Urfa’nın Suruç ilçesi Amara Kültür Merkezi’nde 20 Temmuz 2015’de Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) çağrısıyla bir araya gelen 33 kişinin, İŞID’in bombalı saldırısı sonucu katledilmesiyle ilgili açılan davanın 13’üncü duruşması, Urfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Urfa T Tipi Kapalı Kampüsü’nde görülecek duruşmaya, yaşamını yitirenlerin aileleri ve Suruç gazilerinin yanı sıra Suruç Aileleri İnisiyatifi katılacak.
Bir önceki duruşmada, o dönem Halfeti’de imamlık yapan ve patlamanın yaşandığı gün Suruç’ta yaralıların ve çevrenin fotoğraflarını çekerken yurttaşlar tarafından yakalanan imam Abdullah Ömer Aslan hakkında, ara celsede suç duyurusunda bulunulduğu öğrenilmişti.
İmamın tutuklanması talebi
Aile avukatlarından Sevda Çelik Özbingöl, imam Abdullah Ömer Aslan hakkında suç duyurusunda bulunulmasının önemli bir adım olduğunu, ancak bugüne kadar hakkında bir yakalama kararı dahi çıkarılmadığını, Aslan’ın dosyasının hızlıca birleştirilerek hakkında tutuklama kararı verilmesini talep etmişti.
Davutoğlu’nun dinlenmesi
Urfa Baro Başkanı Abdullah Öncel de, mahkemenin tarihsel sorumluluğu olduğunu belirterek, Abdullah Ömer Aslan hakkında suç duyurusunda bulunulmasının önemli olduğunu, ancak mahkemenin cesur bir adım atarak dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun tanık olarak dinlenmesine karar vermesi gerektiğini ifade etmişti. Türkiye’nin İŞID’lilerin Suriye’ye geçişine göz yumduğunu dile getiren Öncel, “Eğer bu geçişler engellenmiş olsaydı, bu patlamalar yaşanmayacaktı. Bu süreçte sorumluluğu olan herkesin dinlenmesi lazım ve ifade vermesi gerekiyor. DAİŞ’in Türkiye emirlerinden İlyas Aydın, ‘Suruç patlamasından sonra hücrelerimiz, misafirhanelerimiz iki saate basıldı. Arkadaşlarımız gözaltına alındı’ itirafında bulundu. Devlet isteseydi bu patlamalar yaşanmayabilirdi” demişti.
Taleplere ret
Mahkeme heyeti, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun mahkemede tanık sıfatıyla dinlenme talebi ve Abdullah Ömer Aslan’ın tutuklanma talebini reddetmişti. Mahkeme, eksik olan görüntülerin tekrar istenmesine, Yakup Şahin, İlhami Balı ve Deniz Büyükçelebi’nin malvarlıklarının araştırılmasına karar vermişti.