HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin grup toplantısında konuştu. Buldan, konuşmasına Dersim’de katledilişlerinin 84’üncü yılında Seyit Rıza ve arkadaşlarını anarak başladı. “Seyit Rıza, oğlu Resik Huseyn ve beş mücadele arkadaşıyla beraber idam edilişlerinin üzerinden tam 84 yıl geçti” diyen Buldan, Seyit Rıza’nın “Size diz çökmedim. Bu da size dert olsun” diyerek bıraktığı mirası, 84 yıldır Alevi, Kürt ve bütün direnen halkların sözü ve meşalesi olmaya, yollarını aydınlatmaya devam ettiğini belirtti. Buldan, “Seyit Rıza şahsında tüm arkadaşlarına sözümüz olsun! Oyunlarla, hilelerle baş ediyoruz, etmeye devam edeceğiz. Baş eğmeyeceğiz, geri adım atmayacağız. Bu vesileyle insanlık onuru adına direnenleri tekrardan minnetle anıyorum” ifadelerini kullandı.
‘Ahmet Kaya’nın mezarına saldıranları kınıyorum’
Ahmet Kaya’nın ölüm yıldönümü olduğunu kaydeden Buldan, “Tarih 16 Kasım’ı gösterdiğinde sonbahar misali, yaprak döker bir yanımız, ama umutlu yarınlar ve anısı adına da bir yanımız bahar bahçedir. Bugün, Sevgili Ahmet Kaya’yı Paris’te, sürgünde yitirişimizin yıldönümüdür. Saygıyla, minnetle ve özlemle anıyorum. Sanatını halkla, sözlerini mücadeleyle ve yaşamını demokratik bir gelecek ile harmanlayan bir sanatçı olarak; sistemin deresinde sevilmedi, linç edildi, hor görüldü ve sürgüne zorlandı. Ahmet Kaya’ya saldırı henüz bitmiş değildir. Paris’teki mezarına yine saldırdılar. Şiddetle kınıyor ve yapanları lanetliyorum. Bu insanlıktan nasibini almamış, faşist zihniyetli insanların mezarlara saldırısının kaynağını iyi biliyoruz. Bunun sorumluları, mezardan annelerimizi çıkartanlarla pozlar verenlerdir. Sevgili Ahmet, dostum dostum güzel dostum. Mavi gökyüzünü sana dar etmeye çalışanlara karşı direnişimiz sürüyor, sürecektir. Bir menekşe kokusunda seni aramaya ve anmaya devam edeceğiz” dedi.
Dünya Hapisteki Yazarlar Günü’ne dair de Buldan, “Düşüncenin, kalemin en büyük güç olduğunu bize anlatan dünyadaki ve ülkedeki tüm yazarları saygıyla anıyorum. Düşünceye, edebiyata, sanata en büyük prangaların vurulduğu böylesi bir süreçte daha çok dayanışma içinde olacağız. Sansüre uğrayan, yasaklanan, engellenen her kelimelerine köprü olmak, onların sesinin yankısını her tarafa ulaştırmak bizim görevimizdir” diye ekledi.
‘Adı dava olabilir ama kendisi bir kumpastır’
Kobanê Davası’na yönelik kumpasla sözlerini sürdüren Buldan, şunları söyledi:
“Seyit Rıza’nın ‘başa çıkamadım’ dediği oyunların günümüzdeki versiyonlarından biri biliyorsunuz Kobanê komplosudur. Adı dava olabilir ama kendisi bir komplodur, kumpastır. İktidar bloğunun, partimize, geleneğimize, demokratik siyasetteki varlığımıza ve halkların ortak gelecek umuduna karşı Saray’da kurduğu siyasi bir komplodur. Komplo olduğunu kanıtlamaya gerek yoktur. Davanın her aşaması, dosyada yer alan belgelerin her biri acemice, panikle tezgâhlanan kumpası kanıtlamaya yeter de artar bile. Kobanê davası gerek arka planı, gerek suçlama konusu, gerekse de artık dosyaya sığmayan hukuksuzlukları, yargılamadaki adaletsizlikleri itibari ile bu iktidarın adeta bir özetidir. Bu dava IŞİD karanlığının bir vekâlet davasıdır. Bakın IŞİD Kobanê’de yenilgiye uğradı. IŞİD’in başı Bağdadi sınırın 2 km ötesinde öldürüldü. Sonra ne oldu? Bir yıl sonra 27 Eylül 2020’de HDP’ye yönelik büyük Kobanê operasyonu düzenlendi. IŞİD’in Türkiye’deki hedefi kimdi? 5 Haziran saldırısında da Suruç ve Ankara katliamlarında HDP ve demokrasi güçleri IŞİD’in hedefindeydi. İktidar bloğunun hedefi kimdir? Yine HDP ve demokrasi güçleridir, halklar dayanışmasıdır. İşte bu nedenle vekâlet davası diyoruz. İçerideki komplocularla IŞİD’in hedef birliği söz konusudur. İşte bu dava da bunun kanıtıdır.
