigara söndürdüler, testislerimi sıktılar. İşkence esnasında bana yapmadığım suçları üstlenmemi istiyorlardı. ‘Bana sürekli bombaları sen mi buldun, kimlerle birliktesin nereleri havaya uçuracaktın’ gibi sorular sordular. Hiçbir şey bilmediğimi söyleyince daha çok işkence yaptılar. 20 günün sonunda hastaneye götürdüler ve orada darp raporu vermediler. 10 gün daha emniyette kaldıktan sonra adliyeye çıkarıldım ve örgüt üyeliği suçlaması ile tutuklandım. Yaşadığım işkencelerden sonra kollarım ve bel kısmında sürekli ağrılar yaşıyorum. Cezaevine girdikten sonra bana işkence edenler hakkında suç duyurusunda bulundum, ancak bir sonuç çıkmadı.”
‘İşkence polis otosunda başladı’
15 Aralık 2017 yılında İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde yaşanan patlamayla ilgili Siverek’te iş yerinden gözaltına alınan X.M. adlı yurttaş da, 30 gün boyunca Urfa Sabiha Özlek Kapalı Spor Salonu’nda gözaltında kaldığını belirtti. Gözaltında kaldığı süre boyunca psikolojik ve fiziki işkenceye maruz kaldığını aktaran X.M., yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Polis aracından Siverek Emniyetine kadar darp edilerek götürüldüm. Emniyette yüzüm duvara dönük bir şekilde saatlerce bekletildim. Duvar dibinde beklerken bir polis gelip ‘sen polisleri gözüne kestiriyorsun dışarıda öldürmek için’ deyip kafama silahın kabzası ile vurmaya başladı. Siverek emniyetinde bekletildiğim süre boyunca sürekli ırkçı marşlar dinlettiler ve hakaret ediyorlardı. Siverek’te 1 gün kaldıktan sonra Urfa’ya getirdiler. Urfa’ya getirildiğimizde Önce Sabiha Özlek Kaplı Spor Salonu’na getirdiler. Spor salonuna girdiğimizde 300’yakın kişi vardı.
Her vurduklarında nefesim kesiliyordu
Urfa Emniyeti’nde gözlerimi kapatıp sorguya aldılar. Sorguda ‘Bize teslim ol’ dediler ben de ‘bir suçum yok, neden teslim olayım’ dedim bunun üzerine ‘bize bilgi ver’ dediler bu esnada kulağımın dibinde silah patlattılar ve ölümle tehdit ettiler. İlk 15 gün sadece sorguya getirip götürüyorlardı ve daha çok psikolojik baskı uyguluyorlardı. 15 günün sonunda fiziki işkence yapmaya başladılar. Fiziki işkence başladıktan sonra bizi TEM şubenin bodrum katına götürdüler. Bodrumda çırılçıplak soyuldum, ellerinde bir cihaz vardı göğsüme her vurduklarında nefesim kesiliyordu.
Tecavüz girişiminde bulundular
Bana ‘bildiklerini anlat’ dediklerde bir şey bilmediği söylediğimde daha çok vuruyorlardı. Ardından yere yatırıp beni taciz ettiler ve tecavüz girişiminde bulundular. Onur kırıcı ne kadar yöntem varsa üzerimde denediler. Bize ‘Teslim olmazsanız, bizden olmazsanız daha fazlasını göreceksiniz. Size yaptıklarımızı dışarıda anlatırsanız daha fazlasını yapacağız’ diye tehdit ettiler. Daha sonra beni ailemle tehdit ettiler ‘Kız kardeşlerini alırız gözlerinin önünde onlara tecavüz ederiz’ diyorlardı. Sürekli porno filmleri ve işkence seslerini dinletiyorlardı. Baştan sona yalan ifadeler vermemizi istiyorlardı. Bunu kabul etmeyince daha çok işkence ediyorlardı.
