Hıdır Yıldız / Dersim
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, eski Tunceli Valisi Mehmet Ali Özkan’a ve AKP eski Tunceli İl Başkanı Sercan Özaydın’a Hz. Ali’nin kılıcını temsilen Zülfikar hediye ettiği için tepki çeken Tunceli Cemevi Başkanı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Tunceli İl Müdürü Ali Ekber Yurt görevden alınmıştı.
Yurt, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Tunceli İl Müdürlüğünde görev yapan kurum çalışanlarına yaptığı baskılarla da gündeme gelmiş, personellere uyguladığı tehdit ve mobbinglerin yanı sıra çalışanlara uyguladığı sürgünlerle tepkilerin odağına oturmuştu. Şimdilerde ise 31 Mart 2024 yerel seçimlerine AKP’den aday adaylığı başvurusu bulunan Ali Ekber Yurt’un hala Tunceli Hacı Bektaşı Veli Cemevi Başkanlığından istifa etmemiş olması Dersim halkının tepkisine neden oldu.
“Cemevleri cümbüş evleri” diyen AKP ve MHP’yi ağırlayan ve cemevinde cuma hutbesi okutan Yurt hakkında sayısız suç duyurusu ve şikayet bulunmasına rağmen hakkında herhangi bir işlem yapılmamış olması ve uzun süre görevinde kalması Yurt’un nasıl bir koruma zırhına büründüğünün göstergesi durumunda. Ali Ekber Yurt’un AKP’den aday adaylığını ve cemevi başkanlığından istifa etmemesini Dersim halkına sorduk.
“Dersim Hep Sistemin Hedefinde Olmuştur”
“Dersim, tarihsel süreçten günümüze kadar Alevilik, Kızılbaşlık inancının en kadim topraklarında kendini var eden bir bölgedir. Yıllardan beri hep böyle merkezi sistemin hedefinde olmuştur. Çünkü kendine has bir dokusu vardır. Şimdi günümüze geldiğimiz zaman bu toprakların kendine ait inancına, kendine ait yorumlayış anlayışındaki o Raye Haq inancının kendine özgü değerlerine yönelik bir saldırı olduğunu görüyoruz”
“Dersim’deki Asimilasyon Sürecini Durdurmalıyız”
“Pirler veyahut Pirler Ocağı ne yazık ki şu aradaki asimilasyon sürecindeki o bağı, o fırtınayı durduramıyoruz. Çünkü arkamızda kitle örgütleri yok. Var olan cemevleri ile ilgili de ne yazık ki bunlar bu değerlerden uzak kişisel ve bireysel beklentiler içerisine girdiğini görüyoruz. Son dönemde Dersim’de özellikle tartışılan bir konu var ki cemevinin başındaki kişiler, başkanlar veyahut belediyeye hitap eden kişiler ki bizde pir, mürşit, derviş olarak ifade edilir. Bu kişilerin kişisel beklentileri üzerinden siyasete girmesi, özelikle girmiş olduğu siyaset de ne yazık ki toplumu var eden değerleriyle yıllardan beri problem olan, bu problemin hala aşılamadığı siyasi alanların olması bu toplumda ciddi bir çöküntüye dönüşmüş durumda.”
“Siyasete Giren İnanç Yerlerinden Çekilmelidir”
“Toplum da bu yaklaşımları doğru bulmamaktadır. Bizim yol ve inançsal değerlerimiz gereği biz şunu öğrendik. Fikir ve düşünce özgürlüğünü savunan bir kültürden gelen halkız. Tabii ki herkes fikirsel haklarını ifade etmelidir. Veyahut fikirlerini özgürce ifade etmelidir. Biz bunu savunuyoruz. Fakat bazı kurumlar bazı alanlar vardır ki toplumun ortak vicdanını temsil eder. Nedir bu? İnanç yerlerimiz, ocaklarımız… Buradaki kişiler siyasete girerken hangi partiden hangi siyasal görüşten olursa olsun buraya girdikleri zaman bu inanç yerlerinden çekilmeleri gerekir. Bir kişi siyasete giriyorsa inançsal toplumu ifade eden ortak değer kimliğinden uzaklaşması gerekiyor. Girmiş olduğu siyasal parti veyahut siyasal düşünce içerisinde kendini ifade etmesi gerekir ve bu siyasal görüşle kendini topluma tanıtması gerekir.
“Toplumun Ortak Vicdanını Temsil Eden Alanlar”
“Bir de cemevinin başındaki kişilerin kişisel beklentiler uğruna inançsal mekanları kullanmaları, bu mekanları bir zıplama yeri olarak kullanmaları inancımızdaki asimilasyon unsurlarındandır. Bizler, kimliğimize kültürümüze inancımıza sahip çıkmak isteyenler diyoruz ki lütfen toplumun bu ortak vicdanını, kimliğini temsil eden mekanlardan ayrılın, istifa edin kendi düşüncenizde özgür fikrinizde toplumun karşısına çıkın.”
“İnanç Yerleri Bireysel Beklentilere Alet Edilemez”
“Pir Sultan Abdal’ın dediği gibi “siyaset günleri gelip çatmalı açın kapıları şaha gidelim” dediği nokta budur. Kirliliklerin olduğu nokta, bu noktadır. Siz Pir Sultan Abdal’ın duruşuyla bir siyaset yapacaksanız zaten bunu pir mürşit kavramı ve kimlikle yapıyorsunuz demektir. Bireysel beklentilerinize cemevlerimizi, inanç yerlerimizi alet etmeyin. Bu, bizim inancımızın içsel etik bir değeridir. Bir an önce bu kurumlarımızdan ve ocaklarımızdan elinizi çekin. Çıkın halkın huzuruna siyasal görüşünüzü söyleyin, fikirlerinizi söyleyin, halk bu konuda vicdanlı bir şekilde size cevap verecektir.”
“Yol Erkan Kültürüne Aykırı Bir Tutum”
“Bizler cemevinde ve toplumun inanç merkezlerinde, bu tür mekanlarda kim olursa olsun buraları kendi siyasal çıkarlarına alet etmesine karşıyız. Kendi siyasal görüşlerinize inanıyorsanız çıkın halkın karşısına ve kendinizi anlatın. Ve halkı ikna edin. Ama siz bu halkın ortak kimliği arkasına sığınarak kendi siyasal kimliğinize alet ederseniz bu durum etik değildir. Yol erkan kültürüne aykırıdır. Çıkarsınız kamuoyunun kendinizi anlatın halk size güven duyarsa zaten tercihi sizden yana olur. Yol erkan kimliği bu yönde kullanmayın. Bu yönde inancımızı kirletmeyin”