Siirt‘in doğal güzellikleri arasında bulunan Zorava Çayı (Sıçan Deresi) üzerine yapılmak istenen hidroelektrik santraller (HES) ve baraj ile tehlike altında. Siirt sınırları içinde bulunan Botan Çayı‘nın kollarından biri olan Zorava Çayı’nın kaynak noktasından Botan Çayı’na ulaşana kadarki 70 kilometrelik alanda iki HES ve bir de Baraj Göleti yapılmak isteniyor.
İlk HES itirazlara rağmen yapıldı
Eruh ilçe sınırlarında bulunan Kuşdalı Köyü (Şavura) ile Bilgili Köy mevkiinde bulunan Zorava’nın kaynak noktasına yakın bir yerde ilk HES 2015 yılında köylülerin tepkilerine rağmen yapılmıştı. Aradan henüz dört yıl dahi geçmeden HES’in 6-7 kilometre kadar aşağısına yeni bir HES daha yapılması amacıyla Devlet Su İşleri (DSİ) ile Tigris Enerji Üretim A.Ş. tarafından ortak inşa edilecek proje, 21 Mart 2019 tarihinde “Mergi Regülatörü ve Hidroelektrik Enerji Üretim Tesisi için Su Kullanım Hakkı Anlaşması” kapsamında imzalandı.
Hukuki mücadele başladı
Ardından ÇED raporu hazırlanırken köylüler dava açarak HES’in doğaya vereceği zararlar nedeni ile hukuk mücadelesi başlattı. ÇED Raporunun usule uygun yapılmadığı için köylüler, yürütmeyi durdurmak amacıyla 25 Nisan 2019 tarihinde Siirt İdare Mahkemesi’ne başvurdu. 30 Nisan 2019 tarihinde mahkeme “Dava konusu işlemin uygulanması halinde yapılması planlanan projenin inşaata başlanabileceği, projenin ekolojik dengeyi etkileyebileceği, bu durumun ise telafisi imkansız veya güç zararlara sebebiyet vereceği hususları dikkate alarak” yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Kararın ardından projenin sürdürülme girişimleri nedeniyle köylüler ikinci defa ÇED raporunun usule uygun yapılmadığı gerekçesiyle mahkemeye başvuruda bulundu. 10 Haziran 2019 tarihinde ikinci kez yürütmeyi durdurma kararı çıktı. İdare Mahkemesi’nde ÇED Raporunun iptaline ilişkin davanın son duruşması, 23 Eylül 2020 tarihinde görüldü. Bu kez görülen duruşmada mahkeme ikiye karşı bir oyla davayı köylülerin aleyhinde sonuçlandırarak köylülerin ayrıca 15 bin 475 TL’de mahkeme masrafı ödemesine karar verdi.
Karar köylüler lehine bozuldu
Mahkeme heyetinden köylüler lehine oy kullanan mahkeme başkanı ise gerekçeli kararında şu ifadelere yer verdi:
“Mahkememizce yapılan keşif sonucunda alınan bilirkişi raporunda inşaat aşamasında faaliyet gösterecek geçici tesislerden olan kırma eleme tesisi hazır beton santralinin etkileri ile tedbirlerine yer verilmediği, ayrıca faaliyetin gerçekleştireceği hat ve yapımdaki diğer faaliyetlerin çevresel etkinleşme nasıl bir yansıması olacağı ile ilgili gerekli değerlendirmelerin olmadığı tespitlerine yer verildiği görülmekte olup dava konusu Mergi Regülatörü ve HES projesine ilişkin davalı idareden alınan çevresel etki değerlendirme olumlu kararının ‘Kırma, Eleme Tesisi ve Hazır beton Santrali’ne ilişkin kısmi yönünde iptaline karar verilmesi gerektiği görüşü ile aksi yöndeki çoğunluk görüşüne katılmamaktayım”
Kararın ardından köylülerin başvurduğu Danıştay, kararı köylüler lehine bozdu. Köylülerin ÇED Raporu’nun iptali taleplerine ek olarak Danıştay köylülerin mahkeme masrafını ödemesi kararını da iptal etti; ÇED Raporu’nda hata olduğunu ve bu nedenle yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasını kararı verilmesini istedi.