‘Kobanê davası iktidarın özetidir’
Evet, bu dava iktidarın özetidir çünkü 7 Haziran’ın, 31 Mart’ın intikamını alma davasıdır. Demokratik siyasete karşı bir darbe davasıdır. Bu dava iktidarın özetidir, çünkü asıl failler değil, öldürülenler yargılanmak istenmektedir. Bu iktidarın özetidir, çünkü ‘HDP binalarına neden saldırı yok’ diyen Kobanê davasında mahkeme başkanı olmuştur. Her şey açık ortadadır. Bu iktidarın özetidir ki; dava dosyasında unutulan ve kimler tarafından yazıldığı bilinmeyen gayri resmi bir belgede yargıya yönelik ‘HDP’yi kapatın’ talimatı verilmekte, tutuklanması istenen HDP’lilerin listesine yer verilmektedir. Yargı margı hikâyedir. Davanın savcısı da hâkimi de Saray’dır.
Tezgâhı tepede kurdular. 3 bin 530 sayfalık, 324 klasörlük delilden yoksun iddianameyi oldu bittiye getirip kabul ettiler. IŞİD katliamlarının dava dosyalarını toplasanız Kobanê iddianamesinin 10’da biri kadar yoktur. Ama mesele HDP olunca, binlerce sayfa doldurdular. Ama kanıt bulamadılar. Bakın Mehmet Eymür itiraflarda bulundu. Devlet adına 18 kişi öldürüldü dedi. İşte buyurun kanıt size. Ama var mı tek sayfalık bir soruşturma? Yok. HDP hakkında binlerce sayfa iddianame yazan yargıçlar size sesleniyorum; 18 kişi öldürülmüş, neden sesiniz çıkmıyor? Buradan size sormak istiyorum. Sedat Peker, yaşanan pislikleri, işlenen suçları bir bir ifşa etmeye devam ediyor. Var mı tek bir soruşturma? Yok. Terfi almak için HDP’liler hakkında fezlekeleri otomatiğe bağlayan fezleke fabrikatörleri buradan size sesleniyorum, neredesiniz? Neden sesiniz çıkmıyor? Türkiye’yi soyup soğana çeviren hırsızlar devlette, iktidarda, kamuda itibar sahibi olarak ortalıkta dolaşıyor. Tek bir soruşturma yok. Ama ne var? Kobanê davası var. Hırsızlıkların önünü kapatma davası yok, ama HDP’yi kapatma davası var.
‘Kirli işlerinizi Kobanê davasıyla örtemezsiniz’
Suçlusunuz, kirlisiniz, suçlarınızı, kirli işlerinizi Kobanê davasıyla örtemezsiniz. Örtemeyeceksiniz. 17-25 Aralık’ın üzerini 6-8 Ekim’le örtemeyeceksiniz. Kumpası kuranların tek dayanağı sahte gizli tanık yalanlarıdır. Arkadaşlarımızın dayanağı ise hakikattir. İşte bu dava aynı zamanda bir hakikat davasıdır. Ve sonunda hakikat kazanacaktır. Gizli tanıklığın arkasına sığınan korkaklar, sahtekârlar, komplocular değil, tarihin de tanıklık ettiği gibi eğilmeyen başlar, dimdik ayakta duran irade kazanacaktır. Kobanê kumpas davasını hızla sonuçlandırıp HDP hakkındaki kapatma davasına sahte dayanak yapmak isteyen komplocular iyi bilsin ki; başaramayacaksınız.”