Bizimle iletişime geçin

Güncel

ÇHD: 1 Mayıs’ta Taksim’e yürümek isteyenlerin hakları ihlal edildi

ÇHD, “1 Mayıs alanı Taksim’dir” diyerek Taksim’e yürümek istedikleri için polis saldırılarına, tutuklamalara ve gözlatılara ilişkin hazırladığı hak ihlallerini raporunu açıkladı. Rapora göre; 1 Mayıs tarihinde barışçıl protesto hakkı ve ifade özgürlüğü, 1 Mayıs’tan bu yana ise haksız tutuklamalar ile kişi özgürlüğü ve güvenliği, eğitim, çalışma, adil yargılanma gibi temel hakları ihlal edildiği vurgulandı.

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi, Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfında, “1 Mayıs alanı Taksim’dir” diyerek Taksim’e yürümek istedikleri için gerçekleşen polis saldırıları, gözaltılar, tutuklamalar ve hak ihlallerinin izlenmesi sonucunda oluşturduğu hak ihlalleri raporunu açıkladı.

Raporda; şu anda hali hazırda 41 kişi, 1 Mayıs’ı Taksim’de kullanmak istediği için çeşitli suçlamalarla tutuklu olduğu belirtildi. Rapora göre; Son AYM kararı ve öncesinde verilen birçok AYM ve yüksek mahkeme kararları uyarınca 1 Mayıs’ta halka açılması gereken Taksim Meydanı’na ulaşmak isteyen bu kişilerin 1 Mayıs tarihinde barışçıl protesto hakkı ve ifade özgürlüğü, 1 Mayıs’tan bu yana ise haksız tutuklamalar ile kişi özgürlüğü ve güvenliği, eğitim, çalışma, adil yargılanma gibi temel hakları ihlal edilğine dikkat çekildi. ÇHD, 3 Temmuz’da, 17 Temmuz’da ve 4 Eylül’de 1 Mayıs’ta Taksim’e yürümek istedikleri için tutuklanlar ve davası devam eden kişiler için herkesi davaya çağırdı.

‘Taksim Meydanı’nı kazanacağız’

Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi Genel Başkanı Ezgi Önalan, 3 Temmuz’da görülecek olan davaya çağrı yaptı. Önalan, “Herkesi tüm kamuoyunu özellikle mesleştaşlarımızı davaya davet ediyoruz. 17 temmzu’da ve 4 Eylül’de yapılacak olan davayada tüm herkesi bekliyoruz. Taksim’i yalnız bırakmayacağız. 1 Mayıs’ı yalnız bırakmayacağız. 1 Mayıs alanı Taksim meydanı’dır. Taksim Meydanı’nı kazanacağız” dedi.

Basın metnini ve raporu avukat Yağmur Kavak okudu.

Kavak’ın okuduğu ‘1 Mayıs 2024 hak ihlalleri raporunun tamamı aşağıdadır;

Önceki yıllarda olduğu gibi 2024 yılı 1 Mayıs’ında da işçiler, emekçiler, öğrenciler, sendikalar, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri toplumsal mücadeleler tarihi tarafından ve birçok yüksek mahkemenin kararıyla da tescillendiği üzere 1 Mayıs’ın tarihsel alanı olan Taksim Meydanı’nda kutlamak istemiştir. Birçok kurum tarafından Taksim Meydanı’na çağrı yapılmış, barışçıl toplanma ve protesto hakkının kullanılması için toplanma programları kamuoyuna deklare edilmiş ve mitingin sağlıklı şekilde yapılabilmesi için organizasyonlar tamamlanmıştır . Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu tarafından Taksim Meydanı’nda miting yapmak üzere İstanbul Valiliğine başvuru yapılmıştır.

