6 Şubat’ta Maraş Pazarcık merkezli 10 kentte meydana gelen depremlerin ardından Türkiye’deki deprem gerçekliği tekrar gündeme geldi. Depremin ilk gününden bugüne deprem bölgelerine yönelik başta arama kurtarma olmak üzere insani yardım çalışmalarını aralıksız sürdüren SMF Dersim Belediyesi tarafından bugün Yeraltı Çarşısı üzerinde bir panel gerçekleştirildi. Deprem Uzmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan ve Nasuh Mahuriki’nin katıldığı panele Dersim halkı yoğun katılım sağladı. Depremde yaşamını yitirenler adına yapılan saygı duruşunun ardından Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu açılış konuşmasını yaptı.
Kentteki yapıları incelemek amacıyla bir ekip oluşturduklarını söyleyen Maçoğlu, “İnşaat mühendisleri, jeofizik, jeoloji, şehir plancıları ve çevre mühendisleriyle bir ekip kurduk. Cuma gününden itibaren bütün binaları tek tek inceleyeceğiz. İncelemeler sonrasında jeofizikçi arkadaşlarımız parsel parsel çalışma yürütecek. Bu süreçte eksiklik görülen bütün yapılar denetlenecek. Çünkü ilimizde 3 bin 500’e yakın yapı var. Bu yapılara hızlıca müdahale etme imkanımız var. Yapı sahipleri, müteahhitler, mühendisler, bütün insanlarla ortaklaşa bunu yapabiliriz. Yapılan araştırmalar sonucunda alınacak raporlar doğrultusunda radikal kararlar uygulayacağız” diye konuştu.
Depremin bir afete dönüşmesine insanın neden olduğunu vurgulayan Deprem Uzmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, “Depremi bir yaşam biçimi olarak benimseyip buna göre şehirler inşa etmemiz gerekir. Bir sokakta bitişik düzende yapı yapılıyorsa yüksekliği aynı olması gerekir. Tunceli’deki bu gibi alanlar sakıncalı alanlardır. Bizim için önce can gelir. Bu nedenle bilim ve teknolojiyi kullanmamız gerekiyor” dedi.
Maraş fayının Malatya’ya kadar uzandığını ancak Tunceli’ye uğramadığını belirten Ercan, “Bölgedeki en çekinceli yer Yedisu faydır. Bu fay 8’e kadar deprem üretebilir. 1939’da Erzincan’daki olan depremin 7.19 şiddetinde olduğunu biliyorsunuz ve bunun yıkım gücü 11’dir. Yaklaşık 33 bin kişi hayatını kaybetmiştir” diye konuştu.
3 yıl önce uyarmıştık
Maraş blokunun olduğu yerde bir depremi beklediklerini 3 yıl önce söylediğini hatırlatan Ercan, “Büyüklüğünün de 7.6 olacağını söylemişiz. Bunu söyleseniz ne olacak? Ben, Tunceli’de 2 yıl sonra deprem olacak desem ne önlem alabilirsiniz? Buradaki yapı sayısı 3 bin 500. Deprem olan bölgede 13 buçuk milyon kişi yaşıyor. 4 milyon yapı var. Bu yapıların yüzde 52’si kaçak ve yüzde 25’i imar barışından yararlanmış. Yapılar eski yapılar. Yeni yapılar olsa dahi deprem yönetmeliğine uyanlar az. Yönetmelik var ama uymuyor” şeklinde konuştu.
Depremin kader olmadığını vurgulayan Ercan, alınacak önlemlerle depremin etkilerini daha da azaltabiliriz diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Panelde konuşan Nasuh Mahruki ise, yapılacak tüm işlemlerin depreme uyumlu şekilde yapılması gerektiğinin altını çizdi. Mahruki, “Yapı stoklarından tutun yasal düzenlemelere, kurumlarla ilişkilere, bürokratik düzenlemelere, eğitim sistemimize kadar. Yapmazsak ne olur? Şu an hala acılarını yaşadığımız gibi olur. Bu bir kader değil. Coğrafya kaderdir de bu bir kader değildir. Bu tamamen insan eliyle yükseltilmiş, travması, etkisi artırılmış bir insan kaynaklı problemdir. Depremin büyüklüğünü değiştiremezsiniz ancak onun yapı stoklarına olan etkisini değiştirebilirsiniz” ifadelerini kullandı.
Panel katılımcıların soruları ile son buldu.
Dersim / Selda Yıldız