Sürücüsü olduğu zırhlı araçla 5 yaşındaki Efe Tektekin’i ezerek katleden neden olan polis memuru İ.A. hakkında “taksirle ölüme neden olma” suçundan 2 ila 6 yıl arasında hapis istemiyle dava açıldı. Bilirkişi raporunda ise Efe Tektekin “asli”, polis “tali” kusurlu bulundu.
Diyarbakır Bağlar ilçesinde 6 Haziran 2018 günü TOMA’nın çarptığı dedesi Mehmet Tekteki’nin (65) ölümünden 15 ay sonra aynı caddede yine zırhlı polis aracının çarpması sonucu hayatını kaybeden 5 yaşındaki Efe Tektekin’in ölümüne ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’nca yürütülen soruşturma tamamlandı. Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre Emek Caddesi üzerinde 11 Eylül 2019’de karşıdan karşıya geçmeye çalışan Efe’ye sürücü olduğu zırhlı araçla çarparak ölüme sebep olan polis memuru İ.A. hakkında “taksirle ölüme neden olma” suçundan iddianame hazırlandı.
Olayın “kaza” olarak değerlendirildiği iddianamede, Tektekin’in “genel beden travması, kafa kemik kırıkları, beyin kanaması, iç organ yaralanması ve büyük damar yaralanmasıyla iç ve dış kanama” sonucu hayatını kaybettiğine ilişkin otopsi raporuna yer verildi.
Trafik Kazası Bilirkişi tarafından hazırlanan raporda ise, 5 yaşındaki Efe “kusurlu” bulundu. Raporda, Efe’nin ebeveynleri olmadan koşarak yolu karşıdan karşıya geçerken, yolu yeterince kontrol etmediği, aracın uzaklık ve hızını gözetmediği ve geçmekte olan araca ilk geçiş hakkı vermediği için kusurlu olduğu kanaatine yer verildi.
Bilirkişi raporunda, savcılık ifadesinde hızının düşük olduğuna ileri süren tutuksuz sanık polis memuru İ.A.ya ilişkin şunlar kaydedildi: “Sürücü İ. A. ise kaza mahallinin meskun mahal olması ve kavşağa yaklaştığı halde yavaşlamadığı, kavşak girişinde karşıdan karşıya geçmekte olan yayaya geçiş hakkı vermediği, aracın zırhlı olması nedeniyle hızını görüş hususunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı, araç ve yaya trafiğine gerekli özen göstermediği, kazayı önleme adına herhangi bir fren tertibatına baş vurmadığı, sol şerit boş olduğu halde manevra yapmadığı, yaya çarpmadan önce yayayı görmeyecek kadar dalgın olduğu, özen ve dikkat yükümlülüğünü yerine getirmediği, dolayısıyla etkin dikkatli olarak araç kullanmadığından meydana gelen kazada kusurlu olduğu sonucuna varılmıştır.”
Raporun sonuç ve kanaat kısmında, 5 yaşındaki Efe Tektekin’in Trafik Kanunu’nun 68’inci, Trafik Yönetmeliği’nin 138’inci maddesinde yer alan kuralları ihlal etiği gerekçesiyle olayda “asli kusurlu”, şüpheli polis İ.A’nın ise Trafik Kanunu’nun 52’inci, Yönetmeliğinin ise 101’inci maddesindeki kuralları ihlal ettiği nedeniyle “tali kusurlu” olduğu kaydedildi.
Sanık polis: Araç çocuğa değil, çocuk araca çarptı
Yine olay yerini gören kamera kaydının bulunmadığı bilgisinin yer aldığı iddianamedeki ifadesinde sanık polis İ.A., olay yerinde pazar olması nedeniyle trafik yoğunluğunun yaşandığını, hızının 20-25 kilometre olduğunu savundu. Olayın nasıl meydana geldiğini görmediğini, aracın sağ arka kısmında bir ses duymasının ardından sağ arka tekerleğinin zıplamasıyla aracı durdurduğunu, sonrasında Tektekin’in yerde yattığını gördüğünü beyan eden İ.A., aracın yüksek olması, çocuğun boyunun kısa olması ve zırhlı aracın görüş açısının dar olması nedeniyle küçük çocuğun zırhlı araca çarptığını ileri sürdü.
Olaya ilişkin ifadelerine başvurulan H.İ. ile Ş.Y. isimli iki tanık polis de, hızlı olmadıklarını ileri sürdükleri zırhlı polis aracının sağ farının hızlı bir şekilde karşıdan karşıya geçmek isterken küçük çocuğun kafasına çarptığını beyan etti. Tutuksuz sanık polis hakkında 2 ila 6 yıl arasında hapis istemiyle hazırlanan iddianame, sunulduğu Diyarbakır 9’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.
Avukat: Taksirle değil olası kastla öldürme
Tektekin
ailesinin avukatı Sedat Çınar, yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan
iddianameye ilişkin konuştu. Çınar, sanık polis İ.A.’nın zırhlı araç kullanma
ehliyetinin olup olmadığı, çevre kamera ve zırhlı araç kamera görüntüsünün
olmadığı ve şikayetçinin şahitlerinin olup olmadığının sorulmadan davanın eksik
bir şekilde açıldığını söyledi.
Yine sanık polisin görevi başında olup olmadığına dair bir bilginin şu ana
kadar kendilerine verilmediğini paylaşan Çınar, “Zırhlı araç çarpması vakaları
çok yaygın yaşanıyor. Hiçbirinde yeterli soruşturma yapılmıyor. Zırhlı araçları
ehli olmayanlara kullandırtıyorlar. Meskun mahalde insan canına dikkat
etmiyorlar. Çünkü sonuçta cezaevine girmeyeceklerini biliyorlar. Aslında
‘taksirle’ değil, ‘olası kastla öldürme’ trafik kazası olmuştur. Yani ‘ben
giderim birisine çarptı çarptı, öldü öldü’ anlayışı var” dedi.