23.04.2024 tarihinde İstanbul Valisi Davut Gül gazetecilere “1 Mayıs 2012 yılında itibaren Taksim’de kutlanmıyor. Dolaysıyla Taksim bu anlamda bu tür etkinliklerin tamamına kapalı. Biz başta DİSK, KESK ve benzeri kuruluşlar olmak üzere talep eden herkesle konuştuk. Taksim’de bu sene olmayacağını kendilerine izah ettik” şeklinde açıklama yapmış ancak gerek Valilik resmi internet sitesi gerekse başka bir araç ile Taksim Meydanı’na ilişkin bir yasaklama kararı açıklanmamıştır. Buna rağmen 30.04.2024 tarihinde İstanbul Valiliğinin internet sitesinde “1 Mayıs Tedbirleri Basın Açıklaması (2024/31)” başlığıyla Şişli, Beyoğlu, Fatih ve Beşiktaş ilçelerinde kapatılan yol, durak ve ulaşım araçlarının sıralandığı bir açıklama yayınlanmış, Taksim Meydanı’na ulaşımı fiilen imkansız hale getirecek şekilde alınan önlemleri duyurulmuştur.

Saraçhane Meydanı’nda yaşanan hak ihlalleri

1 Mayıs günü sabah erkenden İstanbul’un birçok bölgesi ulaşıma kapatılmıştır. Saraçhane Meydanı’nda ise gidiş güzergahı üzerinde bir kısım yollar açık bırakılmış, meydan girişinde polis güvenlik noktaları konulmuş ve meydana girmek isteyen kişiler bu güvenlik noktalarından çantaları aranarak geçip meydanda toplanmışlardır. Üst aramaları sırasında İbrahim Kaypakkaya siluetli flamaları nedeniyle 17 kişi meydan girişinde gözaltına alınmıştır.

Meydanın Taksim’e yönelen çıkışındaki Bozdoğan Kemeri’nin altına polis barikatı kurulmuş, akrep ve TOMA’lar konuşlandırılmıştır. Miting devam ederken sendika ve parti temsilcilerinden bir heyet Bozdoğan Kemeri altındaki polis ekibi ile görüşme gerçekleştirmiş, Anayasa Mahkemesi kararları hatırlatılmış ve barikatın açılması talep edilmiştir. Polis amirleri görüşmelerin tamamına olumsuz cevap vermiş ve gerekçesiz şekilde barikatın açılmayacağını, kitlenin barikattan uzaklaşması gerektiğini ifade etmiştir. Taksim’e yürümek konusunda ısrarcı olan kitleye polis saldırısı gerçekleştirilmiştir. Müdahale sırasında çok fazla miktarda biber gazı ve plastik mermi kullanılmıştır. Yüzlerce kişi gazdan etkilenmiş ve bir kısım protestocu da plastik mermiyle yaralanmıştır. Polis raporlarına göre 300 adet 400 ml Jenix biber gazı ve 120 kutu FN potu kullanılmıştır. Bir çok kişi biber gazı nedeniyle saatler boyunca nefes almada zorluk yaşamış, bir kişi ise gözüne plastik mermi isabet etmesi nedeniyle gözünü kaybetmiştir.

Herhangi bir mahkeme kararı bulunmaksızın Saraçhane Meydanı’nın tamamında ve polis bariyerinin önünde dronelar, resmi polis kameraları ve polis memurlarının kendi şahsi telefonlarının kameralarıyla sürekli olarak görüntü alınmıştır.

Beyoğlu’nda yaşanan hak ihlalleri

Bu toplanmanın dışında; Taksim Meydanı’na ulaşmak isteyen birçok kişi, Beyoğlu civarında polis saldırısıyla karşılaşmış ve gözaltına alınmışlardır. 01.05.2024 tarihinde İstanbul’un çeşitli yerlerinden Taksim’e varmak üzere basın açıklaması yapmak üzere hareket eden 226 kişi hakkında yakalama işlemi yapılmıştır. Bu işlemler sırasında birçok kişi fiziksel ve psikolojik olarak polis şiddetine maruz kalmıştır. Yakalama işlemi yapılan 35 kişi hakkında 1 günlük gözaltı kararı verilmiş ve bu gözaltı kararı uzatılarak 04.05.2024 tarihine kadar gözaltında tutulmuşlardır.

