4 Ağustos 2024 günü Yeni Özgür Politika gazetesinde Dersim Belediye Başkanı Cevdet Konak’la yapılmış olan bir röportaj yayınlandı… Konak dilinden röportajın özeti şu; “Kayyım değil, SMF yönetimi belediyeyi çökerterek komaya koydu!” Bu durumda bize de sormak düşer; kim dost kim düşman?!… Zira, Konak yönetememesinin faturasını çıkardığı SMF’ye bitmeyen hınçla saldırırken, kayyımu şirin göstererek aklama aymazlığından da geri durmuyor! …
Bahis konusu röportaj farkına varmadan Cevdet Konak’ın negatifini çekerek Konak adına tastamam bir talihsizliğe imza atmıştır. Talihsizliktir çünkü, Cevdet Konak bu röportajla basiretsizliğini ve yönetemeyeceğini kamuoyuna beyan etmiştir… Seçilmesinden sonraki ilk icraatlarının su ve ulaşıma zam yapmak, yani SMF belediyesinin Dersim halkı lehine getirdiği kazanımlarını tırpanlamaya dönük kararlar alması, yönetememenin somut tastiğidir… Belediye başkanı Konak, belediye yönetimine dönük pozitif manada ne somut bir proje ne bir hizmet programı ne bir çalışma planı ne de belirlenmiş görevlerle somut bir hedef ortaya koymamış/koyamamıştır. Bilakis, “koma hali-yoğun bakım hali” tasviriyle büyük bir belirsizlik itirafı ortaya koymuş, hamaset yapmakla yetinmiş, demagoji ve manipülasyona sarılmıştır. Talihsizliğinin daha da üzücü olanı ise seçilmesini sağlayan ittifak güçlerine saldırmakla ortaya koyduğu yön kaybıdır. Kayyımı teğet geçerek adeta aklama yoluna gitmiş, Erdoğan’ın belediyeleri borç ödeme hilesiyle esaret altına alarak felç etmeyi hedefleyen yeni saldırı siyasetine tek bir laf bile etmemiştir/edememiştir!
Aylar geçmesine rağmen belediye hizmetleri adına bir icraattan söz edememiştir. Bu aczin ürünü olarak “günah keçisi” aramaya kalkmış ama yanlış yerde aradığı için acınacak duruma düşmüştür. Dersim Belediyesine “yoğun bakım” teşhisi koyarak, sebebini popülist siyaset ve reklamcılığa dayanan SMF belediyeciliği anlayışıyla açıklamış ama “yoğun bakımdan” nasıl çıkaracağını açıklamamış/açıklayamamıştır. Durum tespit memuru değil, çözüm üretmesi gereken belediye başkanı olduğunu unutmuş olmalı Konak… SMF’nin “söz-karar-yetki halka” ‘‘paradigmasını” reddeden yaklaşımını ‘‘halkla birlikte karar aldık” spekülasyonuyla izah etmeye kalkışmıştır. Hamaset yapmaktan başka bir çözüm projesi ve yönetim anlayışı vb. ortaya koyamamıştır. Bütün kötülüklerin anası olarak ittifak güçlerinin (SMF’nin) belediyeciliğini göstermiş, bütün siyasetini bunun üzerine kurmuştur. İktidarın ve kayyımcılığın “yoğun bakım” durumunda bir payını tespit etmemiş, sorumluluğu SMF’ye yıkarak kayyımı aklamıştır… Bizzat kendisini seçen ve seçilmesini sağlayan ittifak güçlerine dayanışma çağrısı yapma, birlikte yönetmeye davet etme yerine, ittifak gücü SMF’yi hedef alarak boş salvolarda bulunarak saldırmıştır. Eskiye dayalı şahsi husumetini ittifaka rağmen sergilemekten geri durmamıştır…
Konak icraatlarını; Dersim halkının SMF belediyesi dönemindeki kazanımlarını geri alma zemininde açıklamış, yönetemediğini bu tutumuyla ortaya koymuştur. Halkın kazanımlarını tırpanlayan bu kararları Dersim halkıyla birlikte aldığını söyleyen Konak’ın doğru söyleme şansı bir milyonda birdir! Zira, Dersim halkı dahil, hiçbir halk ucuz kullandığı suyu daha pahalı kullanmayı istemez, tercih etmez, onaylamaz! Bu bir. İki, hiçbir halk (Dersim halkı da) ucuz kullandığı ulaşım hakkını daha pahalı kullanmayı benimsemez, istemez. Ucuza aldığı ekmeği pahalıya almayı onaylamaz, istemez. İşçi mücadeleyle yükselttiği ücretlerinin düşürülmesini onaylamaz. Çalışma olanaklarının elinden alınıp işsiz kalmayı istemez… Hele yaşam bu kadar pahalı, yoksulluk bu denli derin ve açlık bu kadar yakıcı iken hiç istemez. Dersim halkı Konak’ın bu uygulama ve kararlarını benimsemeyeceği gibi, DEM Parti de bu yönetim tarzını, daha doğrusu bu yönetimsizliği ve yönetim krizini olumlamaz! Belli ki Konak sadece ittifak güçlerini karşısına alarak onların desteğini yitirmekle kalmayacak, başta Dersim halkı olmak üzere, DEM Partinin desteğini de yitirecektir. Röportajın resmettiği Konak negatifi bunun ipuçlarını göstermektedir.
