İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri İstanbul, Ankara ve İzmir’de yaptıkları açıklamalarda hasta tutukluların durumuna dikkati çekti. İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, hasta tutukluların serbest bırakılması talebiyle Galatasaray Meydanı’nda yapmak istediği F Oturumu’nun 406’ncı hafta eylemi, polis tarafından engellendi. Engelleme üzerine açıklama İHD İstanbul Şubesi önünde yapıldı. Hasta tutukluların fotoğraflarının taşındığı eylemde, “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır” ve “Hasta mahpus Ufuk Keskin serbest bırakılsın” pankartı açıldı.
Açıklamada hasta tutuklu Ufuk Keskin’in sağlık durumu hakkında bilgi veren İHD Cezaevi Komisyonu üyesi Hatice Onaran, 1976 Samsun doğumlu Keskin’in 1998’de 17 gün boyunca gözaltında işkence gördüğünü anlattı. Onaran, “Keskin tutuklanarak Ümraniye E Tipi Hapishanesi’ne götürülür. 12 yaşından beri diyabet hastası olan Ufuk Keskin, günde 4 kez kan ölçümü yaparak her seferinde insülin almaktadır. 19 Aralık Katliamı’ndan sonra Edirne F Tipi Hapishanesi’ne götürülen Ufuk Keskin müebbet hapis cezasının yanı sıra verilen disiplin cezaları nedeniyle hem infazı yakılmış hem de 12 yıl daha hapis cezası verilmiştir. Sağlık sorunlarının artması nedeniyle 2002 yılında hastaneye getirilen Ufuk Keskin, Adli Tıp Kurumu’nun hapishanede kalamayacağı raporuna rağmen tekrar hapishaneye götürülür. Şu an ise İzmir Aliağa Şakran 1 No’lu T Hapishanesi’ndedir” dedi.
Keskin’in 2010 yılında çölyak hastalığına yakalandığını ve o süreçte tutulduğu Bolu Hapishanesi’nde beslenme konusunda çok sıkıntı yaşadığını belirten Onaran, doktorların hiçbir öneri ve raporunun ise hapishane idaresi tarafından dikkate alınmadığını ifade etti. Glutenli gıdalara karşı alerjisi olması nedeniyle Keskin’in uygun diyet uygulaması gerektiğine dikkat çeken Onaran, Sağlık Bakanlığı ve diğer ilgili tüm kurumların ailenin başvurularını cevapsız bıraktığını kaydetti.
Onaran, “Vücudunun bağışıklık sistemi tamamen çökmüş olan Ufuk Keskin’in vücut fonksiyon kaybı yüzde 82’dir. Komaya girdiğinde felç olma veya hayatını kaybetme riski ile karşı karşıya olan Ufuk Keskin zaman kaybetmeden tahliye edilmelidir. Biz insan hakları savunucuları olarak bu kadar ciddi hastalıkları olan Ufuk Keskin’in öncelikli olan diyet ihtiyaçlarının tam olarak karşılanmasını; hapishane koşullarında kaldığı sürece yaşamının risk altında olması nedeniyle serbest bırakılmasını istiyoruz” diye konuştu.
Keskin’in babası Fahrettin Keskin de, oğlunun hapishanede kalmasının sağlığının daha fazla bozulmasına neden olabileceğine dikkat çekerek, oğlunun ve tüm hasta tutukluların derhal serbest bırakılmasını istedi.
Ankara
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 278’inci haftasında Sincan Kadın Kapalı Hapishanesi’nde kalan hasta tutuklu Canan Utangaç’ın durumuna dikkati çekti. İHD Ankara Şubesi önünde yapılan eylemde konuşan İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Nuray Çevirmen, tutuklu Utangaç’ın hapishanesinde gıda zehirlenmesi yaşadığını, daha sonra vücudunda kaşıntılar oluştuğunu, teşhise göre zona hastalığı geçirdiğini söyledi.
‘Hapishane idaresi ilgilenmedi’
Zona hastası olan Utangaç’ın Ekim 2018 de hapishane kantininden aldığı sıcak su torbasının patlaması sonucu bacaklarında ikinci derece yanıklar oluştuğunu söyleyen Çevirmen, Utangaç’ın tutuklu bir hemşire tarafından sürekli pansumanının yapıldığını söyledi. Utangaç ile hapishane idaresinin ilgilenmediğini aktaran Çevirmen, “Utangaç uzun süre ayakta durmakta, yürümekte zorluk çekmiştir ve buna rağmen sağlık raporu için ancak bir ay sonra doktora götürülmüştür” diye belirtti.