1 Mayıs günü ilk gözaltı işlemi 08.00 civarında olmasına rağmen saat 17.00’a kadar avukatlar İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne alınmamış, gözaltında tutulan ve aralarında çocuklar da olan 226 kişininavukatlarına erişimi uzun süre boyunca kısıtlanmıştır. Bu süre zarfında gözaltındaki kişiler, bir kısmı kelepçeli ve ters kelepçeli olmak üzere gözaltı araçlarında bekletilmişlerdir. Haklarında “ifadeden sonra serbest bırakma” yönünde savcılık talimatı olan kişilerin bir kısmı gözaltına alındıkları yere uzak semtlerde gece geç vakitte serbest bırakılmış, ikametlerine dönme konusunda sorun yaşamış; bu kişilerin ailelerine ve avukatlarına serbest bırakılacakları hastanelerin bilgileri verilmemiştir.

1 Mayıs akşamı İstanbul Valisi Davut Gül, kendisine ait resmi Twitter hesabından “Hiç bir suç cezasız kalmaz. 210 kişi gözaltına alındı. Devlet yarına bırakır ama yanına bırakmaz. #İstanbul” şeklinde paylaşım yapmıştır.

1 Mayıs sonrası süreç

3 Mayıs 2024 tarihinde, 1 Mayıs’ta Saraçhane’den Taksim’e yürümek isteyen kişiler arasından polisin görüntü incelemeleriyle tespit edilmiş olan 47 kişilik bir listeye yönelik olarak 2911 Sayı Kanuna Muhalefet ve TCK Madde 265’te düzenlenen Görevi Yaptırmamak İçin Direnme suçlamalarıyla sabaha karşı evleri baskınları yapılmış ve 30 kişi gözaltına alınmıştır. Evlere yapılan operasyonlar sırasında dijital materyallere de el konulmuştur. Aynı gün İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya twitter isimli sosyal medya platformundaki resmi hesabından “GEREĞİ YAPILDI – 13 A- 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde İstanbul’da Taksim Meydanına çıkmak için SARAÇHANE Meydanında toplanan ve polislerimize taşlı sopalı saldırıda ve fiziki müdahalede bulunan 29 şüpheli olaydan sonra kaçtıkları adreslerde bugün yakalandı. Kamera kayıtları ve yüz tanıma sistemi ile saldırıya karıştığı tespit edilen diğer şahısları yakalamaya yönelik operasyonlarımız devam ediyor. Aziz Milletimizin Bilmesini İsterim ki; 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü provoke etmeye çalışarak, halkımızın huzur ve güvenliği için gece gündüz demeden çalışan kahraman polislerimize saldıranları tek tek yakalayıp adalete teslim edeceğiz. ! Operasyonları gerçekleştiren Kahraman Polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayaklarına taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle #TürkiyeninHuzuru” şeklinde paylaşım yaparak ev baskınlarında polis tarafından çekilmiş olan görüntüleri paylaşmıştır.

Bu operasyonla halihazırda gözaltında tutulmaya devam edilenlerle birlikte 1 Mayıs nedeniyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde tutulan kişilerin sayısı 65’e çıkmıştır. Gözaltı süreci boyunca özellikle Organize Şube Müdürlüğü nezarethanesinde tutulan kadınlara ayrımcı ve işkenceye varacak muameleler gerçekleştirilmiştir. Kadınların ped ve tuvalet ihtiyaçları karşılanmamış; tuvalete gitme talebinde bulunanlara polis memurları tarafından “Tuvaletini poşete yap.” denmiş ve bazı kadınlar ihtiyaçlarını poşetle gidermek durumunda kalmıştır.

04.05.2024 tarihinde gözaltındaki 65 kişi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na çıkarılmıştır. Gözaltındaki kişilerin ifadeleri, dosya savcısı tarafından görevlendirilmiş talimat savcıları tarafından alınmıştır. 65 kişiden 52’si Terör Örgütü Propagandası Yapma (Terörle Mücadele Kanunu Madde 7/2), Kanuna Aykırı Toplantı Veya Gösteri Yürüyüşlerine Katılma ve Direnme (2911 Sayılı Kanunun 32/1), Cumhurbaşkanına Hakaret (Türk Ceza Kanunu Madde 299) ve Görevi Yaptırmamak İçin Direnme (Türk Ceza Kanunu Madde 265) suçlarının işledikleri gerekçesiyle tutuklanma talebiyle, 13 kişi adli kontrol altına alınma talebiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilmiş; 52 kişiden 38’i tutuklanarak Marmara Kapalı Hapishanesine gönderilmiştir. Tutuklama kararının ardından Çağlayan Adliyesi Sulh Ceza Hakimlikleri koridorundan adliye nezarethanesine götürülmekte olan kişilerden biri polis şiddetine maruz kalmış, asansör içinde darp edilmiş, sesleri duyarak olay yerine giden avukatların görüntü alması engellenmiş ve nezarethaneye apar topar indirilen kişiyle avukatlar ile milletvekillerinin görüşmesi engellenmiştir. Tutuklanmayan kişiler belirlenen yerlere başvurmak ve/veya yurt dışına çıkmamak şeklinde adli kontrol altına alınma kararlarıyla serbest bırakılmıştır.

