Yüzde 83’ünü ulusal ve yerel basından; yüzde 17’sini ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve sendikalardan alınan bilgilere dayanılarak tespit edildiğinin belirtildiği açıklamada, “Raporumuzda meslek hastalığı nedeniyle gerçekleşen iş cinayeti yok. Oysa ILO ve WHO verilerine göre 1 ‘iş kazası sonucu ölüm’ karşılığında yaklaşık 6 ‘meslek hastalığı sonucu ölüm’ olmaktadır” denildi.
“9 belediye işçisi yaşamını yitirdi”
Ölümlerin en çok tarım, inşaat, taşımacılık, ticaret, metal, madencilik, tekstil/deri, gıda ve konaklama, eğlence işkollarında gerçekleştiğine vurgu yapılan açıklamada, “Bu ay tarımda ölenlerin en az yüzde 45’i ücretli, yüzde 55’i ise çiftçi. Bütün işkollarında ölümlerin ana gövdesini güvencesiz işçiler oluşturuyor: Mevsimlik, taşeron, yevmiyeli çalışanlar. Geçen yıllara göre inşaat işkolundaki ölümlerde azalma görülüyor. Bunun nedeni ise alınan önlemler değil ekonomik krize bağlı olarak sektördeki küçülme. Herkes belediyeleri tartışıyor ama işkolundaki ölümler gündeme gelmiyor. Ekim ayında dokuz belediye işçisi yaşamını yitirdi ve çoğu taşeron çalışıyordu” ifadelerine yer verildi.
“Elektrik çarpmaları önlenebilirdi”
Ölüm nedenlerinin en fazla sırasıyla trafik/servis kazası, yüksekten düşme, ezilme/göçük, kalp krizi, şiddet, elektrik çarpması, zehirlenme/boğulma ve intihardan kaynaklandığının vurgulandığı açıklama şu ifadelerle sonlandı: “İş cinayetlerinin nedenlerinden ilk üçü hiç değişmiyor. Ancak ulaşıma, yüksekten düşmelere ve ezilmelere karşı önlem alınmıyor. Son dönemde kalp krizi, beyin kanaması nedenli ölümler sürekli artıyor ve iş cinayetleri nedeni olarak dördüncü sırada yer alıyor. Ancak bu konuya dair yeterince araştırma bile yapılmıyor. İşçilerin çalışma ve yaşam koşullarının bütünlüklü olarak ele alınması gerekiyor. Düşük bir maliyetle önlem alınabilecek elektrik çarpmaları patronların niyetinin bir göstergesi adeta. Son aylarda sürekli artan ve neredeyse her on işçinin birinin ölümünün sebebi olan elektrik çarpmaları 200-300 TL’lik bir maliyetle önlenebilirdi” ifadelerine yer verdi.
İSİG’in verilerine göre Türkiye’de 2019 yılının ilk on ayında en az 1477 işçi yaşamını yitirdi.
Ocak ayında en az 159 işçi,
Şubat ayında en az 127 işçi,
Mart ayında en az 114 işçi,
Nisan ayında en az 153 işçi,
Mayıs ayında en az 164 işçi,
Haziran ayında en az 131 işçi,
Temmuz ayında en az 178 işçi,
Ağustos ayında en az 149 işçi,
Eylül ayında en az 147 işçi,
Ekim ayında en az 155 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi.
Yaşamını yitiren işçilerden 7’si kadın, 148’i erkek. Kadın işçi cinayetleri tarım, tekstil, büro, ticaret ve taşımacılık işkollarında gerçekleşti.
Biri 14 yaş ve altında olmak üzere iki çocuk işçi can verdi. Çocuk işçi cinayetleri tarım ve konaklama işkollarında gerçekleşti…
51 yaş ve üstünde ise çalışırken ölen 50 emekçi bulunuyor: Mevsimlik tarım, orman, gıda, kimya, tekstil, çimento, metal, inşaat, taşımacılık, gemi, güvenlik ve belediye işçisi… Bu hususun emeklilik yaşı, emeklilik hakkı, EYT, kayıtlı (sigortalı) çalışma, BES gibi konular içinde bütünsel olarak değerlendirilmesi gerekiyor
Mülteci/göçmen işçilerin 3’ü Suriyeli, 2’si Rusyalı, 1’i Afganistanlı, 1’i Özbekistanlı ve 1’i İranlı. Yılın ilk on ayında ise en az 99 göçmen/mülteci işçi çalışırken yaşamını yitirdi.