‘‘Kayyımlarla başlayalım” diyen röportajın kayyımı teğet geçerek röportaja giriş için vesile yapıp ana maksatta SMF belediye yönetimi ve başkanını suçlamayı yeğlemiştir. SMF karşıtlığı iktidar ve kayyım karşıtlığına ağır basmış, bunun yol açtığı şuursuzlukla SMF belediyesi döneminin Dersim belediyesini çökerttiğini ileri süren aymazlığa düşmüştür. SMF’yi suçlamakla meşgul olan Konak, SMF belediyesinin bu “çöküşü” nasıl yaptığını, belediyeyi nasıl “çökerttiğini” açıklama sorumluluğu göstermemiştir. SMF’nin “söz-karar-yetki halka” formülasyonuna dayanan yönetim anlayışı mı, 1 Mayıs, 8 Mart gibi günlerde işçilere ve kadınlara haklar tanıyan kararları mı, çalışma saatini 7 saate indirmekle mi, işçi ücretlerini emeklerinin karşılığı ve yaşam şartlarının iyileştirilmesi için yükseltmesi, emeğin hakkını verdiği için mi, aşevinde yoksullara yemek verme ve fırında halka ucuz ekmek sunma politikalarıyla mı, ücretlendirilemez olan doğadaki suyun halka daha ucuz satılması/sunulması kararıyla mı, halkın daha ucuz ulaşım şartlarına ulaşması, ulaşım hakkından yararlanmasına dönük düzenlemelerle mi, kapitalist sömürü, rant ve talan siyasetine karşı geliştirdiği politikalarla mı vb. Dersim belediyesini çökertti? Nasıl yaptı? Kayyım döneminde Dersim Belediyesi ne durumdaydı, SMF belediyesi döneminde nasıldır? Konak’a bakılırsa, kayyım dönemi sorunsuz iyi durum ama SMF dönemi belediyenin çökertildiği dönem!?… Konak bütün bunları açıktan ifade etmek yerine, “SMF belediyesinin popülist ve reklamcı yönetim anlayışı belediyeyi çökertmiş” sözleriyle kaçak dövüşmeyi tercih ediyor. “Çamur at tutmazsa izi kalır” taktiği Konak’ın SMF’ye karşı başvurduğu çürük burjuva siyasettir…
Oysa, yukarıda işaret ettiklerimiz, yani SMF belediyesinin yönetim anlayışı ve bu temelde aldığı karar ve gerçekleştirdiği uygulamaların tümü, SMF’nin yönetim anlayışı ile burjuva yönetim anlayışı arasındaki temel farklardır. Demokratik-sosyalist yönetim anlayışı ile kapitalist yönetim anlayışı arasındaki farklardır ki, bunları Konak’ın anlamasını bekleyemeyiz… Konak bilmelidir ki, Dersim Belediyesi büyük fedakârlıklar, büyük emek ve çabalarla yönetildi. Bu yönetim kabiliyeti sayesinde kayyımcı baltalamalar boşa çıkarılarak Dersim Belediyesi bugünlere taşındı. Bunların altında demokratik, halkçı yönetim anlayışı vardı… SMF belediyeyi alırken her şey toz-pembe değildi! Aksine kayyım tarafından iş yapamaz durumda borçlandırılmış üstelik bir sonraki beş yılda belediyeye ödenen vergiler de adeta gasp edilircesine peşin alınmış ve SMF belediyesi yerelde vergilerden gelecek hiçbir kaynağı kullanamamıştır. Buna rağmen yönetti ve halkın yararına bir dizi kararlar alıp, şimdi sizin işbaşına gelir gelmez ilk iş olarak tırpanlamaya başladığınız iyileştirmeler gerçekleştirdi!… Kimse çiğnenmiş hazır lokmaları yutmak için Dersim Belediyesi’ne aday olmamalıydı; Cevdet Konak’ta hazıra konup caka satmayı hayal etmemelidir… Medyatik olma merakını gizleyemeyip SMF belediyeciliğinin yerel yönetim standartlarına kazandırdığı halkçı-devrimci uygulamalar üzerinden medyanın ilgi alanı olmasını anlamayarak hem bu medyatik durumdan şikayetçi olması hem de aslında SMF’nin simgeleşmiş belediye başkanı olan Maçoğlu’na ulu orta sataşmakla medyatik olacağını umması bir çelişkidir ve maya böyle tutmaz: Zira, “ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.”