05.05.2024 tarihinde aynı soruşturma kapsamında 20 kişi hakkında daha gözaltı kararı verilmiş ve bu kişilerden 12’si sabaha karşı evleri basılarak gözaltına alınmıştır. Bu operasyonlar sırasında herhangi bir el koyma kararı olmamasına rağmen birçok kişinin telefonlarına el konulmuş ve bazı kişilerden telefon şifreleri polis zoruyla alınmış ve telefonları zorla açtırılmıştır. Ev baskınları sırasında bir kişinin evinin kapısı polislerce kırılmıştır. Gözaltına alınan kişilerin kolluk ifadeleri aynı gün alınmış ve 06.05.2024 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na götürülmüşlerdir. Dosya savcısı ifadeler sırasında yine görev almamış ve başka birçok savcı görevlendirilmiştir. 12 kişinin 12’si de Toplantı Ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet (2911 sayılı Kanun’un 32/1. Maddesi) ile Görevi Yaptırmamak İçin Direnme (TCK madde 265) suçlarını işledikleri gerekçesiyle tutuklanma talebiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilmiştir. 12 kişiden 11’i aynı gün tutuklanmış ve kalan bir kişi adli kontrol altına alınma kararıyla serbest bırakılmıştır. Ne var ki serbest bırakılan kişi hakkında dosyaya Savcılık tarafından yeni fotoğraflar eklenmiş ve serbest bırakılmasına itiraz edilmiştir. Savcılık tarafından yapılan bu itiraz sonrası bu kişi de tutuklanmıştır. El koyma kararı olmamasına rağmen el konan telefonlar, kişilerin talep etmesine rağmen avukatlarına teslim edilmemiş, hapishaneye götürülmüştür. Polisler tarafından ise bu talebin reddine gerekçe olarak tutuklama kararlarından sonra slogan atılmış olması gösterilmiştir.

21.05.2024 tarihinde yine Saraçhane’den Taksim’e yürüme talebinde bulunan kişilerden oluşan 39 kişilik bir liste hazırlanarak arama- el koyma ve gözaltı kararı çıkartılmıştır. Bu kişilerden 27’si gözaltına alınmıştır. 21.05.2024 tarihinde kolluk ifadeleri alınmaya başlamış fakat tamamlanmamıştır. 22.05.2023 tarihinde kolluk ifadeleri tamamlanmış ve bu kişiler 23.05.2024 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na çıkarılmıştır. Dosya savcısı yine hiçbir şüphelinin ifadesini almamış; Toplantı Ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet (2911 sayılı Kanun’un 32/1. Maddesi) ile Görevi Yaptırmamak İçin Direnme (TCK madde 265) suçlarını işledikleri gerekçesiyle gözaltında bulunan 27 kişinin tümü tutuklanma talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilmiştir. 27 kişinin 27’si de tutuklanmış ve Marmara Kapalı Hapishanesi’ne gönderilmiştir.

Tüm bu operasyonlar sırasında ve sonrasında, hakkında yakalama kararı olduğunu öğrenen ve ifade vermek üzere kendiliğinden Savcılığa giden kişiler de bulunmaktadır. İfade verdikten sonra aynı gerekçelerle tutuklanan kişilerle birlikte 1 Mayıs nedeniyle toplamda 82 kişi tutuklanmıştır.