Danıştayın gerekçesinde görülen tehlike
Danıştay’ın gerekçeli kararında ÇED sürecinin mevzuata uygun yapıldığı ifade edilirken özellikle ÇED raporunda yaşanan eksikliklere de dikkat çekiliyor. ÇED raporunu inceleyen Danıştay’ın gerekçeli kararında mevzuata ne kadar riayet edilse de özellikle “meydana gelebilecek bazı olumsuzlukların nasıl giderileceğinin raporda açıklanmadığı” ibaresi dikkat çekti. Kararda tarım arazilerinin bulunmadığı bölgenin ormanlık alan oluşu ve bu bölgede su kaynaklarının olumsuz etkilenme nedeniyle tarım arazilerinin de olumsuz etkileneceği vurgulandı.
Bilimsel çelişki var
Bölgede yaşayan canlı türlerinin de zarar göreceğini vurgulayan Danıştay gerekçesinde “Projenin gerçekleşeceği alanda yapılacak çalışmanın, özellikle kırma-eleme tesisi faaliyetinden kaynaklı ciddi bir toz oluşumu ve etraftaki su kaynakları ile tarım arazilerine ciddi zararlar verebileceği, konu ile ilgili olumsuzluğun nasıl giderileceği hususunun ÇED raporunda detaylı olarak açıklanmadığı” ifadeleri yer aldı.
Öte yandan rapor değerlendirmesinde şöyle denildi: “ÇED raporunun konusunda uzman akademisyenlerden destek alınarak hazırlandığı belirtilerek uyuşmazlık konusu projeye ilişkin verilen “ÇED Olumlu Kararı”nın “bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeyde olduğu” yönünde görüş ve kanaat bildirilmesinin önemli bir çelişki olduğu değerlendirilmektedir.”
Danıştay dikkat çektiği çelişkiler nedeni ile “ÇED raporunun ve alınacak diğer önlemlerin teknik ve bilimsel açıdan yeterliliğinin tespiti amacıyla, aralarında çevre mühendisi, jeoloji mühendisi, ziraat mühendisi, inşaat mühendisi, harita mühendisi, maden mühendisi olmak üzere tarafların iddiaları da dikkate alınarak gerekirse başka dallarda da öğretim üyeleri seçilerek oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetiyle, mahallinde kesif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak uyuşmazlığın esası hakkında alınacak rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir” sonucuna vardı.
Siirt’in Eruh ilçesine bağlı Kuşdalı (Şavuran) köyünden geçen Zorava Çayı’nda, 2015 yılında köylülerin tepkilerine rağmen Hidroelektrik Santrali (HES) yapıldı. Beş yıl içinde tamamlanan HES’e, yaklaşık 7-8 kilometre uzaklıkta yeni bir santral kurulmak isteniyor. Köylülerin, Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna karşı İdare Mahkemesi’ne açtıkları davada, talepleri reddedildi. Karar üzerine köylüler, Danıştay’a başvurdu. Danıştay, Siirt İdare Mahkemesi’nin 2 Aralık 2020’de aldığı “ÇED raporunun iptali talebinin reddi” kararını köylüler lehine bozdu.
Danıştay’ın durdurduğu HES için imar değişikliği yapıldı
Danıştay kararında, “Keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak, uyuşmazlığın esası hakkında alınacak rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerini birlikte değerlendirilmesi suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu itibarla karara esas alınabilecek nitelikte ve yeterlilikte olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak verilen davanın reddi yolundaki idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır” diye belirtildi.
