24 Haziran seçimleri öncesi Suruç’ta üç ferdi öldürülen Şenyaşar ailesinin avukatı, soruşturmaya getirilen gizlilik kararı devam ederken, dosyaya bakan savcının görev yerinin değiştirildiğini söyledi.
14 Haziran tarihinde Urfa’nın Suruç ilçesinde AKP’li İbrahim Halil Yıldız’ın yakınları tarafından Şenyaşar ailesinin üç ferdinin öldürülmesine ilişkin başlatılan soruşturmaya getirilen gizlilik kararı devam ediyor.
Şenyaşar ailesinin avukatlarından Sevda Çelik Özbingöl, dosyada herhangi bir ilerleme kaydedilemediğini söyledi.
‘Dosyaya bakan savcı değiştirildi’
Mezopotamya Haber Ajansı’nda yer alan habere göre, dosyada belirsiz sürecin devam ettiğini belirten Özbingöl, etkin bir soruşturmanın yürütülmesi hassasiyetinin ilk günden beri devam ettiğini ancak dosyaya getirilen gizlilik kararının kaldırılmamış olmasının endişeleri artırdığını ifade etti.
Soruşturma dosyasına bakan savcının görev yerinin değiştirildiğini ve doyanın sil baştan ele alındığını dile getiren Özbingöl, bu durumun ciddi sorunlara neden olduğunu belirtti.
‘Herkes Suruç davasına sahip çıkmalı’
Ailenin vekilleri olarak barolara, Türkiye Barolar Birliği’ne (TBB), insan hakları kuruluşlarına dosyanın tarafsız takip edilmesi için talep ilettiklerini de belirten Özbingöl, “Bu dosyanın toplum vicdanı açısından etkin bir soruşturma ile yürütülmesi ve somut gerçekliğin ortaya çıkarılması hem bizim açımızdan hem de aile açısından çok önemli. Olaya açıklık getirecek birçok görüntüyü savcılıkla paylaştık. Gayemiz ve gayretimiz tamamıyla adaletin tecelli etmesi üzerine. Bu yöndeki çabalarımız sürüyor” dedi.
Avukat Özbingöl ayrıca, “Hem ulusal hem de uluslararası insan hakları savunucularını bu dosyaya dair hassasiyete ve özellikle tarafsız gözlemci vasfıyla da adalete erişiminin sağlanması konusunda katkı sunmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Özbingöl, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Baroların bu gibi süreçlerin takipçisi olmaları ve işletilen süreci bilmesi gerekiyor. Bu gibi dosyalarda gizlilik kararlarının kısmen kaldırılarak bizim bu dosyalara erişmemizin önünün açılması gerekir. Adalet Bakanlığı’nın, Barolar Birliği’nin, insan hakları örgütlerinin ve savunucularının bu dosyaların takipçisi olmaları gerekir. Özellikle annenin feryadının duyulması ve her kesimin bu anlamda Suruç davasına sahip çıkması gerekir.”