Kısacası, Cevdet Konak, Dersim Belediyesi’nin “çökertildiği” ve “yoğun bakımda olduğu” şeklindeki tespitleri, aslen belediyeyi yönetemeyeceğinin itirafıdır. Açıktan itiraf etme yerine, suçlu arayıp SMF belediyesine saldırma ve onu sorumlu gösterme yaklaşımı ortaya koymaktadır ki, bu, yönetemeyeceğini şimdiden izah etmeye, eleştirilerin önünü almaya ve basiretsizliğini kamufle etmeye dönük boş çabadır. Konak’ın Dersim Belediyesi geleceğinin bir daha olmayacağı şimdiden anlaşılmıştır…
SMF’nin yönetim anlayışı bütün burjuva yönetim anlayışlarından temelden farklıdır; demokratik, halkçı yönetim anlayışı olarak diğerlerinden bıçak ağzı gibi keskin ayrışır. Burjuva yönetim türevleri ceplerini doldurmakla meşgul olurken, SMF tam tersine cebindekileri kullanarak yöneten bir anlayış ve pratiğe sahiptir. SMF belediyenin tüm olanak ve imkanlarını halkın yararına kullanma, halkın refahı için seferber etme ve halka ait olan her temel ihtiyacı halka en uygun şartlarda sağlama anlayışıyla hareket eder/etmiştir. Belediye hizmetlerini bu bilinçle vermiş, sorunu sadece alt yapı hizmeti ve yol yapmaya indirgememiş, talancı, rantçı ve yiyici burjuva anlayışlara karşı halkın çıkarlarını esas alarak önceleyen halkçı demokratik yönetim anlayışını benimsemiştir. Prensip olarak halka ait olan ve doğada bulunan suyun halka satılmasına karşı çıkarak kapitalist anlayışa meydan okumuştur. Ulaşım hakkı, beslenme hakkı, barınma hakkı, temiz suya ulaşma hakkı gibi temel hakların halka satılmasına ilke olarak karşı çıkmıştır. Hiçbir geliri olmayan yoksul halktan tespit edilen insanları belediyede işe alınarak istihdam edilmesini ihtiyaç olarak telakki etmiş ve pekâlâ bu perspektifle işçi istihdam edilmiştir. Söz konusu su, ekmek, ulaşım ücretlerini vererek yönetilirken/yönetilebilirken, bugün bunu olanaksız görüp zam yoluna gitmek anlaşılır olamaz…
İşçilere fazla ücret verildiğinden şikâyet eden, halkın ucuz su, ekmek ve ulaşım hakkına ulaşmasından rahatsız olan, belediye olanaklarının halkın refahı için kullanılmasından yakınan, işsiz halkın istihdam edilmesinden dert yanan ve bütün bunları geri almak üzere kolları sıvayıp demokratik bir yönetim anlayışı ortaya koyduğunu iddia eden Konak, asla halkın yararına yönetip karar aldığını ve halkçı, demokratik anlayıştan beslendiğini iddia edemez, mevcut zihniyetiyle halkın yanında yer alamaz…
İşçilere fazla ücret verildiğinden, belediyede fazla işçi çalıştırıldığından, suyun, ulaşımın, ekmeğin halka ucuz sunulduğundan dolayı kendisinden önce yönetimde olan SMF belediyesine feveran eden Konak, sadece SMF karşıtlığıyla değil, halkın çıkarlarına aykırı duran tavrıyla demokratik anlayış adına tam bir paradoks ortaya koymaktadır. Konak nerde duracağına karar vermelidir. Halkın yanında mı, halkın karşısında mı? Devrimci, demokratik ittifak güçlerinin yanında mı, yoksa kayyımcı iktidarın yanında mı? Olağan koşullarda iktidarın politikaları ve kayyımcı gasp siyasetini hedef alması gerekirken, bunları aklayıp SMF belediyesini hedefe koyarak saldırması aymazlık değilse, demokratik sınıf tutumundan fersah, fersah uzaklaşmaktır. Halkın ve işçilerin kazanılmış haklarını gasp ederek ellerinden almaya kalkışması ise bir sınıf tutumu sorunu olmakla birlikte, demokratik anlayıştan yoksunluktur. Sorunlarla boğuşma, çözüm üretme ve yönetme basireti gösteremeyen Konak şuursuzca SMF’ye saldırmakta ve SMF ve Dersim Demokratik Halk Dayanışması’nın, halkın lehine inşa ettiği olanakları budamaya meyletmektedir.
