Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde meydana gelen ve 7’si çocuk 25 kişinin yaşamını yitirdiği tren kazasına ilişkin 4 TCDD çalışanı hakkında açılan davanın ilk duruşması Çorlu 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme salonu küçük olduğundan kaynaklı duruşma adliyenin konferans salonunda görüldü. Duruşmaya katılımın yüksek olmasından kaynaklı konferans salonu da yetersiz kalması üzerine, aile ve izleyicilerin büyük çoğunluğu duruşma salonuna giremedi. Aile ve izleyicilerin salona girmek istemesi üzerine polisler ile izleyiciler arasında gerginlik yaşandı. Duruşma salonu kapıları içeriden kitlendi. İçerideki aile ve avukatların dışarı çıkmasına, dışarıdakilerin de içeri girmesine izin verilmedi.
Aileler darp edildi
Duruşma salonundaki aileler durumu, alkışlarla ve “Kaza değil cinayet” sloganları protesto etti. Mahkeme heyeti uzun süre duruşma salonuna gelmedi. Duruşma salonunun kilitli kapısı, izleyicilerin içeriden zorlaması ile açıldı. Kapının açılması üzerine polis içeri giren bazı aileleri darp etti. Avukatların araya girmesiyle kapıda kalan aileler de içeriye girebildi. Bazı aileler fenalaşarak, kriz geçirdi. Kazada, anne ve babasını kaybeden İsmail Kartal, duruşma salonuna girdiği sırada uğradığı darbın vücudundaki izlerini mahkeme heyetine gösterdi.
Avukatlar söz aldı
Mahkeme heyetinin yerini alması ile avukatlar, duruşma öncesinde yaşanılanlara ilişkin beyanlarda bulundu. Avukat Mürsel Ünder, şunları ifade etti: “Mağdur müşteki sayısının fazlalığı, dosyanın toplumsal mahiyeti sebebi ile duruşmanın kalabalık olacağını size defalarca söyledik, kabul etmediniz. Bu katliamda yakınlarını kaybeden ailelere konferans salonunun tahsis edilmiş olmasını lütuf olarak algılayamayız. Sizin yetkinizde olmasa da bilmeniz gerekiyor. Sabah 09.00 itibariyle buraya bir yürüyüş yaparak gelmek istedik. Yakınlarını kaybedenlerin aileleri, yürüyüş boyunca adalet istedikleri için polis tarafından suçlu muamelesi gördü. Herkesin elini kolunu sallayarak girebildiği adliyenin bahçesine bile giremedik. Üzerimize güvenlik diye demir kapıları çektiler. Konferans salonunun kapısına geldiğimizde, daha açılmamış duruşma için kim olduğu belli olmayan birileri kimlik tespiti yapıp salona bu şekilde almaya çalıştı. Bunu yaparken de yine güvenlik gerekçesi ile yaptılar. Nihayet bir kısmımız içeri girdikten sonra, yine siz daha duruşmayı açmadan ve duruşma hakkında bir kapalılık kararı verilmeden salonun kapıları kitlendi. İçeridekiler İçin hürriyeti tahdit suçunu işlediniz. Dışarıda kalan aileleri, biz avukatları darp ettiler. Görmediniz, anlatıyoruz. Müvekkillerimiz de anlatacaklar. Bundan sorumlu olanlar hakkında şu anda size ve cumhuriyet savcısına suç duyurusunda bulunuyoruz. Bu sizin göreviniz kapsamındadır.”
Ünder, “Müvekkillerimize de dışarıda uğradıkları darba dair beyanda bulunmaları için söz verilmesini talep ediyoruz” diyerek sözlerini bitirdi.
‘Soruşturma başlatılmasını istiyoruz’
Avukat Can Atalay da, “İsmail Kartal’ın sivil ve resmi giyimli kişilerin saldırısına uğradığını gördük. Saldıran kişilerin kimliğinin tespit edilmesini, bu kişilerle ilgili soruşturma başlatılmasını istiyoruz” dedi.
Heyet davadan çekildi
Mahkeme başkanı, saldıran polislerle ilgili suç duyurusunda bulunulması talebini oybirliğiyle reddettiklerini söyledi. Ardından avukatlar darp edildiklerini anlatmaya devam edince savcıdan görüşü soruldu. Savcı, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.
Mahkeme heyeti verdiği kararında, salondakilerin kendilerine ilişkin kanunsuz emir verdiği iddiasını öne sürerek davadan çekildiğini açıkladı. Heyet, kararı verip salondan ayrıldı. Bu sırada mağdur ve müştekiler, heyeti “Ülkede adalet bırakmadınız” diye bağırarak protesto etti.
Dosya, mahkeme heyetinin çekilme kararının değerlendirilmesi için Çorlu 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.