Raporda Şubat ayında yaşanan iş cinayetlerine ilişkin şu bilgiler yer aldı:
108’i ücretli (işçi ve memur), 17’si kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluşuyor.
Ölenlerin 9’u kadın işçi, 116’sı erkek işçi. Kadın işçi cinayetleri tarım, gıda ve tekstil işkollarında gerçekleşti.
Ölümler en çok inşaat, taşımacılık, tarım, ticaret/büro, güvenlik, madencilik, gıda, enerji ve belediye/genel işler işkollarında gerçekleşti. Bu ay tarımda ölenlerin en az yüzde 64’ü ücretli. Yüzde 36’sını oluşturan çiftçi ölümlerinin ise bir kısmının başkasının tarlasını işleme ya da çobanlık vasıtasıyla ücretli olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizmekle beraber net olarak bir oran veremiyoruz.
İş cinayetlerinin de ‘görünmeyenler’i: Kadın işçiler
Raporda ayrıca kadın işçilere yönelik çarpıcı bilgiler de yer aldı. “Kadınlar, tarlaya çalışmaya gitmek üzere istiflendikleri kasalarda geçirdikleri trafik kazalarında, ev işçisi olduğu evin camını silerken düşerek, bir aracın altında ezilerek ya da işyerini basan bir erkek tarafından vurularak yaşamlarını yitiriyor” denilen raporda şu bilgilere yer verildi:
“Kadın işçi ölümleri en çok kayıt dışı çalışmanın en yüksek olduğu tarım-orman işkolunda gerçekleşiyor. Tarım, güvencesiz çalışma koşullarıyla dikkat çeken bir sektör. Her türlü haktan yoksun biçimde çalışan tarım işçisi kadınlar her gün ölümle yüz yüze kalıyor. Uzun çalışma saatleri ve kayıt dışı çalışma oranlarının yüksek olduğu tekstil-deri, ticaret-büro, sağlık, turizm-konaklama işkolları da kadın iş cinayetlerinin en çok yaşandığı diğer işkolları…
Kadın iş cinayetlerinin yarısı trafik ve servis kazaları sebebiyle yaşanıyor. Trafik ve servis kazaları başta tarım olmak üzere güvencesiz işlerdeki en önemli iş cinayeti sebeplerinden birisi. Bu sebeple yaşanan iş cinayetlerinde yaşamını yitirenlerin ağırlıklı kısmı kamyon, traktör ya da minibüslerle tarlalara taşınan tarım işçisi kadınlar. Ezilme-göçük ve yüksekten düşme de kadın iş cinayetlerinin diğer başlıca nedenleri…
İş yerinde ve iş kolunda bir erkeğin şiddeti sonucu ölümlerde artış
Son yıllardaki kadın iş cinayetlerinde, kadın işçilerin işyerinde ya da iş yolunda bir erkeğin şiddeti sonucu ölümlerindeki artış dikkat çekici. Örneğin, 2018 yılında yaşanan kadın iş cinayetlerinden 7’sinin nedeni kadınların işyerindeki ya da işyerine dışarıdan gelen bir erkek tarafından katledilmesi ya da cinsel ve fiziki şiddet görmesi. Bu durum işyerlerinin özellikle kadınlar bakımından güvensizliğini göstermeye yetiyor…
Ölen kadın işçilerin çoğu sendikasız, en az yüzde 75’i ise kayıt dışı çalıştırılıyor. Kayıt dışı ölümlere ulaşmanın güçlüğü göz önüne alındığında hem kadın işçi ölümlerinin sayısının hem de ölümlerdeki kayıt dışı oranının çok daha yüksek olacağı görülüyor…
SGK istatistikleri eksik
SGK istatistikleri özellikle kadın işçilere dair iş cinayeti, iş kazası ve meslek hastalıkları istatistikleri bakımından oldukça eksik. Özellikle mevsimlik tarım işçileri SGK verilerinde yer almıyor. Ücretsiz aile işçiliği, ev eksenli üretim, gündelikçilik, bakıcılık gibi kadın istihdamının yoğun olduğu alanlar da yine verilerde yer verilmeyen çalışma biçimleri. Devletin, kadınlar açısından en çok iş kazası yaşanan sektörleri, verilerin dışında tutması ise kadın emekçilerin emeklerinin “görünmez”liğini bilinçli bir politika ile hepten derinleştiriliyor…
Kadın işçilerin iş kazası geçirme sayıları her yıl daha da artıyor, buna yönelik hiçbir önlem alınmıyor ve kadın istihdamının yoğun olduğu alanlar hali hazırda sorunlu işleyen denetimin tamamen uzağında kalıyor… Kadın işçilere meslek hastalığı tanısı koyma süreci de başlı başına bir ayrımcılık içeriyor, kadınlar yaşadıkları sağlık sorunlarının iş dışındaki sebeplerden ötürü de yaşanmış olma ihtimali öne sürülerek çoğunlukla meslek hastalığı tanısı konulmamasıyla yüz yüze kalıyor. Oysaki kadın istihdamının yoğunlaştığı özellikle hizmet ve tarım sektöründeki işler emek yoğun ve kadının ev işleriyle paralel işler. Bu gibi işlerin mesaisinin hem evde hem de işte tekrar ediyor oluşu kadın işçilerin sağlığının bozulması için çifte risk oluşturuyor…
TÜİK Araştırması çalışan kadınların 4 saat 19 dakikasını ev işleri için harcadığını gösteriyor. Ev içinde kadına yüklenen diğer sorumluluklar yüzünden çifte mesai yapmak durumunda kalmanın, kadın işçilerin sağlığı üzerine en önemli etkileri; ruhsal tükenmişlik, kronik stres, kaygı bozuklukları, kalp-damar hastalıkları, kas-iskelet sistemi sorunları ve kronik yorgunluk. Bunun yanında, kadın işçilerin erkek işçilere oranla çok daha fazla yüz yüze kaldıkları depresyon ve stres, meslek hastalıkları arasında dahi yer almıyor…”