Tutuklama kararlarına ilk itirazlar ile 4 kişi hakkında öğrenci olmaları veya sağlık sorunları gerekçe gösterilerek tahliye kararı verilmiş, kalanlar hakkında itirazlar reddedilmiştir. 27 Mayıs’ta ilk operasyonda gözaltına alınan kişiler, 29 Mayıs’ta ise ikinci operasyonda gözaltına alınan kişiler hakkında ana soruşturma dosyasından ayırma kararı verilmiştir. 29 Mayıs’ta dosyası ayrılan kişiler hakkında iddianame düzenlenerek soruşturma dosyası kapatılmış, ancak ana dosyada bulunan kişilerden öğrenci olanlar hakkında öğrencilik sebebiyle aynı savcılık tarafından tahliye mütalaaları verilmiş, bu talepler hakimliklerce kabul edilmiştir. Bu şekilde tutuklanan kişilerden öğrenci olanların bir kısmı öğrencilik sebebiyle bırakılmış, diğer öğrenci ve işçiler ise gerekçesiz şekilde eşitlik ilkesine aykırı olarak tutuklu tutulmaya devam edilmiştir.

Hapishanede yaşanan hak ihlalleri

1 Mayıs tutsaklarının birçoğu hapishanede hak ihlallerine maruz kalmıştır. Tutsaklar kitap-yayın hakkı, sohbet hakkı ile spor hakkı başta olmak üzere birçok hakkı kullanmaktan mahrum bırakılmıştır. Bu hakların kullanımlarının engellenmesine ilişkin hapishane idaresinin gerekçesi ise tutsakların gözetim süresinde olduğu ve bu sebeple bu hakların kullandırılamayacağıdır. Ne var ki hukuka aykırı olan ve hakların kullanımı konusunda hiçbir belirleyiciliği olmayan bu sebep ortadan kalktıktan sonra dahi sohbet ve spor hakkı hala kullandırılmamaktadır. Yine tutsaklara posta yolu ile gönderilen ve görüşçüleri tarafından getirilen; hakkında herhangi bir yasaklama kararı olmayan ve ISBN numarası da bulunan bir kısım siyasi içerikli kitap da hapishanenin düzenini bozabileceği ve hapishane güvenliğini tehdit edebileceği gerekçesiyle teslim edilmemiştir. Üniversite sınavına girecek olan bir tutsak, hapishane kimliği olmaması gerekçesiyle ikinci günkü sınavına hapishane idaresi tarafından 20 dakika geç götürülmüştür. Avukat görüşüne çıkan bir tutsak ise görüş kabininden çıktıktan sonra kaba dayağa maruz kalmıştır. Gardiyanlar, tutsağın üstüne çullanmış, kendisine kaba dayak uygulamış ve zorla ayakkabıları çıkarttırılmıştır. Tutsak öğrencilerin bir kısmının okul sınavlarına götürülme talepleri sonuçsuz bırakılmış ve bu şekilde sınavlarına girme hakları engellenmiştir.

Güncel durum

Bu operasyonlar ve tutuklamalar sonrası üç ayrı iddianame hazırlanmıştır. Saraçhane Meydanı’na girmek isterken İbrahim Kaypakkaya siluetli flamalar gerekçesiyle gözaltına alınan ve tutuklanan 6 kişi hakkında tefrik kararı verilerek iddianame hazırlanmış; tensip ile tutukluluk hallerinin devamına karar verilerek ilk duruşmanın 17.07.2024 tarihinde yapılmasına karar verilmiştir. İlk operasyondaki kişileri kapsayan ilk iddianame, İstanbul 44. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edilerek tutukluların tamamının tutukluluk hallerinin devamı ile ilk duruşmanın 17.07.2024 gününe verilmesine karar verilmiştir.

İkinci operasyon ile gözaltına alınan kişilere ilişkin hazırlanan iddianame, İstanbul 25. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından delillerin toplanamaması gerekçesiyle iade edilmiş ve Savcılık, bu iade kararına itiraz etmiştir. İade kararına itirazı inceleyen Ağır Ceza Mahkemesi, Savcılığın itirazını yerinde bulmuş ve dosyayı İstanbul 25. Asliye Ceza Mahkemesine geri göndermiştir. İddianameyi kabul eden İstanbul 25. Asliye Ceza Mahkemesi, tensip zaptıyla tüm tutukluların tutukluluk halinin devamına karar vererek ilk duruşmayı 03.07.2024 tarihine vermiştir.