Serbest kaldıktan sonra tehditler devam etti
Serbest kaldıktan sonra uzun süre kendime gelemdim. Psikolojik olarak çöküntü içindeydim. Zaten 4 ay boyunca sürekli tehdit edildim. Bir ay boyunca evimin önünde TOMA ile beklediler. İnsan bu psikolojiyi kaldıramıyor. Bunu hiç kimseye anlatamıyorduk. Yolda rahat yürüyemiyordum. Ben o günleri unutamıyorum. Etkisi hale devam ediyor. İnsan hakları kurumlarını bu konuda eleştiriyorum. Hiç kimse doğru düzgün ilgilenmedi. Bize yapılan bir hayvana dahi yapılmadı. Diyarbakır’da İHD’ye gitmeyi düşünüyorum. Bunun peşini bırakmayacağım. Ne olursa olsun bu yapılanlar yanlarına kalmamalı diye düşünüyorum.”
‘Çırılçıplak soyup işkence yaptılar’
Urfa’nın Siverek ilçesinde bir iş makinesinin yakılması olayına karıştığı iddia edilerek evi basılarak gözaltına alınan B.Ç., de, yaşadığı işkenceyi şu sözlerle ifade etti: “6 Kasım 2016 tarihinde Siverek’te evimde gözaltına alındım. İlk önce Siverek Emniyeti’ne götürüldüm ardından Urfa TEM şubeye getirildim. Urfa TEM şube de yer olmadığı için Sabiha Özlek Kapalı Spor salonuna aldılar. Orada anadan üryan soyup işkence yaptılar. Spor Salonunda 50 kişiye düştüğümüz 300 kişiye çıktığımızda oluyordu. Cam kırıktı ve soğuktu. Halı Battaniye gibi herhangi bir şey yoktu. Duş alma imkanımız yoktu. Sıvı sabunla tuvalette duş alıyorduk.
Ters kelepçele ile işkence gördüm
Gözlerim kaplı ters kelepçeli bir şekilde 2-3 sat işkence gördüm. Ertesi gün Siverek’te olay yerine götürülüp incelemelerde bulundular. Ardından tekrar Urfa’ya getirildim. O gece de işkence gördüm. Daha sonra Spor Salonuna aldılar. İlk 10 gün boyunca bu şekilde işkence gördüm. Bana yapılan işkenceler cinsel ağırlıklıydı. Ellerim ve ayaklarımdan elektrik verdiler. Testislerimi sıkıyorlardı. Tanıdığım 3 kişiye tecavüz ettiler.
Hastaneler rapor vermedi
Emniyette toplam 20 gün işkencede kaldım. 20 günün sonunda Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldüm burada doktora işkence edildiğimi söyledim ama doktor beni dinlemedi bile ve muayene bile etmeden beni başından savdı. Mahkemede yaşadıklarımızı anlatmamıza izin vermediler.
Polis aracını görünce ürperiyorum
Serbest bırakıldıktan sonra psikolojik olarak zor toparlandım. Her polis aracını gördüğümde içim ürperiyor. Serbest kaldıktan uzun süre polis tarafından ‘Bu iş bitti sanma. Yine seni oraya götüreceğiz’ şeklinde tehdit edildim. 4 ay boyunca ara ara bu tehditler devam etti. Serbest kaldıktan sonra çeşitli hastanelerde darp raporu almak istedim ancak gittiğim hastaneler işkence kelimesini duyduktan sonra doktorların hiçbiri darp raporu vermedi. Avukat ise, ‘herhangi bir sağlık raporu olmadan suç duyurusunda bulunamam’ dedi.
O korku hep gözlerimin önündeydi
Yaşadıklarımdan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. OHAL olduğu için hiçbir yasal girişimde bulunamadım. O korku hep gözlerimin önündeydi. Bir daha olur mu olacak mı endişesi vardı. Şimdi eskisi kadar olmasa acaba bir daha olsa kaldırabilir miyim endişesi var. Ancak şimdi yaşadıklarımdan kaynaklı suç duyurusunda bulunacağım.”