İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle 686’ncı kez Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Ancak Diyarbakır Valiliğinin 15 gün eylem ve etkinlik yasağı kararından kaynaklı açıklama yapılamadı. İHD’liler ve kayıp yakınları şubeye geçerek açıklamayı online olarak yaptı.
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 25 Ocak 1995 yılında gözaltında kaybedilen Bedri Alağam’ın hikâyesini İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Derya Yıldırım paylaştı.
Derya, Bedri Alağam’ın 1969 Hazro doğumlu olduğunu ve dört çocuğunun olduğunu söyledi. Derya, Bedri Alağam’ın 1990’lı yıllarda yaşadığı Goman köyünde dayatılan koruculuğu kabul etmediğini, Diyarbakır’a taşındığını ve Yoğurt Pazarı’na yakın bir yerde kıraathane işlettiğini ifade etti. Derya, “25 Ocak 1995 günü sabahında, işlettiği kıraathanenin önünde Olcay adlı bir kişinin silahlı saldırı sonucu yaralandığına tanık olur. Olay yerine gelen polisler bu saldırı gerekçesiyle Ali Günbey, Seyfettin Günbey ve soyadı bilinmeyen Mesut adlı kişileri gözaltına alır. Aynı gün saat 10.00 sıralarında ise polisler Bedri Alağam’ı gözaltına alır ve birkaç saat sonra serbest bırakırlar. Akşam saatlerinde yeniden Bedri Alağam’ın iş yerine gelen polisler bu defa da birkaç soru sorup ayrılır. Silahlı saldırı olayının görgü tanığı Bedri Alağam aynı gün saat 22.30 sıralarında polisler tarafından yeniden gözaltına alınır. Kahve çalışanı ve Bedri’nin köylüsü olan Abdurrezak Güngörmüş, Bedri Alağam’ın ailesine gözaltına alındığı bilgisini verir” dedi.
Yine aynı gün olayla ilgili olarak Hazro ilçesine bağlı Ormankaya köyüne askerler tarafından baskın düzenlediğini kaydeden Derya, Ferit Akçe ile Garip Eker’in gözaltına alındığını ifade etti. Ferit Akçe korucu olduğu için aynı akşam serbest bırakıldığına dikkat çeken Derya, “Bedri’nin ailesi emniyet müdürlüğüne dilekçe ile başvuruda bulunur. Fakat emniyetten ‘Bedri’yi saldık’ cevabını alan aile dilekçeleri işleme konulmadan emniyet tarafından geri çevrilir. Olayın altıncı günü Bedri dışındaki dört kişi savcılığa çıkarılır. Seyfettin Günbey ve Mesut adlı kişiler tutuklanır. Bedri Alağam’ın ailesi serbest bırakılan Ali Günbey ve Garip Eker ile görüşür. Ali ve Garib’in Bedri ile aynı yerde tutulduklarını, Bedri’nin gördüğü işkencelerden dolayı durumunun kötü olduğunu ve serbest bırakıldıklarında Bedri’nin ayrı tutulduğunu öğrenirler” sözlerine yer verdi.
“Bedri’den haber alamayan aile 27 Eylül 1995 tarihinde İHD Diyarbakır Şubesi’ne başvuruda bulunarak gerekli işlemlerin yapılması ve hukuki sürecin yürütülmesi için yardım talebinde bulunur. Şubemiz konuyu Uluslararası Af Örgütü ve Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’na bildirir. Şubemiz avukatları tarafından, tutuklanan şahısların dava dosyaları üzerinde yapılan incelemelerde, Bedri’nin gözaltına alındığına dair tutanak bulunmasına rağmen salıverilmesine ait tutanak bulunmadı. Diğer şahısların serbest bırakılma tutanaklarının dosya içerisinde olduğu tespit edilir. Ayrıca incelemenin yapıldığı tarihlerde, DGM kalemi hazırlık soruşturması fihristinde de Bedri’nin adı geçmesine rağmen, daha sonraki süreçte silindiği görülür. Bu gelişmeler üzerine Algan ailesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yapar. Yapılan tüm başvuru ve girişimlere rağmen gözaltına alındığı tarihten bu yana Bedri ile ilgili olumlu ya da olumsuz hiçbir bilgiye ulaşılamaz ve Bedri Alağam’dan bir daha haber alınamaz.”