Ambulans yerine otobüs
Utangaç’ın vücudundaki yanıkların tam düzelmeden, 4 Aralık 2018’de “Yoklamaya geç kaldığı için tutanak tutup, görüş yasağı konulur korkusuyla” ayağını boşluğa atması sonucu ranzadan beton zemine sırtüstü düştüğünü söyleyen Çevirmen, hastaneye kaldırılan Utangaç’ın ağrılarına rağmen yoğun bakımda eli kelepçeli olarak tutulduğunu belirtti.
Ameliyat geçiren Utangaç’ın, taburcu edildiği, gün hapishaneye ambulansla götürülmesi gerekirken otobüsle götürüldüğünü söyleyen Çevirmen, “Oturamayan bir hasta güç bela ve acıdan bağıra bağıra hapishaneye sevk edilmiştir. Ameliyatlı hali ile hapishanede arkadaşlarının bakımına muhtaç hale gelmiştir” açıklamasında bulundu.
Doktorların, Utangaç’a ameliyattan 2 ay sonra fizik tedaviye başlaması gerektiği söylediğini aktaran Çevirmen, “Heyettekiler, jandarmanın yanında dalga geçercesine ‘İnternetten kendin bakıp yap’ demişler” diye konuştu.
Çevirmen, “Canan Utangaç, kalıcı hasra oluşmaması için dışarıda tedavi görmelidir” dedi.
İzmir
İzmir’de de Konak’ta bulunan Eski Sümerbank önünde biraraya gelen İHD İzmir Şubesi ve hasta tutukluların yakınları katıldı. “Ağır Hasta Mahpuslar Ölüyor Susma”, “Bu Suça Ortak Olma Ölüyorlar” yazılı pankartlar taşındığı eyleme, HDP İl Eşbaşkanları da destek verdi.
‘Türkiye’de 780 bebek hapishanede’
İHD İzmir Şubesi yöneticilerinden Ahmet Çiçek, 2016 OHAL sürecinden bu yana Türkiye’deki hapishanelerin aşırı dolduğunu belirterek, bu durumun iktidarın muhaliflere yaklaşımının olumsuz bir göstergesi olduğunu söyledi. Çiçek, “Bu durumun nedenlerini sorgulamadan sorunu çözmek için yeni hapishaneler yapmak vatandaşa yaklaşımın nasıl olduğunun bir göstergesidir. Türkiye’de 780 bebek, anneleriyle beraber hapishanede. Bırakın çocuk olmalarından, doğan haklarını kullanmayı, sağlıklı bir şekilde büyümeleri engellenmektedir. Bu bebekler yaştaşlarına göre yaşama eksiden başlamaktadırlar” diye belirtti.
‘Hapishaneler intikam mekânları haline geldi’
İktidarların her dönemde olduğu gibi bu dönemde hapishaneleri muhaliflerden intikam almak için kullandığını vurgulayan Çiçek, “Hapishaneler, bir intikam alma mekânları haline getirilmiştir. Mekânların sağlıksız olması, insanların sağlıklı yaşamalarına gereken özenin gösterilmemesi nedeniyle sağlıklı giren bir insanın bile çok çabuk hasta olabildiği bu ortamda hasta olanlar, ağır hasta durumuna düşmektedir. Tedaviye ulaşım noktasındaki keyfi uygulamalar, insan onuruna uymayan yaklaşımlar nedeniyle engellenmekte, bu durum da hastalıkların daha da artmasına neden olmaktadır” şeklinde konuştu.
Sinan Gül’ün durumuna dikkat çekildi
Müebbet cezası alan ve Akhisar Kapalı Ceza İnfaz Kurumu A5 koğuşunda kalan hasta tutuklu Sinan Gül’ün durumuna dikkat çeken Çiçek, “Kaldığı odada ilk başlarda 8 kişi var iken, şimdilerde sayı 10-12 kişiye kadar çıkmıştır. Sinan Gül’ün omurilik kanal darlığı, bel fıtığı, reflü, gastrit, migren rahatsızlıkları varken, ailesinden aldığımız son bilgiye göre, bu hastalıklara boyun fıtığı ve gördüğü işkencelere dayalı olarak da damar tıkanıklığı eklenmiştir” diye belirtti.
Gül’e ilaçlarının çoğunun ailesi tarafından gönderildiğini belirten Çiçek, hapishane ile ailesinin ikamet ettiği Mersin arasındaki mesafenin çok olmasının, ailenin maddi sıkıntılar içerisinde olması nedeniyle her mahpusun hakkı olan ziyaretler gerçekleşemediğini ve bu yüzden ailenin kendilerine yakın bir hapishaneye sevk edilmesi talebini aktardı.
“Hapishanelerden ölümler çıkmasın” diyen Çiçek, “Biz insan hakları savunucuları diyoruz ki; hapishaneler intikam mekânları olmaktan çıkarılsın. Mahpuslara insan onuruna uygun bir şekilde yaklaşılsın ve hasta mahpuslar derhal serbest bırakılsın” talebinde bulundu.