Üçüncü operasyon ile gözaltına alınan kişilere ilişkin hazırlanan iddianame, İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından delillerin toplanamaması gerekçesiyle iade edilmiş ve Savcılık, bu iade kararına itiraz etmiştir. İade kararına itirazı inceleyen Ağır Ceza Mahkemesi, Savcılığın itirazını yerinde bulmuş ve dosyayı İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesine geri göndermiştir. İddianameyi kabul eden İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesi, tensip zaptıyla 11 kişi hakkında tahliye, 4 kişi için ise tutukluluk halinin devamına karar vererek ilk duruşmayı 04.09.2024 tarihine vermiştir.

Sonuç ve değerlendirme

Gelinen aşamada, hakkında tutuklama kararı verilmiş 82 kişiden 41’i; avukatların itirazları, savcının bir kısım tahliye talebi, tensip incelemeleri ve tutuk inceleme duruşmalarında tahliye edilmiştir. Şu anda hali hazırda 41 kişi, 1 Mayıs’ı Taksim’de kullanmak istediği için çeşitli suçlamalarla tutuklu olarak tutulmaktadır. Son AYM kararı ve öncesinde verilen birçok AYM ve yüksek mahkeme kararları uyarınca 1 Mayıs’ta halka açılması gereken Taksim Meydanı’na ulaşmak isteyen bu kişilerin 1 Mayıs tarihinde barışçıl protesto hakkı ve ifade özgürlüğü, 1 Mayıs’tan bu yana ise haksız tutuklamalar ile kişi özgürlüğü ve güvenliği, eğitim, çalışma, adil yargılanma gibi temel hakları ihlal edilmiştir.

Basına yansıyan bilgiler ve AKP’li siyasetçilerin yaptığı açıklamalar değerlendirildiğinde yapılan işlemler ve verilen kararların tamamının siyasi saiklerle yapılmış olduğu değerlendirilmektedir. Raporda yer alan hak ihlallerini uygulayan, bir kişinin gözünü kaybetmesine neden olan, nezarethanede işkence suçu işleyen memur ve amirlerden hiçbiri hakkında gözaltı işlemi uygulanmamış, hatta bu kişilerin henüz ifadesi dahi alınmamıştır.

Tutuklama gerekçeleri arasında “daha önce benzer dosyalarının bulunması” gibi hukuka aykırı nedenler sayılmış, tutukluluk incelemelerinde “tutukluluk halinin sona ermesini gerektirir yeni bir bulgu bulunmadığı” gibi masumiyet karinesini ve tutuklamanın son çare olması gerekliliğini yok sayan gerekçeler sıralanmıştır. Tüm bunlar soruşturma ve kovuşturma makamlarının tarafsız ve bağımsız olmadığı değerlendirmesini yapmamıza neden olmaktadır. Tutuklama talebiyle hakimliğe sevk edildikten sonra adli kontrolle serbest bırakılan bir kişinin dahi dosyada halihazırda var olan bir görüntünün ilk kez çıktısının alınması suretiyle, serbest bırakıldıktan 1 gün sonra yeniden yakalanması ve tutuklanması; aynı okul ve sınıfta okuyan kişilerden bir kısmının yalnızca öğrencilik gerekçesiyle serbest bırakılıp bir kısmının gerekçesiz şekilde tutukluluk halinin devam etmesi; 1 Mayıs günü barışçıl protesto hakkını kullanarak Taksim’e çıkan kişilerin bir kısmı hakkında olması gerektiği gibi takipsizlik verilerek diğer bir kısmı hakkında tutukluluğun devam ettirilmesi gibi bir çok hukuka aykırılık dosyanın hukuki niteliğine olan güvenin yok olmasına neden olmuştur.

Yargının, temel insan hakları ilkelerinin ve tarihimizin gösterdiği tek bir doğru bulunmaktadır: 1 Mayıs alanı Taksim Meydanı’dır. Yaşasın 1 Mayıs! Biji 1 Gulan!



Kasım 2024
PSÇPCCP
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930 

Daha Fazla Güncel Haberler