Dersim’de geçtiğimiz Nisan ayında çıkan çatışmada ağır yaralı olarak tutsak düşen HPG gerillası Dicle Bozan, bir ay önce Menemen R Tipi Hapishanesi’ne sevk edildi ve tek kişilik hücrede tutuluyor. MA’nın haberine göre, Bozan’ın Kobanêli olmasından dolayı avukatlar da müvekkilliğini yapamıyor. Ancak baro adına her avukat kendisiyle 3 defa görüşme sağlayabiliyor. Bozan, sevk edilmeden önce Dersim Barosu avukatlarına gönderdiği mektubunda, sağlık durumuyla ilgili bilgi vererek tek başına ihtiyaçlarını karşılayamadığını yazdı.
Bozan’ın mektubu şöyle:
“Bir hasta tutsak olarak tüm sağlık haklarımdan mahrum ediliyorum. Bağırsaklarım dışarıda bir şekilde yaşamaya çalışıyorum. Hastaneye götürülmek için defalarca Elazığ Cezaevi yönetimine dilekçe yazmama rağmen olumlu bir dönüş olmadı. Tüm başvurularım sonuçsuz kalınca açlık grevine girmek zorunda kaldım. Buna rağmen yine hastaneye götürülmedim. Böylesi zor şartlarda daha sonra ameliyat yapılmam için tarih verildi. Ameliyat tarihin verildiği sürecin üzerinden geçmesine rağmen hala ameliyat olmadım. Sağlık durumum ciddiyetini koruyor. Tek bir dikişle bağırsaklarım dışarıda yaşıyorum. Ameliyat olmadığım takdirde vücudumda ciddi hasarlar meydana gelebilir.
Bu ay ameliyat edilme ihtimaline sevinirken, başka bir cezaevine gönderilme durumunu söylediler. Götürülme durumunda tek kalacağım söylendi. Tek kalamayacağımı hem de hiçbir işimi kendi başıma göremediğimi yazmak istiyorum. Kalp sorunum da var. Kalp rahatsızlığı sonucu bilinç kaybı yaşıyorum. Kriz durumunda 4 arkadaş ancak zapt edebiliyor. Kendime gelişim 1 saati buluyor. Tüm bu sebeplerden ötürü tek başıma kalamam. Hasta tutukluların cezaevinde yaşadıkları hak ihlalleri konusunda kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyorum.”
“Kesinlikle yalnız kalmaması lazım”
Bozan ile aynı koğuşta kalan ve 9 Kasım 2017’de tahliye edilen Berna Çelebi ise, Bozan’ın durumuna ilişkin şunları söyledi: “Bacağı olmadığı için rahat yürüyemiyordu. Bireysel ihtiyaçlarını karşılamada sıkıntı yaşıyordu. Bizim desteğimizle yaşam mücadelesi veriyordu. Bağırsakları dışarıda olduğu için bütün ihtiyaçlarını biz karşılıyorduk. Ayrıca Türkçe bilmediği için de dilekçe ya da yaşadığı sorunları bildiremiyor, iletişim de kuramıyordu. Yine baygınlık geçiriyor, baygınlık etkisiyle yoğun stres yasadığında dilini yutabiliyordu. Kesinlikle yalnız kalmaması lazım. Şu anda tek hücrede kalıyor. Sağlık durumundan endişeliyiz. Duyarlı herkesi insani görevini yerine getirmeye çağırıyorum.”