İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi Hapishane Komisyonu üyeleri, hasta tutukluların durumuna dikkat çektikleri açıklamalarında bu hafta Osmaniye 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde kalan hasta tutuklu Abdulkadir Baybars’ın durumuna dikkat çekti.
İsmet İnönü Parkı’nda yapılan açıklamaya tutuklu yakınları, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUAYDER) üyeleri de katıldı. “Hasta mahpus Abdulkadir Baybars serbest bırakılsın” pankartı ve “Hasta mahpus Abdulkadir Baybars’a özgürlük” dövizlerini taşıyan kitle sık sık “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın” sloganı attı.
İHD Adana Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Nejat Okay tarafından yapılan açıklamada, ilk olarak Edirne F Tipi Kapalı Hapishanesi’nden SEGBİS ile Mardin’deki duruşmasına bağlandığı sırada kalp krizi geçirip, yaşamını yitiren hasta tutuklu İbrahim Akbaba hatırlatılıp, cezaevlerinde ölümlerin olmaması için iktidarın hasta tutukluları serbest bırakması istendi.
7 aydır tek hücrede
Hasta tutukluların tedavi edilmediğinden ötürü yaşam haklarının ihlal edildiğini dile getiren Okay, bu tutuklulardan birinin Nusaybin’de sokağa çıkma yasakları sırasında yaralı olarak yakalanan hasta tutuklu Abdulkadir Baybars olduğunu belirtti.
Kalbine yakın bir noktada şarapnel parçası bulunmasına rağmen 7 aydır hücrede tutulan Baybars’ın sağlığa erişim hakkının engellediğini söyleyen Okay, Baybars’ın durumuna dair şu bilgileri paylaştı:
“Kendisinin ve diğer benzer durumdaki arkadaşlarının hastaneye götürülmediğini, tedavinin kelepçeli olarak yapılmasının dayatıldığını, kendisi bu dayatmayı kabul etmediği için muayenesinin yapılmadığını, tedavi edilmeden geri getirildiğini, gidiş gelişlerde kendisi gibi olan mahpusların sürekli hakaretlere maruz kaldığını, acil ameliyat edilmesi gerektiği Mardin hapishanede iken kendisine söylenmesine rağmen 3 yıldır ameliyat edilmediğini, yine kendisi gibi başkaca yaralı, yaşlı veya hasta mahpusların da tedavilerinin yapılmadığını veya geciktirildiğini.
Hasta mahpus, yaşadığı haksız ve hukuksuz uygulamalara tepki olarak açlık grevine başlamış olup, 12 gündür bu hasta haline rağmen yemek yememektedir. Tek başına ve bakıma muhtaç halde iken sadece sıvı tüketen mahpusun giderek sağlık durumu kötüleşmiş ve kimi zaman kalp krizleri geçirme boyutuna varmıştır. Nefes almakta da zorlanan bu mahpus için koşullar çekilmez hale gelmiştir. Heyetlerimizce de yapılan görüşmeler sırasında nefes almakta zorlandığı tarafımızca gözlemlenmiştir”
Okay, verdiği bu bilgilerin ardından Baybars’ın bir an önce ameliyatının yapılıp, tedavi edilmesini ve tüm hasta tutukluların özgürlüklerine kavuşmasını istedi.
Açıklamada 5 dakikalık oturma eylemiyle son buldu.
Ankara
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, yılın son haftasında Urfa 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde bulunan hasta tutuklu Emin Güler’in durumuna dikkat çekti. İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde yapılan açıklamaya insan hakları savunucuları destek verdi.
İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen yaptığı açıklamada, Edirne F Tipi Kapalı Hapishanesi’nde Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldığı duruşma sırasında kalp krizi geçirerek, yaşamını yitiren hasta tutuklu İbrahim Akbaba’nın durumuna da dikkat çekti. Türkiye’de hapishane sayısının arttığını vurgulayan Çevirmen, insan yaşamının tecrit edildiği Türkiye’deki en yakıcı sorununun hasta tutuklular olduğunu söyledi.
‘Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor’
Emin Güler’in geçtiğimiz hafta kendilerine gönderdiği mektupla durumunu aktardığını ifade eden Çevirmen, tutuklanmadan önce C-5 omurilik zedelenmesi nedeniyle fizik tedavisine gittiğini belirtti. Güler’in yüzde 92 engelli olduğunu ve bunun raporlarla da tespit edildiğini aktaran Çevirmen, “Tutuklandığından beri her ne kadar revire ve hastaneye sevk edilse de tedavi anlamında bir şey yapılmadığını ifade etmektedir. Hapishanede kendi başına ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. En temel ve insani ihtiyaçlarını dahi odada bulunduğu arkadaşları tarafından karşılamaktadır.”
‘Bulaşıcı hastalığı var’
Güler’e son kan tahlilinde Hepatit-C teşhisi konulduğunu söyleyen Çevirmen, hastalığın bulaşıcı olduğunu ve acil tedavi edilmesi gerektiğini belirtti. “Hepatit C virüsü taşıyıcısı olanların, hasta olmasalar bile kan ve diğer vücut sıvıları yoluyla hastalığı başkalarına bulaştırma riskleri vardır” diyen Çevirmen, “Bu hastaların düzenli doktor takibinde olmaları gerekiyor. Yılda iki kere karaciğer fonksiyon testlerini yaptırmaları gerekmektedir. Ayrıca yüzde 92 gibi ağır engelli olan bir hastanın hiçbir tedavisinin yapılmadan hapishane koşulları içerisinde tutulması kabul edilemez” ifadesinde bulundu.
Güler’in sağlık erişim imkanlarının sağlanması için hükmün ertelenmesini veya durdurulmasını talep eden Çevirmen, Güler’in var olan hastalıkları göz önüne alınarak serbest bırakılmasını istedi.
İzmir
İHD İzmir Şubesi de eylemlerinin 462’nci haftasında Ege Bölgesindeki cezaevlerinde bulunan 5 hasta tutuklunun durumuna dikkat çekti. Konak’taki Başbakanlık binası önünde düzenlenen eylemde Şube Sekreteri Ahmet Çiçek açıklamayı yaptı.
Çiçek, “Ege Bölgesi cezaevlerinde tespit edebildiğimiz kadarıyla 5 hasta tutukludan Ömer Mutlu Şakran T4, İbrahim Yağız Kırıklar F1, Ferdi Tayfur Kırıklar F1, Şiyar Aydemir Ödemiş T Tipi, Fırat Yağmakan Kırıklar F2 Hepatit B hastasıdır. Fırat Yağmakan’ın aynı zamanda hemoroit rahatsızlığı var. Kasık fıtığı, kalça kemiğinde teşhis konulamamış ağrılı bir hastalığı olan Yağmakan, çeşitli hastalıklar nedeniyle 5 kez ameliyat olmuştur” diye aktardı.
‘Keyfi tutumdan vazgeçin’
İnsan hakları savunucuları olarak hapishane idarelerini keyfi tutumlarından vazgeçmeye çağıran Çiçek, hasta tutukluların durumuna ses çıkartılmadığı sürece ölümlerin yaşanmaya devam edeceğine dikkat çekti.