SMF belediyesi sendikalarla oturduğu toplu iş sözleşmeleriyle işçi ücretlerini işçilerin/sendikaların talepleri doğrultusunda ve onlarla birlikte kararlaştırmıştır! Ve bunlar kazanılmış haklardır! Konak, SMF’yi suçlayıp saldırırken aynı zamanda işçilere ve sendikalara da aynı suçlamaları yapmış olup bu hakları gasp etmektedir! SMF belediyesi su, ekmek, ulaşım fiyatlarını belirlerken Dersim halkı bunlara itiraz etmek bir yana, sevinçle karşılamıştır! Şimdi Konak bu hakların geri alınmasını Dersim halkıyla birlikte kararlaştırdıklarını söylemektedir! Bu demagojik bir manipülasyon değilse, Dersim halkı bu gasplara itiraz etmeyecektir. Lakin Dersim halkı ve işçiler kazanılmış bu hakların gasp edilmesine itiraz ederse, bizler Dersim halkıyla birlikte olacağız!
Daha seçilmeden adaylık aşamasında “SMF belediyesi ve başkanına hesap sormaya geleceğini” ilan eden Konak, şimdi sözüne sadık durarak bu hesabı görüyor. Lakin sormaya kalkıştığı hesap çürüktür. İktidar ve kayyım gaspıyla hesaplaşmaya girmesi gerekirken o SMF ile hesaplaşmayı amaç edinmiş, edinmektedir! Çünkü, yönetememektedir bu anlaşılır ama gerekçelendirmesi gereken şey tam da niye yönetemediği olmalıdır. Dürüst olmak bunu gerektirir.
Konak’ın yönetememe kriziyle girdiği bu şuursuz saldırılarına yanıtımız şudur; yoksul ve muhtaç durumdaki Dersim halkını belli sayıda olmak üzere belediyede işçi olarak istihdam ettiğimizden dolayı belediyeyi çökerterek komaya koyduğumuzu ileri sürüyorsa, biz bunu hep yapacağız! Biz, nasıl ki kooperatiflerle üretenin sırtındaki tefeci tüccarı söküp attıysak, işsiz olan Dersimlileri olanaklar elverdiği oranda belediyede işe alarak emeklerinin karşılığı olarak insana yakışır bir seviyede yaşamaları için elimizden gelen her şeyi yapacağız! Biz, çalışıp emek veren işçilere hakları olan ücretleri en yüksek seviyede vereceğiz! Biz, suyu en ucuza ve hatta mümkün olsa tamamen parasız olarak halka sunacağız; doğal ve temel ihtiyaçların halka satılmasına karşıyız! Biz, halkın içme suyuna ulaşmasını ücretlendirmeyi doğru görmediğimiz gibi, ulaşım hakkından mahrum bırakılmasına ve ulaşım hizmetinin ücretlendirilmesine de prensip olarak karşıyız! Biz, beslenme, barınma, sağlık, eğitim ve tüm alt yapı hizmetlerinin halka ücretsiz olarak sağlanmasını savunumuza uygun olarak bunun ne kadarını kapitalist sömürü kuşatmasında gerçekleştirebiliyorsak onu yapacağız. Biz bir kapitalist, bir burjuva gibi düşünemez, onun gibi yönetemez, onun anlayışıyla hareket edemeyiz!… Oysa Konak bunların aksini savunuyor ve yapıyor ki onunla aramızdaki fark da burada açığa çıkıyor! Biz sosyalist anlayıştan besleniyor, sınıf siyaseti güdüyoruz. Ve bunu Konak’tan başka herkes anlar. Belediyenin parasını kayyıma devretmek üzere biriktirmektense, halka hizmet için kullanma, halkın sağlık, refah ve çıkarları doğrultusunda kullanmayı yeğleriz… Beşli çetelere vermeyeceğimize göre, Dersim Belediyesi’nin bütçesini halkın yararına kullanacağız! Biz, işçilere emeklerinin karşılığı olan ücreti verdik, vereceğiz! Biz, vahşi sömürüyle, rantçılık, talancılık ve yiyicilikle yoksullaştırılmış halkın refahı ve halka hizmet için kullandık, kullanacağız o bütçeyi!…
İnkâr, iftira ve manipülasyona dayalı her saldırı koftur! Konak’ın soracağı değil, vereceği hesap vardır ve bunu önümüzdeki seçimlerde vermekten kurtulamayacaktır! Biz, yalan, iftira ve karalama siyasetiyle değil, demokratik yarışta hesaplaşacağız! Konak, Dersim Belediyesi Başkanlığı’nın daha ilk aylarında miadını doldurmayı başarmıştır. Çırpınmanın batmaya faydası yoktur!…
