Bizimle iletişime geçin

Güncel

Cumartesi Anneleri: Anneler Günü’nde çocuklarımızın bize çiçek getirmesini istiyorduk

Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 789’uncu haftasında, 4 Mayıs 1992 tarihinde gözaltına alınarak kayıp edilen İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek öğrencisi Hüsamettin Yaman ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğrencisi Soner Gül’ün akıbetini sordu

Cumartesi Anneleri “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirdikleri eylemin 789’uncusunu koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle sosyal medya hesapları üzerinden gerçekleştirdi. Cumartesi Anneleri, eylemde bu hafta İstanbul’da 4 Mayıs 1992 tarihinde gözaltına alınarak kayıp edilen İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek öğrencisi Hüsamettin Yaman ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğrencisi Soner Gül’ün akıbetini sordu.

‘Anneler Günü’nde çocuklarımızın bize çiçek getirmesini istiyorduk’

1993’de gözaltında kayıp edilen Özgür Gündem Muhabiri Ferhat Tepe’in annesi Zübeyde Tepe konuştu. Konuşmasına “Çocuklarımızı neden? kayıp ettiler. Çocuklarımızı neden? Öldürdüler” sözleriyle başlayan Zübeyde, “Katiller nerede? Neden onları aramıyorlar. Çocuklarımızın suçu neydi. Bize her şeyi yasaklıyorlar. Biz yasaklara rağmen çocuklarımızı aramaya devam edeceğiz. Yarın Anneler Günü’dür. Anneler için en güzel şey çocuklarının acısını görmemektir. Anneler Günü’nde çocuklarımızın bize bir çiçek getirmesini istiyorduk” dedi.

Ardından Hüsamettin Yaman’ın abisi Feyyaz Yaman söz alarak kardeşinin nasıl kayıp edildiğini ve verdikleri hukuk mücadelesini anlattı. Devletin sorumlulardan ve faillerden hiçbir haberinin olmadığını söylediğini ifade eden Feyyaz, sorumlulardan hesap sorulması için mücadeleye devam ettiklerini dile getirdi.

‘Kayıplar gerçeğini hatırlatmaya devam edeceğiz’

Eylemde bu haftanın açıklamasını, Cumartesi İnsanları’ndan oyuncu Nur Sürer okudu. Nur, “Yarın Anneler Günü. Kutuplaştırıcı siyasetin anneliği de ‘makbul’ ve ‘sözde’ olarak ayrıştırdığı bir iklimde hiçbir anneye evlat acısı yaşatılmaması temennisinde bulunuyoruz” diyerek zamana ve unutuşa terk edilmek istenen gözaltında kayıplar gerçeğini hatırlatmaya anlatmaya, aktarmaya devam ettiklerini belirtti.

4 Mayıs 1992 tarihinde Hüsamettin’in abisi Feyyaz Yaman’ı işyeri telefonundan arayan bir kişinin “Hüsamettin, Soner Gül ile birlikte Fındıkzade’de gözaltına alındı. Hayatlarından endişe ediyoruz. Bir an önce emniyete başvurun” dediğini hatırlatan Nur, her iki ailenin, önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne ardından devletin ilgili tüm kurumlarına başvurduğunu dile getirdi. Ailelerin İnsan Hakları Derneği ve Af Örgütü’ne çeşitli girişimlerde bulunduğunu kaydeden Nur, “Ancak Hüsamettin ve Soner’in gözaltına alındığı kabul edilmedi. Girişimlerini sürdüren Yaman Ailesi, 2 yıl boyunca polis takibinde tutuldu. 19 Aralık 2011 tarihinde özel harekât polisi Ayhan Çarkın’ın infazlar ve kayıplarla ilgili itirafları yayınlandı. Çarkın, itiraflarında Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ü gözaltına aldıktan sonra ormanlık bir alanda sorguladıklarını ve infaz ettiklerini açıkladı. Onların son sözlerinin ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek!’ olduğunu söyledi” diye ifade etti.

‘Failler cezasızlıkla korunuyor’

Bu beyanların ardından Hüsamettin’in ailesinin yeniden suç duyurusunda bulunarak dosyanın tekrar açılmasını istediğini dile getiren Nur, Ayhan Çarkın’ın ifadesine rağmen etkin bir soruşturma yapılmadığını belirtti. Nur, Hüsamettin ve Soner’in akıbetlerinin karanlıkta bırakıldığını, bilinen faillerin ise cezasızlıkla korunduğuna dikkat çekti. 

Nur son olarak şöyle konuştu:  “Devletler, zorla kaybedilen kişilerin akıbetini ve yerini saptamak, sorumluları belirlemek ve yargılamak zorundadır. Bir kez daha adli ve siyasi makamlara sesleniyoruz: hukukun evrensel ilkelerini, temel insani değerleri çiğnemekten vazgeçin; Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün akıbetlerini saptama, sorumlularını cezalandırma görevinizi yerine getirin.”



Aralık 2024
PSÇPCCP
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031 

Daha Fazla Güncel Haberler