AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, son İngiltere ziyaretinde Bloomberg’de yaptığı açıklamaların ardından dolar sürekli psikolojik sınırın üzerinde seyrediyor. Son olarak Rahip Andrew Brunson’ın serbest bırakılmaması sonucu, ABD’nin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e uyguladığı yaptırım kararıyla dolar/TL kuru 5.30’u buldu.
‘Ekonomi kontrolden çıkmış’
Dövizdeki yükselişi değerlendiren ekonomist Mustafa Sönmez, “Türkiye ekonomisi, kontrolden çıkmış, yönetememe krizi yaşıyor” dedi. ABD ile ilişkilerin oluruna bıraktığını belirten Sönmez, Türkiye’nin içine girdiği ekonomik krizin nedeni ABD’ye mal edilmek istediğini söyledi. Sönmez, “İşte ABD bizi çekemiyor, işte dış mihraklar bizi engellemeye çalışıyor. Ekonomideki kötü gidişattın temel sorunları bunlar tarzında söylemlerde bulunabilirler. Yani birçok mazeret sürebilirler. Fakat bu insanların yoksullaşmasının işsiz kalmasının önünü kesmez. Yani bu çözüm olmaz. Sonuç olarak Türkiye çaresizlik ve çözümsüzlük içerisindedir. Kontrolden çıkmış, yönetememe krizi yaşıyor. Ortada olan bu” diye konuştu.
‘Çin kötü gidişatta çözüm olmaz’
İktidarın seçmenini kaybetmemesi adına ve kamuoyu desteğini ayakta tutmak adına ABD’ye “kafa tutuyor” görüntüsü verdiğini ifade eden Sönmez, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Zaten ABD’ye karşı yapabilecekleri başka bir şey yok. En fazla bunu yapabilirler. Ama her halükarda ABD ile gerilim bir şekilde azalsa bile iki ülke arasındaki negatif durum aynı şiddette olmasa bile ekonomik kötü gidişat devam edecektir. Dönüp dolaşıp işte şu 100 günlük planlamalar yapıyorlar. ‘Millette dolarlarınızı yatak altında çıkarın’ diyorlar ama kimse çıkartmıyor. O millet kulak bile asmıyor. Sonuç olarak şunu söyleyebilirim. Türkiye dönüp dolaşıp IMF’ye gidecek. Yani Çin sermayesine sarılması dahi ekonomide ki kötü gidişata çözüm sağlamaz.”
‘Bunalımın sebebi tek adam rejimi’
Ekonomisinde yaşanan bunalımın sebebini “tek adam rejimindeki ısrar” olduğuna dikkat çeken Sönmez, şunları söyledi: “Çünkü insanlar tek adamın her şeye kadir olmasına güvenmiyor. Dolayısıyla da borç para da vermiyorlar. Eğer rejim ‘bizim sistemimiz doğrudur’ derse, iki yol var. Ya bu ekonomik dar boğazlığı aşmak için IMF’ye gidecek. Yani IMF’nin boyunduruğu altına girerler, ya da hem ‘IMF’ye gitmeyeceğiz’ deyip, hem de ‘bu politik sistemden de vazgeçmeyeceğiz’ diyerek, insanları yoksulluğa terk edecekler. Yani mevcut politik statülerini koruyarak, daha despotik bir yönetim seçebilirler. Öyle bir durumda ekonomi kaosa girer. Bu da çok onların umurlarından olmaz.” (MA)