Yunanistan’ın Midilli Adası’nda 9 Eylül’de çıkan yangında tamamen yanan Moria kampında yaşayan binlerce mülteci seslerini dünyaya duyurmaya çalışıyor.
Yunan yetkililer, yangının ardından ortada kalan yaklaşık 13 bin mülteciye kalabilecekleri başka yer göstermezken, mülteciler daha da zorlaşan yaşam koşulları nedeniyle protestolara başladı.
İzmir Barosu, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada Midilli Adası’nın İzmir kent merkezine yaklaşık 200 kilometre mesafede olduğunu hatırlatarak “Yangın; yıllardır en temel insan haklarından biri olan iltica hakkını kullanmaları engellenen, ana kara Avrupa’ya geçişleri yasaklanan, aşırı kalabalık içinde ve ilkel koşullardaki kamplarda yaşamaya zorlanan yaklaşık 13.000 kişiyi, yakın tarihimizin en büyük felaketlerinden biriyle baş başa bırakmıştır” dedi.
“Mülteciler, ırkçı/faşist sivillerin barikatları nedeniyle yollarda”
Her türlü hastalığa açık, bağımsız kuruluşlar tarafından denetimi yapılmayan, insani barınma koşulları sağlamayan Moria Kampı’nda çıkan büyük yangının, ilkel yaşam şartlarının bir sonucu olduğunu belirten İzmir Barosu, sözlerinin devamında şunları kaydetti:
“9 Eylül tarihindeki yangından sonra kamp bölgesinden kaçarak uzaklaşmaya çalışan; içlerinde yaşlı, kadın ve çocuk binlerce kişinin bulunduğu mülteciler, Yunan polisi ve onların göz yumması ile adaya gelen ırkçı/faşist sivillerin kurdukları barikatlar yüzünden günlerdir yollarda beklemektedir. 13.000’e yakın mültecinin su, gıda ve barınma ihtiyaçları başta olmak üzere, en temel hayati ihtiyaçları karşılanamamaktadır.”
“Avrupa ülkeleri üstlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeli”
İzmir Barosu, Avrupa Birliği-Türkiye Geri Gönderme Anlaşması sonrası mültecilerin adalarda tutsak hayatı yaşadığını ve gün geçtikçe koşullarının kötüleştiğini belirtti ve geçtiğimiz sene iktidara gelen sağcı Yunan hükümeti döneminde mültecilerin hak kayıplarının yeni mevzuat değişiklikleriyle doruk noktasına ulaştığını kaydetti.
Avrupa ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyaya çağrı yapan İzmir Barosu, şu ifadeleri kullandı:
“Uluslararası mülteci hukukunun temel şartlarından biri olan devletlerin sorumluluk paylaşımı ilkesi gereği, bölgemizde yaşadığımız krizin başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünya tarafından dikkate alınması ve mültecilerin yaşamlarına devam edebilmeleri için tüm bu ülkelerin üstlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeleri gerekmektedir.”
“Irkçı saldırılara derhal son verin”
“Mülteci meselesinin sınır aşırı bir mesele olduğunun bilinciyle Yunanistan’ın Midilli Adası’nda devam eden bu büyük dramı başta Yunan baroları ve hukuk örgütleri olmak üzere tüm paydaş kurumlarla birlikte takip etmektedir” diyen İzmir Barosu, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Midilli Adası’nda yaşanan bu büyük insani dram nedeniyle Yunan hükümeti başta olmak üzere tüm Avrupa ülkelerini üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye, mültecilere yönelik ırkçı saldırılara derhal son vermeye ve mültecilerin en temel haklarından olan iltica hakkına uluslararası hukuka uygun şekilde yanıt vermeye çağırıyor, yangında zarar görenlere en içten geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.”