Meclis karar aldı
Danıştay’ın 24 Haziran’da aldığı karar üzerine dosya, 13 Temmuz’da Siirt İdare Mahkemesi’nde yeniden görüldü. Mahkeme, Danıştay’ın kararı bozma doğrultusunda ÇED raporunun iptal edilmesi yönünde karar verdi. Ancak bu kez Siirt İl Genel Meclisi, harekete geçti. 4 kişinin görevden alınmasıyla HDP’nin 3, AKP’nin ise 15 üyesinin bulunduğu İl Genel Meclisi, 2 Ağustos’ta aynı bölgede HES yapılması için İmar Planı’nda değişikliğe giderek, 3’e karşı 15 oyla kabul etti. https://6447f5074d589ba9f5406dc507c575d7.safeframe.googlesyndication.com/safeframe/1-0-38/html/container.html
İl Genel Meclisi’nin aldığı ve askıya çıkarılan kararın detayında, şu ifadelere yer verildi: “İlimiz Eruh İlçesi Kuşdalı köyü sınırlarında bulunan mülkiyeti Maliye Hazinesine ait 101 ada 1 nolu parsel üzerinde Tigris Enerjisi Üretim A.Ş tarafından yapılması planlanan 150.931.84 Metrekarelik ormanlık alanda Mergi Regülatörü ve HES Projesi kapsamında Mergi Regülatörü ve HES Projesi olarak planlanan plan dosyasına ilişkin NİP: 56609770 PİN numaralı 1/500 Ölçekli Nazım İmar Planı ile UİP: 56956778 PİN numaralı 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı İl Genel Meclisi tarafından 02/08/2021 tarihinde 42 nolu karar ile ‘5302 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu 10. Maddesi’ gereğince onaylanmıştır. Onaylanan Nazım İmar İmar Planı 10.08.2021-10.09.2021 tarihleri arasında 30 günlük askıya alınmıştır.”
Karar, Siirt İl Özel İdaresi İmar ve Kentsel İyileştirme Müdürlüğü’nce 10 Ağustos itibariyle askıya çıkarıldı. Askı süresinin bitiş tarihi olan 10 Eylül’e kadar karara yapılacak itirazlar, Siirt İl Genel Meclisi’nce değerlendirilecek. İtirazlar reddedilirse meclis kararı, 10 Eylül’den sonra Siirt Valisi’nin onayına sunulacak.
Doğa talanı
Görevden alınan HDP’li meclis üyelerinden Cemile Altan, AKP meclis üyelerinin doğa talanında ısrar ettiğini belirterek, HES’in yapımıyla birlikte büyük bir doğa talanının ortaya çıkacağı uyarısında bulundu. Kentin doğasının ömürleri en fazla 40 yıl sürebilecek olan baraj ve HES’lere kurban edildiğini dile getiren Altan, rant alanı oluşturmak için doğayı tahrip edenlere karşı mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladı.
‘HES yapmak istiyorlar’
Siirt, Eruh ve daha birçok kentten halkın gelip nefes aldığı Zorava Çayı’nda daha önce bir HES’in yapıldığı şimdi de yeni bir HES’in daha yapılmaya çalışılmasını zararlarına dikkati çeken Altan, köylülerin direnişi sonucu yargıdan dönen projenin tekrardan devreye konulma çalışılmasına tepki gösterdi. 2 buçuk yıldır süren HES mücadelesinin Danıştay’ın aldığı kararla köylülerin lehine sonuçlandığını hatırlatan Altan, şöyle devam etti: “Doğa talanında ısrar eden bu zihniyet bu sefer İl Genel Meclisi’nden karar çıkartıp HES yapmak istiyor. Bunun içinde karar aldılar. Karar şu an askıda. Meclis gündemine yaklaşık bir ay sonra getirilmesi planlanıyor. Burada evet oyu vermeyi düşünenler bilsin ki her çiçeğin, kuşun yani her canlının yaşamından oranın tahribatından sorumludur. Kentin doğasına yapılan saldırı son bulsun.”
Kaynak: Yeşil Gazete, Mezopotamya Ajansı